Göç mevsimi dolayısıyla İstanbul Boğazı’ndan balık avlamak için alçak uçuşla geçen yelkovan kuşları, Arnavutköy’de balık tutan vatandaşların oltalarına takıldı. Göçmen kuşlar için İstanbul Boğazı’nın, dünyanın otoyolu olduğunu söyleyen Doğa Gözlemcisi Fiket Can, "Milletler, nesli azalan türleri uluslararası anlaşmalarla koruma altına alıyorlar. Biz de bu uluslararası anlaşmalara tarafız. Ve taraf olduğumuz için de bu kuşları korumakla mükellefiz" dedi.
Göç mevsiminin başlamasıyla İstanbul Boğazı üzerinden geçen kuş sayısı artmaya başladı. Göç esnasında Boğaz üzerinden geçen yelkovan kuşları, balık avlamak için alçak uçuş yaptığı esnada balıkçıların oltalarına takılarak, balıkçıların zor anlar yaşanmasına sebep oldu.
"Bu kuşları korumakla mükellefiz"
Türkiye’de 485 kuş türünün olduğunu belirten Doğa Gözlemcisi Fikret Can, "Bu kuş türlerinin yarısından fazlası göçmen kuş. Yani her mevsim ilkbaharda geliyorlar, sonbaharda, yavrularını yetiştirdikten sonra gidiyorlar. İstanbul Boğazı, dünyanın tam otoyolu diyebileceğimiz bir geçit yeri. Hem büyük süzülen kuşlar, leylekler gibi, hepinizin tanıyabileceği, kartallar, doğanlar gibi bunlar da su kuşları. Yani yelkovanlar, Akdeniz yöresinde üreyen ama beslenmek için Karadeniz’i, İstanbul Boğazı’nı, Marmara Denizi’ni, Ege Denizi’ni, Çanakkale Boğazı’nı kullanarak Akdeniz’e kadar inen bir tür. Bugünler tam göç mevsimi. Ve balık bolluğu nedeniyle burada, yani Arnavutköy iskelesi ile akıntı burnu dediğimiz, yaklaşık 200 metrelik bir alanda balık bolluğu nedeniyle avlanıyorlar. Balık bol olunca, haliyle bizim oltacılarımız da balık avlıyorlar. Burada iki türün çatışması var. Balık için, avlanmak için burada olan yelkovanlar sıklıkla oltacıların iğnelerine takılıyorlar. Sorun burada. Biz, bir canın bile kaybolmasına gönlümüz razı olmayan doğa gözlemcileriyiz, gönüllüleriz. Yelkovan kuşlarının neredeyse tamamı buradan geçmek zorundalar. O yüzden ülkelerin kuş listeleri, tür zenginliğini de gösteren bir belgedir. O yüzden bunların, nesli azalan türleri uluslararası anlaşmalarla koruma altına alıyorlar, milletler. Biz de bu uluslararası anlaşmalara tarafız. Ve taraf olduğumuz için de bunları korumakla mükellefiz. Biz adeta yetkililerin bu işle sorumlu olan devlet kuruluşlarının gözü kulağı gibiyiz. Gördüğümüz gibi onlara haber veriyoruz" diye konuştu.