HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ - 19

Bakan Gül: Dumanla bile haberleşseler onları bulup çıkaracağız (2) YENİ ADLİ YILIN YOL HARİTASI İZTO eylül ayı olağan meclis toplantısı Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M.

Bakan Gül: Dumanla bile haberleşseler onları bulup çıkaracağız (2)
YENİ ADLİ YILIN YOL HARİTASI

İZTO eylül ayı olağan meclis toplantısı Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi. İzmir Valisi Erol Ayyıldız'ın da bulunduğu toplantıda çeşitli oda ve birlik başkanları ile çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi hazır bulundu. Toplantıda yaptığı konuşmada hukuk devletini olmanın temel şartının, 82 milyon vatandaşın kendisini emin ve güvende hissetmesini sağlamak olduğuna dikkat çeken Bakan Gül, bağımsız ve tarafsız yargının hukuk devleti niteliğinin ayrılmaz parçası olduğunu dile getirdi.

Adaletin mülkün temeli olduğunu vurgulayan Gül, iyi işleyen bir adalet sistemini oluşturmak için gayret ettiklerini söyledi. Gül, "Adliyenin kapısı adaletin kapısıdır. Bu kapıya gelen her vatandaşımız hakkına erişeceğini bilmeli ve memnuniyetle ayrılmalıdır. Birlikte yeni adli, yeni bir döneme girdik. Bu dönemi yargı reformu belgesinde yer alan reform adımlarımızın birer birer hayata geçirmenin başlangıcı olarak görüyoruz. Bu noktada, 30 Mayıs 2019’da Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanan 'Yargı Reformu Strateji Belgesi' yeni adli yılın ve önümüzdeki dönemin temel ajandası ve yol haritası niteliğini taşımaktadır. Strateji Belgesi aynı zamanda AB ile müzakere sürecinin de parçası olan bir belgedir" dedi.
Hukukun kolaylaştırıcı imkanlarını harekete geçirerek toplumun, iş dünyası ve yatırımcıların beklentilerine cevap vermek istediklerini kaydeden Gül, "Ekonomik refahın temeli, üretimdir, istihdamdır, ticari faaliyetlerdir. Hukuk ise bu faaliyetleri kısıtlayan veya kolaylaştıran bir işlev görmektedir. Biz tercihimizi kolaylaştırmaktan yana koyuyoruz. Yatırımı, ticareti, büyümeyi teşvik ediyoruz. Ülkemizde iş yapmayı kolaylaştıran iklimi kurmak ve korumak için bundan sonra da aynı dikkat ve heyecanla çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. İş dünyasını ilgilendiren konulardan birinin de ihtisas mahkemeleri olduğunu anlatan Bakan Gül şöyle devam etti:
"Yargıda uzmanlaşmayı geliştirilerek makul sürede yargılama ve isabetli karar oranını artırma temel hedefimizdir. Bu amaç Strateji Belgemizde yer almaktadır. Asıl önemli yenilik ise hakimlerin meslek hayatlarının başında ceza ve hukuk hakimi olarak ayrışması ve ihtisaslaşması olacak. Ayrıca, iş mahkemeleri, ticaret mahkemeleri, marka ve patent mahkemelerinde çalışmak üzere uzman hakimler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Her vatandaşımız bizim için kıymetlidir. İnsan onurunu korumak adalet sistemimizin temel ilkelerinden biridir.2017’de yaptığımız değişiklikle mesnetsiz ihbar ve şikâyete maruz kalan vatandaşlarımıza şüpheli sıfatı verilmesi uygulamasına son verdik. 2017 yılı Eylül ayından 1 Eylül 2019 tarihine kadar açılan toplam 203 bin 488 ihbar dosyasının 111 bin 697’si sonuçlandırılmıştır" dedi.
UYUŞMAZLIĞIN TARAFLARI ÇÖZÜMDE SÖZ SAHİBİ OLACAK
Bakan Gül, hukukta alternatif çözüm yöntemlerine dikkat çekerek, Türkiye'nin Singapur Konvansiyonu'nu imzaladığını açıkladı. Uluslararası ticaretteki arabuluculuk uygulamalarının hukuki güvence olarak görüldüğünü dile getiren Gül, şunları söyledi:
"Artık uyuşmazlığın tarafları çözümde söz sahibi olacak. Anlaşmazlıkların daha kısa sürede çözülmesini sağlayacak olan uluslararası arabuluculuk iş insanlarının yabancı ülkelerdeki yatırımlarında hukuken kendini güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. Yine yabancı yatırımların ülkemize gelmesi açısından da ayrı bir güvence oluşturmaktadır. Singapur Konvansiyonu ile arabuluculuk sisteminin hukuki güvencesi altında yatırımcı- devlet uyuşmazlıklarının halli sürecinde de kullanılması ile ülkemizde yatırım ortamının gelişmesine de katkı sağlayacaktır. Makul sürede yargılanma hakkının temini, yargısal prosedürlerin tüm yönleriyle ele alınmasını gerektirmektedir. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin geliştirilmesi buna hizmet eden politikalardan biridir."
DURUŞMASIZ YARGILAMA
Ocak 2018 tarihinden başlamak üzere iş uyuşmazlıklarında bugün itibariyle 383 bin 728 dosyada anlaşmaya varıldığını ifade eden Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, "Seri muhakeme usulü 13 suç için, verilecek cezada Cumhuriyet savcısı ile şüphelinin anlaşması usulü getirilmektedir. Gürültüye neden olma, genel güvenliğin tehlikeye sokulması, trafik güvenliğin tehlikeye sokulması gibi kamuya karşı işlenen suçlarda savcı ile şüphelinin anlaşması suretiyle ceza verilip uyuşmazlık hakim onayından sonra sistemden çıkarılacaktır.Duruşmasız yargılama usulünde hakim, sanık ve mağdurun yazılı beyanını aldıktan sonra dosya üzerinden duruşmasız karar verebilecek, taraflardan biri itiraz ederse duruşma açarak karar verebilecektir" dedi.
SIFIR HATAYLA YARGILAMA
Yargı reformu belgesinin sadece bir zümre için değil, 82 milyon vatandaş için geniş bir katılımla hazırlandığını söyleyen Bakan Gül, bu belgenin 30 Mayıs'ta Türkiye ve dünya kamuoyuna açıklandığını ifade etti. Gül, "Bu bir yol haritasıdır. Daha önce de uygulandı. Reform kararlılığını vurgulayan bir belgedir. Türkiye'nin dünyadaki en saygın ülkesi olması için önemli bir yol haritasıdır. Eleştirileri ve önerileri masaya yatırdık. Gelişmiş ekonomi ve adil paylaşım için bu reformun başarıya ulaşması için çalışıyoruz. Strateji belgesi paydaşlarla hazırlandı. Demokratik ortamı ve erişilebilir adalet sistemini aynı zamanda ekonomik kalkınmanın ve sosyal gelişmenin olmazsa olmazı olarak görüyoruz" diye konuştu. Bakan Gül konuşmasında ihtisas mahkemeleri ile sıfır hatayla yargılamayı hedeflediklerini ifade ederek "Bir insanın itibarını yargıyı kullanarak lekelemesine izin vermeyiz. 2017'de mevzuat değişikliği yaparak yeni bir düzenleme yaptık. Ticari rekabette yargıyı kullanarak biri hakkında suç duyurusunda bulunuluyor. Şüphelinin fabrikasına yada evine polis gidriyor. O kişi aklansa bile iş dünyasında mahallesinde devlet dairesinde lekeleniyor. Bu düzenlemeyle savcılarımız şikayet geldiğinde bakıyor. Hakkında soruşturma dosyası açmıyor. Bu durumda olan Eylül 2017'den bu yana 111 bin 697 kişi hakkında soruşturma açılmama kararı verildi" diye konuştu.
ÖZGENER'DEN AB ÜYELİĞİ VURGUSU
Açılış konuşmasını yapan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise, yargı reformu stratejisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülmeye başlanmasından hemen önce, son bilgilendirme ve değerlendirme toplantısının İzmir’de gerçekleştiriliyor olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Yargı Reformu Stratejisi’nin ilk kez hazırlandığı 2009 yılından itibaren, plana dayalı reform dönemine geçildiğini anlatan Özgener, bu dönemin ikinci reform belgesinin de 2015 yılında hazırlandığını kaydetti. İzmir halkı ve iş insanları olarak 'Güven veren ve erişilebilir adalet' sloganıyla hazırlanan, 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyetin bulunduğu Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili yapılan çalışmaları yakından takip ettiklerini belirten Özgener, "Avrupa Birliği’ne girmek Türkiye açısından stratejik bir hedeftir. Ve Türkiye, katılım sürecine bağlılığını sürekli korumuştur. Türkiye’nin üyeliği, aslında AB açısından çok önemlidir. Türkiye’siz bir Avrupa Birliği her zaman eksik olacaktır, AB’nin bölgesel bir güçten küresel bir güce dönüşmesi için Türkiye’nin tam üyeliği elzemdir.Türkiye, her zaman Kopenhag kriterleri doğrultusunda, reform ve uyum çalışmalarıyla kendisine düşen görevi hakkıyla yerine getirmiş, katılımcı ve özgürlükçü demokrasiye verdiği değeri güçlü biçimde defaeten ortaya koymuştur. Şüphesiz, AB İlerleme sürecinde yargı reformu büyük önem taşımaktadır. Belgeyi incelediğimizde AB’ye katılım süreci ile ilgili hedeflerin de ötesinde toplumsal taleplerin de içeriğinde yer aldığını görmekteyiz. Belgenin hazırlanma sürecinde tüm paydaşlarla yaklaşık bir yılı aşkın süredir devam eden şeffaf ve katılımcı süreci ve bu görüşmeler kapsamında, iş dünyasının da değerlendirmesinin alınmasını çok önemli görüyoruz" dedi.
Özgener, sonuçları öngörülebilir, şeffaf, kaliteli, etkin ve hızlı çalışan bir yargı sisteminin, ekonomik faaliyetlerin en önemli güvencesi olduğuna dikkat çekerek belgede yargı ve ekonomi ilişkisinin ön planda tutulduğunu kaydetti.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu da, toplantıda şunları söyledi:
"Odalarımızda, arabuluculuk ve tahkimin merkezleri kuruyoruz Bu noktada sayın Bakanımıza iki önerimiz olacak bu yöntemin daha da etkin kullanılmasını sağlamak için, ticari uyuşmazlıklarda, arabulucuların hukukçu olma şartını kaldıralım. İki tarafı tacir olan uyuşmazlıklarda, Odalarımız da arabulucu olabilsin. Tahkimin yaygınlaşması için, zorunlu tahkim içeren sözleşmelerin damga vergisi kaldırılmalı. Kararların icrasında alınan damga vergileri de yarıya indirilmeli. Böylece firmalarımız, yaptıkları sözleşmelere, tahkim maddesi ekleme konusunda daha istekli olacaklar. Arabuluculuk ve tahkim ne kadar yaygınlaşır ve daha fazla kullanılırsa, bu hem iş dünyamızın, hem de yargı camiamızın lehine olacaktır."

Konuşmaların ardından Bakan Gül'e, İzmir Adliyesi'nin 1886 yılında çekilmiş fotoğrafı hediye edildi. Toplantının soru cevap kısmı basına kapalı olarak devam etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Toplantı salonundan genel ve detay görüntü
- Mahmut Özgener'in konuşmasından görüntü
- Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun konuşmasından görüntü
- Abdülhamit Gül'ün konuşmasından görüntü
- Hediye verilmesinden görüntü.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)

==============

TBMM Başkanı Şentop: Türkiye'de kötümser ve karamsar bir kesim var (3)
TRAKYA ÜNEVERSİTESİ'NİN AKADEMİK YILI AÇILIŞINA KATILDI

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Trakya Üniversitesi'nin akademik yılı açılışına katılmak üzere geldiği Edirne'de Vali Ekrem Canalp, Belediye Başkanı Recep Gürkan, Rektör Prof.Dr. Erhan Tabakoğlu tarafından karşılandı. Akademik yılı açılışı öncesinde ünlü klarnet sanatçısı Serkan Çağrı, Trakya Üniversitesi Balkan Senfoni Orkestrası ile birlikte bir konser verdi.

Şentop, öğrencilere seslendiği konuşmasında, eğitimin özellikle de üniversite eğitiminin bugünkü modern dünyanın, hem prestij bakımından hem de teorik ve pratik toplumsal gereklilik bakımından olmazsa olmaz temel kurumu olduğunu dikkat çekerek, şöyle dedi:

"Akademik camianın ve gençlerimizin yakından müşahade ettiği gibi bugün ülkemizde son 20 yılda açılan üniversite ve yüksek okulların sayısı, bu alandaki nitel ve nicel atılımlar, cumhuriyet tarihimizin bütünü içinde özel ağırlıklı bir yere sahiptir. 207 üniversitemiz var. Her alanda olduğu gibi bu alanda da elbette eleştiriler yapılabilir ve yapılmalıdır da. Ama bu tartışmalar, benim de hukuk bilimi alanında bir üyesi olduğum akademik dünyanın temel hakikatini değiştirmez. İnsan başından beri bu evrende soru soran ve buna cevap arayan, düşünen, akleden, bazı sonuçlara varan, bazen bu sonuçlardan yola çıkıp başka sorulara, başka cevaplara yelken açan bir canlıdır. Disipliner ve bir usule dayalı bilgiye, ilme, araştırmaya, deneye, felsefeye, mantığa, teolojiye, gökbilimine, fiziğe, kimyaya, edebiyata, mimariye. Velhasıl bütün bir fizik ve metafizik alana ilişkin tecessüslerin, buluşların, sonuçların ve yeni başlangıçların merkezinde insan vardır; Öğreten bir insan ve öğrenmeye talip olan başka bir insan. İşte bu iki farklı cephedeki insanın buluştuğu, karşılaştığı ve birinin diğerine belirli bir alandaki ilmî veya bilimsel üst düzey birikimi aktardığı varsayılan mekânın adı üniversitedir. Siyasetten uluslararası ilişkilere, biyolojiden psikolojiye, farmakolojiden felsefeye hangi şubede ilerlemek, uzmanlaşmak istiyorsanız, ilgili fakülteye gidip kayıt yaptırmak ve sonra ilerlemek, ilerlemek. Araştırmacılar, dünyanın ilk üniversitesinin 859 yılında Emeviler döneminde Fas'ta kurulduğunu belirtiyor. Bugün Devlet Üniversitesi olan ve Karaviyyin adını taşıyan bu üniversitenin dünyanın en eski diploma veren eğitim kurumu olduğu ve kurucusunun da bir kadın olduğunu belirtmek isterim."

'ZOR ZAMANLARDAYIZ'
Akademik dünyanın geçirdiği evreler ve akademiye hakim olan, olması gereken ilkeler bakımından tarihsel süreç içerisinde sayısız tartışmalar yaşandığına vurgu yapan Şentop, "Bilimsel olan kutsal olan demek değildir. Bilimsel olan, zaten özü itibariyle yanlışlanabilir olandır. Bugün gelinen noktada sorulması gereken soru şudur: Her türlü bilimsel bilgi, gelişmesinin son aşaması, insana, diğer canlılara ve doğaya olumlu bir katkı mı vermekte. Yoksa artık temel gündem olan iklim değişikliği sebebiyle içinde yaşadığımız dünyanın her şeyine zarar veren, onu tahrif ve tahrip eden bir gelişmenin, daha doğru ifade bir yok oluşun önünü mü açmaktadır? Dünyayı 15 defa yok edecek nükleer silah stokuna sahip bir dünyada, bütün bir insanlık olarak acaba güvenlikten, adaletten ne kadar söz edebiliriz?
Bugün geldiğimiz noktada yapay zekayı, insanın yerini alacak robotları ve siber hayatın ayrıntılarını konuşuyoruz. Ama aynı zamanda büyük sellerden, söndürülemeyen yangınlardan, karşı konulamayan kasırgalardan ve topyekun yaşamsal bir gelecek endişesinden de bahsediyoruz. Zor zamanlardayız ve üniversiteler, farklı disiplinler aracılığıyla bu zorluklar karşısında bize yeni kapılar, pencereler açabilir mi; Hakikatle, umutla, sevinçle, adaletle insanın bağlarını biraz daha sıklaştırabilir mi? Cevabını aradığımız soru bu.
Üniversitelerimiz, andığım bağları kurma yolunda sizleri motive ettikçe ve sizin yüksek enerjinizi ülkemiz için, gezegenimiz için bir atılım ruhuna dönüştürmeyi başardıkça hepimiz kazanacağız. Ortaya çıkacak olan yeni anlamlar, yeni düşünce ve uygulamalar hepimizi daha iyi bir dünyada yaşadığımız duygusuna ulaştıracak" dedi.

'ADALET KASRI' VURGUSU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM'de yaptığı konuşmaya değinen Şentop, "Edirne'de ne var? Adalet Kasrı var. Bugün BM yapısındaki veto hakkına sahip 5 ülkenin varlığını tartışma konusu yapan ve bunu her genel kurulda yüksek sesle dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımız son konuşmasında da Türkiye'nin heyecanını ortaya koymuş oldu. İşte küresel adalet arayışımızı her küresel platformda haykırmamızın somut temeli de yüzyıllar önce Edirne'deki Adalet Kasrı'nda tecelli etmiştir. Edirne'de bir dönem üst düzey sağlık hizmetlerinin sunulduğu Şifahane var. O Şifahane ki müzikle tedavi gibi bir metod bile ta o zaman yürürlüğe girmiş. Biliyorsunuz bugün bu değerli eserimiz bir müze olarak bizi geçmişe götürüyor. Edirne'de dünyanın sayılı anıt eserlerinden Selimiye gibi bir mimari şaheser var. Muhteşem köprüler var, kervansaraylar var, dini mimarinin, sivil mimarinin harika örnekleri var. Edirne'ye mahsus değerli el sanatları var. Ve işte Anadolu ve Balkanlar başta olmak üzere uluslararası binlerce üniversite öğrencisine hizmet veren Trakya Üniversitemiz var. Her türlü sosyal ve fizik altyapıya sahip bu üniversitemizin değerini bilelim. Elbette Üniversite yönetimi de heyecan, umut, iyimserlik dolu siz gençlerimizin değerini bilecek ve Türkiyemiz için hep birlikte iyilik, merhamet ve insanlık için umut dolu bir geleceği birlikte inşa ettik, ediyoruz ve hep edeceğiz" diye konuştu.

'BUNU HEBA ETMEK ACIMASIZLIK OLUR'
Konuşmasının son bölümünde, üniversiteye başlayan ve mezun olanları kutlayan Şentop, şunları söyledi:

"Bizim en büyük zenginliğimiz insan zenginliğimizdir, gençliğimiz ve dinamizmimizdir. Bunu heba etmek acımasızlık olur.
El ele, her türlü yapay gündemin uzağında sağlam bir bakış ve duruşla yürümek zorundayız. Yeni zamanlar, yeni fikirlerin ve bakışların da zamanı. Hz. Mevlana'nın dediği gibi, 'Yeni şeyler söyleyecek ve donmadan, bulanmadan akacağız.' Bugün bilgiye ulaşmak çok kolay. Dünyanın bütün kütüphaneleri, güncel bilgi akışları. Her şey cebimizde. Birkaç tuşla eskiden hayal edemeyeceğimiz hızda bilgiye ulaşmak mümkün. Ama aynı zamanda korkunç bir bilgi kirliliği ve bilgi çöpünün de merkezi orası. Çöpleri ayıklayıp gerçek bilgiye ulaşmak, doğru analizler yapmak büyük çaba istiyor. 'Usul esasa mukaddemdir' diye bir ilke var. Demek ki önce doğru usulü, yöntemi öğreneceğiz, sonra içerikle ilgileneceğiz. Sonrası kendiliğinden gelir. Bilgiyi ayıklamayı bilmiyorsanız, bilgi sizi yutar. O yüzden zaman kaybını önlemek, yanlış yollara girmemek için, önce yöntem, önce metodoloji. Üniversitelerimiz temelde bunu verir ve bunun üzerine sağlıklı bilgi inşa edilir. 2019-2020 akademik yılın açılışını yaparken; cehaletin, önyargının, boş vermişliğin, umursamazlığın kapılarını da ebediyyen kapatmayı unutmayalım. Bunu yapabileceğimize inanıyorum."

3 METRELİK SELİMİYE TABLOSU
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Erhan Tabakoğlu, konuşmasının ardından Şentop'a Edirne'nin en önemli simgesi Selimi Camii'nin 3 metre uzunluk, 2 metre genişliğe sahip tablosunu hediye etti.

TED KOLEJİ AÇILIŞINI YAPTI
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Edirne'de Trakya Üniversitesi'nin akademik yılına katılmadan önce TED Koleji'nin açılışını gerçekleştirdi. Düzenli ve zorunlu eğitimin dünya tarihindeki yerinin çok eski olmadığını söyleyen Şentop, "Bununla birlikte artık eğitimsiz bir hayat, hele de bizim ülkemizde düşünülemez. 'Beşikten mezara kadar ilim' sözünün dolaştığı bir toplumda esasen bu alana ilişkin düşünceler net ve berraktır. Fakat nasıl bir eğitim? İşte meselenin düğümlendiği yer burası. Pozitivist dünyanın eğitim model ve tartışmaları artık çok geride kaldı. Bir adı da bilgi toplumu olan çağımızda eğitime yüklenen ve ondan beklenen perspektifler çok değişti. Bilgiye dayalı uluslararası rekabetin yıkıcı dünyasında eğitim artık bir durum değil, duruş biçimi. Küresel rekabetin eğitim otoriteleri artık en iyisini, en hızlısını, en donanımlısını talep ediyor. Bunu öğrencileri ile birlikte sağlayabilen orta öğretim ve akademi dünyası; Yalnızca kendisine prestijli bir yer edinmekle kalmıyor, ayrıca ülkesine ve hatta Dünyaya yön verecek beyinleri de hazırlamış oluyor" dedi.

Eğitimin yalnızca okulda alınmayacağına vurgu yapan Şentop, "Eğitim yalnızca okullarda alınmaz. Hatta denmiştir ki 'yalnızca okuldaki eğitimle yetinen çocuk, cahil bir çocuktur'. Okul diploma verir. Ama diplomayla birlikte sağlıklı işleyen, analiz ve çıkarımlar yapabilen bir mantık ve bakış açısı vermemişse, bu eğitim sistemini tartışabilir. Müziğin, resmin, sanatın da iç dünyamızı eğittiğini, dünyanın sanatla edebiyatla daha tahammül edilebilir bir yer olduğunu akıldan çıkarmayalım. Aynı zamanda boğulmadan zihnimiz için neşeli, cesur, anlamlı ve bilgelikle çizilmiş yol haritaları sunmalı. İki dersin arasına teneffüs, yani nefes alma derken bir defa daha düşünmeliyiz? Yoksa derslerde boğuluyor muyuz? Ki, nefes alma aralığına ihtiyaç duyuyoruz. Okul bizi bilgi yönünden zenginleştirebilir ama ruhumuzu zenginleştirecek şey çoğu zaman arkadaşlarımızdır, ders dışında da eğilmemiz gereken, dünyayı zenginleştiren sonsuz sayıdaki kitaplardır. Arkadaşlarınızla sınıftan sınıfa süren dostluk, ileride nasıl anılarınız olacaksa, kitaplarla, fikirlerle zihnen kurduğunuz yol arkadaşlığı da zihninizin ve duygularınızın anılarına dönüşecektir" dedi.

TBMM Başkanı Şentop, Edirne'de daha sonra sivil toplum örgütü temsilcileriyle basına kapalı toplantıda bir araya geldi.

Görüntü Dökümü
---------------------------------
Şentop'un kolejde çiçekle karşılanması
Şentop öğrencilerle
Açılış töreni
Şentop'un konuşması
Şentop'un üniversitede karşılanması
Serkan Çağrı konseri
Öğrencilerden detaylar
Şentop'un konuşması
Şentop'a tablo hediyesi
Stantların gezilmesi
Detaylar

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Olgay GÜLER/EDİRNE,(DHA)

=====================

TIR'a arkadan çarpan kamyon sürücüsü öldü

RİZE'de, emniyet şeridinde park halindeki TIR'a arkadan çarpıp devrilen kamyonun sürücüsü Ufuk Topsakal (43) hayatını kaybetti.

Kaza, saat 17.30 sıralarında Gündoğdu Mahallesi Karadeniz Sahil Yolu'nda meydana geldi. Rize yönüne giden Ali Durmuş (40) yönetimindeki BS NL 53 Hollanda plakalı TIR, emniyet şeridine park etti. Bu sırada arkadan gelen Ufuk Topsakal'ın kullandığı 06 FS 4701 plakalı kamyon, park halindeki TIR'a arkadan çarpıp devrildi. İhbar üzerine kaza yerine polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekipleri kamyon sürücüsü Topsakal'ın hayatını kaybettiğini belirledi. Topsakal'ın cansız bedeni hastane morguna kaldırıldı. Polisin kazayla ilgili soruşturması sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Kaza yeri detayları
Detaylar

Haber-Kamera: Mehmet Can PEÇE / RİZE (DHA)

==============

Çorum'da iş yerinde tabancayla vurulan 2 kardeş yaralandı

ÇORUM’da bir pide salonunda çıkan tartışmada Ahmet Salman (49) işletmeci Fatih (41) ve kardeşi Ercan Şişli'yi (36) tabanca ile ateş ederek bacaklarından yaraladı. Şüpheli, polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı.

Olay, saat 16.00 sıralarında Gülalibey Mahallesi'nde meydana geldi. İddialara göre, Ahmet Salman geldiği pide salonunda işletmeci Fatih ve Ercan Şişli ile tartıştı. Kısa sürede büyüyen tartışma kavgaya dönüştü. Bu sırada Ahmet Salman tabanca ile kardeşlere ateş etti. İki kardeş bacaklarına isabet eden kurşunlarla yere yığıldı. Şüpheli kaçarken, vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar ilk müdahalelerinin ardından ambulansla Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Polis kaçan şüpheliyi kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Polisin olayla ilgili soruşturması sürüyor.

Görüntü Dökümü
- Yaralılara sağlık ekipleri müdahale ederken
-Yaralıların ambulansa taşınması
-Vatandaşlar (kalabalık)
- Olay yeri inceleme çalışma
-Detaylar

(SÜRE: 3 DK, 25 SN (BOYUT 373 MB)

Haber-Kamera:Yusuf ÇINAR/ÇORUM, (DHA)

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler