Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, eski milli futbolcu Tanju Çolak'ın da arasında bulunduğu 12 kişi hakkında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üyesi olmak" ile "basit yaralama", "Az sayıda mermi bulundurmak", "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak", "Kumar oynanması i̇çin yer ve i̇mkan sağlamak" ve "tehdit" suçlarından dava açtı.
Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın iddianamesinde, polisin çalışmaları sonunda sanık İsmail Altınok'un Ergazi Mahallesi'nde, bir kısım arsası kendisine ait bahçeli gecekondu içerisinde sabıkalılar ile birlikte silahlı suç örgütü kurduğu, örgüt faaliyetlerini buradan yönettiğinin belirlendiği, çevresi tel örgü ve brandayla çevrilen ve güvenlik kamerasıyla izlenen gecekondu etrafında yerleşim yeri bulunmadığı, suç faaliyetlerinin gizlilik içerisinde yapıldığı ifade edildi.
İddianamede örgüt lideri Altınok ile örgüt üyelerinin, "Örgüt adına haksız kazanç temin ettikleri, yaralama, tehdit, kumar oynanması için yer ve imkan sağlamak, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" gibi çeşitli suçlar işledikleri öne sürüldü ve sanıklara ait dinleme tapelerine yer verildi.
İddianamede Tanju Çolak'a ilişkin, "Örgüt lideri İsmail Altınok'tan almış olduğu talimatları uyguladığı, kendi alacaklarının tahsili için bu şahısların örgüt lider ve üyeleri tarafından tehdit edilmesini sağladığı, işlerinin ve maddi varlığının devamlılığı için örgüt lider ve üyeleri ile birlikte örgütün korkutucu gücünü kullanarak birlikte hareket ettiği tespit edilmiştir." suçlamasında bulunuldu.
- Çolak'ın 4,5 yıla kadar hapsi istendi
Tanju Çolak'ın, "Silahlı suç örgütü üyesi olmak" suçundan 1 yıl 3 aydan 4,5 yıla kadar hapsi istendi.İddianameye göre Çolak, soruşturma aşamasında alınan ifadesinde sanıklardan eski polis Erman Alaş'ı TBMM'de polis memuruyken tanıdığını, zamanla samimi olduklarını, Alaş'ı kıramayarak, zaman zaman hesabına borç olarak para gönderdiğini, bu borçların çoğunu geri aldığını, ancak yaklaşık 400 bin lirasının Alaş'ta kaldığını anlattı. Kendisine ait Keçiören'deki spor tesisi inşaatının işlerini takip eden Alaş'a zaman zaman giderler için para gönderdiğini öne süren Çolak, iddianamede "örgüt kurucusu" olmakla suçlanan Altınok ile de Alaş vasıtasıyla tanıştığını, onu müteahhit olarak bildiğini ve aralarında iş bağlantısı olmadığını ifade etti.
Sanıklardan Erman Alaş'ın mesleğinden istifa etmiş eski bir polis olduğu aktarılan iddianamede, Alaş'ın sık sık örgütün merkezi konumundaki gecekonduya gelip gittiği ve örgüt adına planlanan eylemlerden haberdar olduğu belirtildi. Ayrıca Alaş'ın, suç unsurlarının bir yerden başka bir yere intikal ettirilmesinde ve suç unsurlarının gizlenmesini sağladığı, örgüt üyelerinin yakalanmasını nüfuzunu kullanarak engellediği kaydedildi.
Davanın müştekilerinden Şenol Ertunç'u tanımadığını ve bu kişiye ait şirketle ilgili para, çek, senet vermediğini söyleyen Çolak, müştekilerden Ahmet Zeki Yılmaz'ı hiç görmediğini, Ünal Aynacıoğlu ile 1995'te cezaevindeyken tanıştığını, 2014'te ona Keçiören'deki evini sattığını, ancak parasının 100 bin lirasını halen alamadığını ve hakkındaki şikayetlerin asılsız olduğunu kaydetti.
- Silah yerine "muska" Örgüt lideri Altınok ve üyelerinin sürekli olarak üzerlerinde silah taşıdıklarına dikkat çekilen iddianamede, silahlı olaylara karışan örgüt üyeleri ile karşı taraftaki kişilerin adli mercilerde ifadelerinde değişiklik yaptırmaya çalışarak, adli mercileri yanılttıkları tespitine de yer verildi. Suç örgütü lideri olduğu belirtilen Altınok'un kendisine ve örgüt üyelerine, örgütün eylemlerinde kullanmaları amacıyla silah temin ettiği belirtilen iddianamede, sanıkların yakalanmamak için gizliliğe riayet ettikleri, silah kelimesi yerine "muska, araba, emanet" gibi farklı terimler kullandıkları kaydedildi.
Bu kapsamda, sanıklardan Levent Çiçek ve Hasan Hüseyin Doğan arasında geçen konuşma iddianamede şu şekilde yer aldı:
-"Çiçek: Hüseyin şu benim şeyi yollasana ya, şu benim o, şeyi getiremez misin?**- Doğan: Neyi kardeşim? Sesin gelmedi.**- Çiçek: Sana verdim ya... - Doğan: Muskayı mı?**- Çiçek: Hee...- Doğan: Tamam akşam göndereyim.- Çiçek: Bak akşam gelmezse rezil ederim o cam çerçeveyi hep kırarım gelirim oraya, düğün var ya akşam İsmail'in la." - Suçu çocuk üstlenmiş** Örgüt üyelerinden Çiçek'in ruhsatsız bir silahı polise yakalatması olayına da değinilen iddianamede, 14 Kasım 2015'te Altındağ'da yapılan polis uygulamasında ele geçirilen silahın, suça sürüklenen çocuk S.Y. tarafından üstlenildiği kaydedildi.