İzmir'de, Gezi Parkı olaylarını bahane ederek kamu malları ve iş yerlerine zarar verme, halkı galeyana getirme, molotof bombalı korsan gösteri gibi olaylara karıştıkları iddiasıyla tutuklanan 8 kişi hakkında dava açıldı. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan davada 8 kişi hakkında, ‘2911 sayılı yasaya muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme, terör örgütü üyesi olmamakla birlikte terör örgütü adına suç işlemek' iddiasıyla 17'şer yıl hapis cezası istendi.
Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç tarafından hazırlanan 40 sayfalık iddianamede, tutuklu sanıklar Vedat Y., İbrahim K., Elif K., Kubilay İ., Ozan A., Erhan İ., Orhan Ö. ve İzzet U.'nun karıştıkları eylemler anlatıldı. İddianamede, olayların başlangıcında ve gelişiminde marjinal sol grupların öncülük yaptığı protesto eylemlerine, polis ile çatışma ortamının oluşması üzerine, eylem yapmak için fırsat kollayan terör örgütlerinin de katıldıkları ve grupları yönlendirmeye çalıştıkları belirtildi.
Süreç içerisinde katılımcı sayısında artış meydana geldiği belirtilen iddianamede, "Uluslararası basın kuruluşlarının, eylemleri abartarak ve çarpıtarak dünyaya servis ettikleri, Türkiye'de halk ayaklanması çıktığına dair oldukça taraflı ve yanlış haberlere yer verdikleri ve dezenformasyonda bulundukları izlenmiştir. 31.05.2013 tarihinde başlayarak kesintisiz olarak ilerleyen tarihlerde de artarak olaylar devam etmiştir. Dağıtılan grupların kısa zamanda organize olarak tekrar toplanması, grupların saldırı ve şiddet eylemlerini artırarak devam etmesi ve eylemlerinde ısrarcı tutum izlemesi, kamu kurum ve kuruluşlarına, bankalara, dershanelere, araçlara ve kişilere ait iş yerlerine zarar verilmesi ve yağmalanması, güvenlik güçlerine yönelik taş, sopa, sapan ve sert cisimler kullanılarak yapılan saldırı eylemlerinin artması, ana cadde ve sokaklarda barikat kurma, ateş yakma ve yol kapama eylemleri artarak devam etmiştir. Gerçekleştirilen eylem ve saldırılar neticesinde halk üzerinde korku, panik ve endişe oluşmuştur. Sosyal medyada olaylarla ilgili yalan bilgi verilmesi ve olayların abartılarak sunulması suretiyle halkın tahrik edilmesi, eylem yapmaya müzahir gruplar yoğun şekilde ajite edilmiştir. Terör örgütlerinin propagandasına dönüştürülen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, kimliklerin gizlenmesi amacıyla yüzler tamamen veya kısmen kapatmıştır." tespitine yer verildi.
İddianamede, ayrıca, protestoların masum bir demokratik hak kullanımı eylemi olarak kalmadığı, yasa dışı gösterilerde şiddet kullanılarak kamu düzeninin bozulduğu, eylemlerin ifade özgürlüğü ile yasal protesto ve gösteri sınırlarının dışına çıktığı, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ve toplum huzurunun temini için güvenlik güçlerinin müdahalesinin kaçınılmaz olduğu, amacını aşan eylemlerin başka türlü önlenmesinin de mümkün olmadığı belirtildi. Eylemlerde, başta TKP/ML-KONFERANS, MKP ve DSİH terör örgütleri başta olmak üzere birçok terör örgütünün açık alan yapılanmalarında faaliyet gösteren şahısların ön saflarda yer alarak şiddeti körüklediği de ifade edildi. Protestocuların, güvenlik güçlerine karşı cebir ve şiddet kullanmak suretiyle direndiği, molotof kokteyli, taş, sopa, demir bilye kullanarak yaralanmalarına sebep olduğu, 1'i ağır olmak üzere 64 polisin yaralandığı da kaydedildi. Tutuklu 8 sanık hakkında, 17'şer yıl hapis cezası istenirken, yargılamalar 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılacak.
CİHAN