HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Beyin cerrahisinde son gelişmeler

Eskiden beyin tümörü denilince insanın aklına korkunç şeyler gelirdi. Tümörün genellikle geç teşhis edilmesi ve ameliyatta yaşanan sorunlar kimi zaman hastada geriye dönüşümü olmayan hasar bırakabilir, hatta yaşamına bile mal olabilirdi. Oysa modern tıp dünden bugüne çok gelişmeler kaydetti. İşte son yıllarda beyin cerrahisinde yaşanan gelişmeler...

Beyin cerrahisinde son gelişmeler

Her yıl yüz bin kişiden 5'inde ortaya çıkan beyin tümörü, hastanın yaşam kalitesini ciddi boyutlarda bozuyor, hatta ölümüne bile neden olabiliyor. Ancak bu söylediğimiz sizi korkutmasın. Çünkü Acıbadem Hastanesi Kozyatağı'ndan Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necmettin Pamir, günümüzde beyin cerrahisi ameliyatlarında oldukça başarılı sonuçlar elde edildiğine dikkat çekiyor. Öyle ki bu yüzyılın başında ameliyata bağlı ölüm oranları yüzde 30'larda görülürken, günümüzde ameliyat sonrasında ölüm oranı sadece yüzde bir, hatta yüzde birin altında seyrediyor.

Genetik faktör etkili mi?

Beyin tümörlerinin gelişimine hangi faktörlerin yol açtığı bilinmiyor. Bu tümörlerin ortaya çıkmasında genetik faktörlerin etkili olup olmadığına gelince. Prof. Dr. Necmettin Pamir, yapılan araştırmalarda beyin tümörlerinin oluşumunda genetik faktörlerin etkili olduğuna dair bir sonuca varılmadığını belirterek şunları söylüyor. "Fakat, tüberoz skleroz ve nörofibramatozis gibi bazı genetik hastalıklarda beyin tümörünün gelişme sıklığı bu hastalıkların görülmediği normal topluma göre çok daha fazla. Ancak beyin tümörlerinin bu hastalarda neden daha sık görüldüğüne dair net bir net bilgi mevcut değil"

İlaç tedavisiyle durdurulamayan baş ağrılarına özellikle sabahları, öğürmeden fışkırır tarzda kusmanın eşlik etmesi, beyin tümörlerinin en tipik belirtilerini oluşturuyor. Baş ağrısı özellikle sabahları ortaya çıkıyor. Son derece şiddetli ve ezici tarzda gelişen baş ağrısı, günün bazı saatlerinde daha çok şiddetleniyor, ardından yine hafiflemeye başlıyor. Beyin tümörünün bulunduğu yerin fonksiyonuna göre yerel bulgular da ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Necmettin Pamir, bu bulguları şöyle sıralıyor: "Örneğin tümör beynin ön bölgesinde oluşmuşsa, hastada kişilik bozuklukları gelişmeye başlıyor. Tümör kafanın arka bölgesindeyse görme bozuklukları, motor hareketi bölgesindeyse felç gibi yakınmalar görülüyor. Dolayısıyla şiddetli baş ağrısına hafıza ve görme bozukluğu gibi beyin fonksiyonları kayıpları eşlik ediyorsa, zaman kaybetmeden bir nöroşirürji ya da nöroloji uzmanına başvurmak, hastanın sağlığı açısından büyük önem taşıyor." Detaylı muayene, tomografi ve MR, gerekirse anjiyografi yöntemlerinden yararlanılarak bu şikayetlerin ardında bir beyin tümörünün yatıp yatmadığı tespit ediliyor.

Nasıl tedavi ediliyor?

Beyin tümörlerinin çoğunu maalesef kötü huylu tümörler oluşturuyor. Beyin zarlarında gelişen tümörler iyi huylu özellik gösterse de bunlar tüm beyin tümörlerinin ancak yüzde 10'unu oluşturuyor. Bunların yanı sıra yine iyi huylu olan hipofiz tümörleri de beyin tümörlerinin sadece yüzde 8-9'unu kapsıyor. İyi huylu beyin tümörleri yavaş üreme hızına sahipler. Ayrıca beyin dokusundan kolaylıkla çıkarılabiliyorlar. İyi huylu tümörlerde amaç ek bulgu vermeden, yani hastada ek bir kayba yol açmadan kitleyi tamamen çıkarmak. Günümüzde beyin cerrahisinin gelişmesi sayesinde ameliyat sonrasında oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor. Peki ya tümör kötü huyluysa? Beyin tümörlerinin yüzde 53'ünü kendi dokusunda gelişen kötü huylu tümörler oluşturuyor.

Prof. Dr. Necmettin Pamir, kötü huylu tümörlerin tedavisinde iki yol izlendiğini belirterek bu yöntemleri şöyle açıklıyor: "Beynin kendisinden çıkan kötü huylu tümör eğer çok yayılmamışsa yine cerrahi yöntemden yararlanılıyor. Tümör yerleştiği bölgeden hastaya ek hasar vermeden cerrahi yolla çıkarılıyor. Ardından radyoterapi ya da kemoterapi gibi ek yardımcı yöntemlere başvuruluyor. Tümör vücudun başka bir bölgesinden beyne sıçramışsa ve tekse çözüm yine cerrahi yöntem oluyor. Ancak tümör birden fazlaysa bu durumda ışın tedavisi uygulanıyor. Bu yöntemde de ya konvansiyonel yani muhafazakar ışın tedavisinden ya da gama knife ile uygulanan odaklanmış ışın tedavisinden yararlanılıyor.

Prof. Dr. Necmettin Pamir, son 20 yıl içerisinde beyin cerrahisindeki tanı yöntemlerinde büyük devrimler yaşandığına dikkat çekiyor. 1970'li yılların başında beyin tomografisinin ve 1980'lerin başında da MR'ın bulunması, bunların yanı sıra anjiyografi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde beyin tümörlerine tanı konulmasında büyük ilerlemeler kaydediliyor. Beyin cerrahisindeki son gelişimin adı ise: 3 Tesla MR cihazı... Bu cihazın beyin ameliyatlarında hangi avantajları sağladığına gelince...

GELİŞİMİN ADI: 3 Tesla MR

3 Tesla MR kullanılmadan uygulanan ameliyatlarda, hasta beynindeki tümör temizlendikten sonra yoğun bakıma alınıyor. Beyinde kalıntı kalmaması, ameliyat sonrasında hastanın sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi açısından son derece önemli. Ancak ender rastlansa da küçük kalıntılar cerrahın gözünden kaçabiliyor. Bu nedenle ameliyat sonrası çekilen MR görüntüleriyle beyinde herhangi bir kalıntı kalıp kalmadığı kontrol ediliyor. Beyinde kalıntı kaldığı tespit edilirse hasta ikinci kez ameliyat masasına yatmak zorunda.

Perop 3 Tesla MR sayesinde ise cerrah, bu cihazla ameliyat sırasında ihtiyaç duyduğu her noktada, hastayı uyandırmadan ve ameliyat bölgesini kapatmadan tüm kalıntıların temizlenip temizlenmediğini kontrol edebiliyor.

HASAR OLUŞMUYOR

3 Tesla Mr cihazının bir başka önemli avantajı da cerrahlara ameliyat sırasında beyindeki işlem yerini tespit edebilmeleri şansını sunması. Beyin çok hassas bir yapıya sahip.

Bu nedenle tümörün, küçük kalıntıların ve damar anomalilerin bulunduğu bölgelerin çok iyi tespit edilmesi ve sadece o noktalar üzerinde girişimde bulunulması, beyne hasar vermemek açısından çok önemli. Ancak kafatası açıldığı zaman, beyin çok hafif de olsa yer değiştirebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Necmettin Pamir, sözlerini şöyle noktalıyor: "Dolayısıyla ameliyat öncesinde çekilen MR görüntüleri dikkate alındığında hatalı bölge üzerinde işlem yapma riski doğuyor. Bu hata da hastanın konuşma yeteneğinin kaybolması ya da felç olması gibi ciddi sonuçlara yol açıyor.

Bunun aksine Perop 3 Tesla Mr cihazında ise beynin görüntüsü ameliyat sırasında alınıyor ve bu sayede hatalı bölge üzerinde işlem yapma riski de minimuma iniyor."

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler