KADIN

GDO ile Geleceğinizi Yok Etmeyin!

iVillage Türkiye olarak bazı konferanslara katılmak için Türkiye'ye gelen Dr. John Fagan'a GDO'yu sorduk.

GDO ile Geleceğinizi Yok Etmeyin!

Bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda üretilen yeni canlıya Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) deniyor.

Moleküler Biyolog Dr. John Fagan'ın Genetik Mühendisliği: Tehlikeler Veda Mühendisliği: Çözümler adlı kitabı bulunuyor. Dr. Fagan, Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar'ın yanısıra, tarım ilaçları, hormon ve suni gübrelerin uzun dönemde insan sağlığı ve doğal çevre için zararları olduğunu belirtiyor. Ayrıca Dr. John Fagan, dünyadaki binlerce yıllık tarım sistemi olan ve günümüzdeki sorunlara çözüm getiren doğal tarım sistemi olan Maharişi Vedasal Organik Tarım konusunda dünyanın sayılı uzmanlarından biri olarak tanınıyor.

GDO'lu gıdaların tartışıldığı şu günlerde aklımıza takılan soruları, iVillage Türkiye olarak bazı konferanslara katılmak için Türkiye'ye gelen Dr. John Fagan'a yönelttik.

**FY: Moleküler Biyolog olarak GDO'lu gıdalar hakkında araştırmalar yapıyorsunuz. Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

Dr. John Fagan:** Bilindiği gibi genler, bir organizmanın özelliklerini belirleyen kimyasal bilgiyi taşır. Genler değiştirilerek bir organizmaya istenilen özellikler kazandırılabilir. Genetik mühendisliği, bilimadamlarının genleri bir organizmadan alıp diğerine aktarmalarına imkan veren bir teknolojidir. Ama her zaman beklenmedik yan etkileri ve çevreye zararları olabilir. Ürün tesislerinde gıda üretmek, toksik, alerjik etkilere neden olabilir ya da besin değeri azalır.

ABD'de Cornell Üniversitesi'nden Moleküler Biyolog derecemi aldıktan sonra son 20 yıldır kanser konusunda genetik araştırmalarda bulunuyorum. Son 15 yıldır endüstri, hükümetler ve toplum için GDO'lu gıdalar üzerinde konularda çalışıyor ve araştırmalarıma devam ediyorum.


FY: Genetiği değiştirilmiş gıdalar nedir? GDO'lu gıdalar konusunda ne yapmalıyız?
Dr. John Fagan: Genetik olarak geliştirilmiş, içinden bazı şeyler çıkarılmış gıdalardır. Bir canlıdaki genetik özelliklerin kopyalanarak, bu özellikleri taşımayan bir canlıya aktarılması sonucunda üretilen yeni canlıya Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) deniyor. GDO'lu yiyeceklerden uzak durun. Yani GDO teknikleriyle üretilmiş soya, kanola, mısır ve ayçiçeği yağından uzak durun. Aynı zamanda hükümetinize, yetkililere bu tür ürünler tüketmek istemedğinizi anlatın. Bu ürünlerin Türk üreticiler tarafından yetiştirilmemesini isteyin.

FY: Neden genetiği değiştirilmiş gıdalar üretiliyor? Bunları yememiz sağlıklı mı?

Dr. John Fagan: Bu teknolojinin savunucularına göre; elde edilen verim artıyor, çiftçiye para kazandırıyor, daha çok besleyici, iklimsel değişikliklerden, enerji, su krizlerinden etkilenmiyor ve dünya nüfusuna yetecek kadar yiyecek üretebiliyorsunuz. 15 yıldan fazla bir zamandır genetik mühendisleri sadece 2 ürün üzerinde ticari başarı sağladıklarını kanıtladı; Bunlardan biri zararlı otları yok eden, dirençli ürünler ve diğeri yapraklarındaki böcek öldürücüler.

Oysa GDO'lu gıdalar üretilmeye başladığından bu yana verimin arttığına, daha besleyici olduğuna, iklimsel, enerji, su ya da fazla nüfusa çözüm olduğuna dair bir kanıt yok. GDO savunucularına göre bu zararlı otları ve böcekleri öldürücü ilaçlar ile gelecekte daha iyi verimlilik alınacak. GDO'lu ürünlerin sağlık ve çevreye zararlı olduğuna dair birçok bilimsel araştırma ve kanıt var. Ancak sorun şu ki, genetik mühendisleri GDO'lu gıdalarla ilgili süreci, sağlık ve çevresel zararlarını takip edemez. Kimin neyi ne kadar kullandığını denetleyemez, bu uzun vadede olumsuz sonuçlara neden olabilir.


FY: GDO'lu gıdaların üretilmesine gerçekten dünyanın ihtiyacı var mı?
Dr. John Fagan: GDO'lu yiyeceklere ihtiyacımız yok. Türkiye'deki çiftçiler, şimdi ve gelecekte herkese yetebilecek ürünlere ve verimliliğe sahip. GDO, Türki insanının ihtiyacı olduğu için değil çokuluslu şirketler tarafından hissedarlarına gelir elde etmek amacıyla dayatılan bir uygulama. Çiftçiler GDO'lu tohum aldıklarında geleneksel tohumları kaybolacak. Böylece çiftçiler, GDO'lu tohumlara bağlı hale gelecek ve gelecekte sadece GDO'lu ürünler üretilecek. Bölgesel tohumların kaybolması sadece 2-4 yıl alır. Bu olduğu zaman Türkiye gıda üretim sisteminin kontrolünü kaybeder ve ülkenin yiyecek güvenliği kaybolur. Yiyecek güvenliğini riske atmak ulusal güvenliğinizi riske atar. Yiyecek güvenliği olmayan bir millet yöneticisine güvenemez.

FY: GDO'lu yiyecekler ile doğal olanları nasıl anlayabiliriz?
Dr. John Fagan: GDO'lu yiyecekler doğal oranlara göre daha fazla vergilendirilmiştir, hükümetlerin çıkarına olabilir. Yüzyıllardır tüketilen doğal besinlerin sağlıklı olduğunu biliyoruz. Ancak GDO'lu yiyeceklerin renkleri, tatları ve kokuları değiştiriliyor. Bu bitkilerin toksik, allerjik zararları olabilir, besleyicilikleri tartışılabilir. GDO'lu gıdalar sağlığın yanında çevreye de zarar verebilir. Bu nedenle kapsamlı çevresel değerlendirme yapılması gerekir. Şu anda hiçbir hükümet gıda güvenliği ya da çevresel etkileri değerlendirmemektedir.

Bağımsız bilim adamları GDO konusunda ayrıntılı bilimsel çalışmalar yapmakta, zararlarına ilişkin kanıtlar sunmaktadır. Tüketiciler bu konuda bilinçli olmalı, GDO'lu ürünleri tüketmemeli ve çiftçiler yetiştirmeme konusunda dirençli ve bilgili olmalıdır. Yiyeceklerin GDO'lu olup olmadığını anlamak için testler yapılabilir ancak bu zaman alacak ve oldukça maliyetli olacaktır. Tat ya da koku gibi farklılıklar bir yiyeceğin doğal ya da GDO olup olmadığını anlamamızı sağlamaz."GDO'lu ya da doğal" etiketlemesi yapılmış ürünlerden doğal oranları alarak önlem alabilirsiniz.

FY: Özellikle Avrupa'da neden bazı politikacılar, halk, üreticiler arasında GDO'lu gıdalar hakkında endişe var?

Dr. John Fagan: GDO konusunda dört şey ile ilgili endişe var:

1- Çevre üzerindeki olumsuz etkileri
2- İnsanlara ve hayvancılığa zararları
3- Ekonomik ve sosyal zararları
4- Ulusal güvenlik için gıda güvenliği tehditleri.


FY: Dünyanın çeşitli bölgelerinde insanların tepkileri nasıl?

Dr. John Fagan: GDO'lu gıdalara ilişkin farklı yollarla ancak doğal ürünleri ve tarımı korumaya yönelik benzer tepkiler var. GDO'lu gıdaların satıldığı Amerika ve Kanada'nında içinde bulunduğu bölgelerde yapılan tarafsız anketlerde yüzde 50'den fazla tüketici doğal yiyecekler tüketmek istediğini belirtti. İnsanlar her yerde "Günümüzde tükettiğimiz yiyecekler oldukça iyi. Bu konuda genetik mühendisliğine ihtiyacımız yok. Bir faydası yok" diye belirtiyor.

FY: GDO'lu gıdalar yüzünden bir sorunla karşılaşıldığında bunun sorumluluğu kimde olacak?

Dr. John Fagan: O anki durumun insafına kalmış gibi görünse de genel olarak bakıldığında insanların sağlığına zarar gelirse burada tüm sorumluluk GDO'yu üreten ve satan çokuluslu firmanın olacaktır. Genel olarak GDO'lu tohum satan çokuluslu firmalar, ürün satışı sırasında çiftçiyle "çevresel ya da diğer çiftçileri zararlar doğduğunda" sorumluluğu üstlendiğine dair sözleşme yapıyorlar. Buna rağmen yine de hukuksal olarak GDO şirketi hukuksal olarak sorumlu tutulabilir. Örneğin Almanya bu tür durumlarda kanunen GDO şirketini sorumlu tutuyor. Bununla beraber birkaç defa GDO firmaları çevreye verdikleri zarar nedeniyle yüzlerce milyon dolarlık ceza ödemek zorunda kalmış.

FY: GDO'lu yiyecekler yetişkinleri ve çocukları nasıl etkiler?

Dr. John Fagan: Bu konuda yeterince araştırma yapılmış değil. Ancak bebekler ile çocukların yetişkinlere göre daha zayıf olmaları sebebiyle, mevcut zararlardan daha çok etkilenecekleri şüphesiz.

FY: GDO kanser ya da kan hastalıkları gibi herhangi bir hastalığı tetikleyebilir mi?

Dr. John Fagan: GDO'lu besinlerin laboratuvarda hayvanlar üzerinde kansere neden olup olmadığı, tetikleyip tetiklemediği, hücrelere etkisi gibi konularda araştırmalar yapıldı. Karaciğer, böbrek, pankreas'ın çalışmasını değiştirdiği ve doğurganlığı azalttığı yolunda kanıtlar var. Ayrıca GDO'lar büyüme hızını yavaşlatabiliyor.

FY: GDO konusunda son sözünüz nedir?

Dr. John Fagan: Türk insanını GDO konusunda bilgilendiren, sağlığının farkında olmasını sağlayacak güzel bir söyleşi oldu, teşekkür ederim. Daha fazla bilgi için www.maharishi.org.tr , Transandantal Meditasyon Merkezi -0 212 347 53 00'ü arayabilirsiniz. Saygılar
Fadime Yüceyaltırık: Teşekkürler

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler