Korku: Şimdi korkusu, sonra korkusu, gelecek korkusu, başarı korkusu, başarısızlık korkusu... Liste böyle uzayıp gider korku deyince. Şu dünyada yaşayıp, yaşayabileceğimiz her şey için korku duyarız.
Peki korku ne?
Niye var hayatı bize zehir eden, ilerlememize olanak tanımadan bizi kitleyen, bir ileri bir geri adım arttıran bu duygu?
Aslında korku, ilk insanca duygumuz en başından beri var olan. Korku öyle önemli bir duygu ki, aynı zamanda hayatta kalabilmemiz için de gerekli ve olmazsa olmaz.
Eski insanlar aslanı görmeye gerek duymadan salt "aslan" kelimesinden bile korkarlardı. Niye mi? Nedeni çok basit! Eski insanın kafasındaki gerçeklikle aslan ve ölümün özdeşleşmiş olması.Artık aslan deyince korkmuyoruz bile,en azından Afrika'da yaşamıyorsak.
Peki bugünün korkuları neler?
Neler kafamızda "aslan" etkisi yapıyor?
Bu soruya verilecek en kapsamlı cevabın "değişim" olduğunu düşünüyorum. Değişmek dediğimizde hepimizin aklına farklı şeyler gelse de, alışılmışı bırakmak yani aslında "benliğimizin onaylanmama ihtimali"ni ortaya çıkarmak çok korkutucu çoğumuz için. Hele bu değişim talebi dışarıdan geliyorsa, iş daha da vahim.