BİZE ULAŞIN
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de, “Başbakan’ı çağırın, ‘Bu ne rezalet, buna kim izin veriyor’ sorusunu sorun” diye seslendi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “son dakika çağrısı” niteliği taşıyan bu sözlerini şöyle açıkladı:
Kan davasını görmüyorlar
“Yargı, bu konuda verdiği kararlarla güven ve ivme kaybediyor. Bunu herkes biliyor. Bir davada, sizin tarafsızlığınız sorgulanmış ve bu yargı kararına bağlanmışsa artık bir yargıç olarak o davaya bakmamalısınız. Yargıç bunu görmüyor, devam ediyor. O zaman dava da bir kan davasına dönüyor. Daha vahimi bunun HSYK da görmüyor, HSYK’nın başkanı olan Adalet Bakanı da.
Siyasi iradeye uygun karar
Bu krizde bir gerçek daha var. Yargı ile siyasetin iç içe geçtiğini gösteriyor. Hükümet yetkilileri, ‘Bunlar seçilse de bırakılmayacaklar’ demedi mi, dedi. Yani bu konuda siyasi irade oluştuğu için ona uygun yargı kararı da oluştu. Bundan sonra bürokrasiyi ve ellerinden gelse siyaseti de yasama organını da yargı aracılığıyla dizayn edecek, buna çalışacaklar. Çünkü yargı, siyaset kurumunun emrine girmiştir. Artık önümüzde tek tip, tekçi anlayışa sahip bir devlet var. Bu da demokrasinin önüne çıkan en ciddi tehlikedir.
Bizim onları aday göstermemizde hiçbir yanlış yok. Seçme ve seçilme hakkı var mı, var. Siz bu hakkı kişinin elinden aldığınız, onları aday göstermediğiniz zaman mı demokrat olacaksınız? Yargının, ‘Evet bunlar milletvekili olabilirler’ dediği bir ortamda siz hangi gerekçeyle bunun karşısında duracaksınız? Aday adaylığı da milletvekili adaylığı da yargı süzgecinden geçerek oluyor. Savcı, hâkim, YSK ‘Evet’ demiş, bunun üzerine halk da bu insanları seçmiş. Şimdi, ‘Size bu hakkı vermiyoruz’ diyorsanız, sizin demokrasi ve özgürlük anlayışınız tartışılır.
Gül, Erdoğan’ı çağırsın
Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda duyarlılıklarını dile getiriyor. Ama yeterli değil. Başbakanı çağırıp, ‘Bu ne rezalet; böyle bir rezalete kim izin veriyor’ diye sormalı. ‘Böyle hukuk, çağdaşlık mı olur’ diye konuşmalı.
Mahkûm olmamış milletvekillerinin sorununu çözmenin anayasa ile ilgisi yok. O nedenle Meclis’in ortak bir tavır geliştirmesini diliyorum, söylüyorum. Hele hele bu süreçlerden geçip sıkıntılarını defalarca dile getirenlerin şimdi böylesi kararların arkasına sığınmasını anlamakta güçlük çekiyorum.
Söz etmesi yeterli
Başbakan’dan beklentimiz şudur; çıkıp, ‘Bu arkadaşlarımız, halkın iradesi ile milletvekili seçilmişlerdir, parlamentoya gelmeleri gerekir. Bu sorunu çözeceğiz, yolu açacağız. Bu bir demokrasi ayıbıdır, üstümüze düşeni yapacağız’ dediği an sorun çözülür. Bu yaklaşım ortak paydamızdır. Başbakan’ın bunu söylemesi, bizim yeminimizin yolunu da açar, yemine katılırız. Çünkü burada duruş önemli; bu bir demokrat olmak, demokrasiye inanıp inanmamak sorunudur.”
Tanışma kokteyli
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde verdiği kokteylde partisinin 24’üncü dönem milletvekilleriyle buluştu. TBMM’deki yemin törenine katılıp katılmama konusunu bugün karara bağlayacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan’ın tutumunun, ÖSYM Başkanı Ali Demir’e göre “daha etik” olduğunu söyledi.
