Guinness Rekorlar Kitabı 2010'daki Türkler
En uzun adam Sultan Kösen Londra'yı turladı.
Londra ilginç bir misafire ev sahipliği yaptı. Dünyanın 246,5 metre uzunluğa sahip yeni “en uzun” adamı Sultan Kösen (Türkiye), 17 Eylül’de yayınlanan Guinness Rekorlar Kitabı 2010’un çıkışını kutlamak için şehri turladı.
Bu yılın başlarında, Guinness Rekorlar Kitabı’nın Genel Yayın Yönetmeni Craig Glenday, rekor denemesi iddiasının bir günde üç kez denetlenmesi gerektiğini söyleyen Guinness Rekorlar Kitabı’nın sert kuralları dahilinde, Kösen’in iddiasını denetlemek için Türkiye’ye geldi. Vücudun gün içinde uzayıp kısaldığı tıbben de kanıtlandığından, gün içinde üç kez yapılan ölçümlerin ortalaması net yükseklik olarak kabul edildi. Kösen’in aynı zamanda, 27,5 cm ile dünyanın “en büyük ellerine” ve 36,5 cm ile “en büyük ayaklarına” da sahip olması, Glenday’i şaşırttı ve Kösen’i aynı anda üç farklı rekorun sahibi yaptı. Kösen’e kadar resmi olarak on yılı geçkin bir süredir 2,43 metrenin üzerinde boya sahip biriyle karşılaşılmamıştı. Kösen, 2008’de bağımsız olarak boyunun ölçülmesine izin vermemesinden dolayı iddiası kabul edilmeyen Leonid Stadnkys’den (Ukrayna, 2,43 metre) sonra dünyanın en uzun boylu adamı olan Çinli Bao Xi Shun’dan (2,33 metre) bu unvanı aldı.
Glenday, “Geçmişe baktığımızda 2,43 metre ve daha da fazla çıkabilen en fazla 10 örnek verebiliriz. Sultan dev bir figür ama aynı zamanda kibar, sessiz, oldukça rahat ve dünyadaki benzersiz varlığından endişe etmeyen bir insan. Onu Guinness Rekorlar Kitabı ailesine katmaktan dolayı ve kendisini son on yılın en önemli rekorlarından biri olarak kaydetmekten dolayı çok mutluyuz” diyor.
Kösen’in bu hafta İngiltere’nin başkentine yaptığı ziyaret, hepsi normal boyutlarda olan anne babası ve kardeşleriyle yaşadığı Türkiye’den yurt dışına gerçekleştirdiği ilk ziyaret olarak dikkat çekiyor. Aşırı uzun olan boyu yüzünden, okulunu bitiremeyen Kösen, ailesine destek olmak için zaman zaman tarlalarda çalışıyor. Uzun olmanın avantajını, her şeye önemli bir yükseklikten bakabilmek, lambaları değiştirmek, perdeleri asmak gibi ev işlerinde annesine yardım edebilmek olarak tanımlıyor. Kösen için uzun boylu olmanın kötü yanı, kendi boyutuna göre elbise ve ayakkabı bulamamak ve normal ölçülerdeki araca zorlanmadan binememek.
Yirmili yaşlarında olan birçok erkek gibi, Sultan da müzik dinlemek, bilgisayar oyunları oynamak ve film izlemek gibi şeyler yapmaktan hoşlanıyor. Resmi olarak bu unvanı aldıktan sonra, kendisine geleceğe dair ne gibi umutlar beslediği sorulduğunda, “Dünyayı dolaşmak ve kendi bedenime uygun bir otomobile sahip olmak istiyorum. En büyük hayalim ise, evlenmek ve çocuk sahibi olmak.” cevabını verdi.
Yeni unvanıyla birlikte, Sultan şimdilerde dünyanın önde gelen terzileri özel yapım takım elbise, özel yapım ayakkabı ve kendisi için hazırlanan boyuna uygun özel koltuk değnekleri gibi güzelliklerin tadını çıkarıyor.
Bu jestlerin tamamı, Kösen’in ziyareti için özel olarak yapıldı. Kösen şu anda dünya turuna ABD ve Almanya’ya devam ediyor ve son olarak yeni unvanını kutlamak için Türkiye’ye dönecek.
Guinness Rekorlar Kitabı 2010’nda öne çıkan diğer şeylerden biri de “Son On Yılın En İyi 100 Rekoru”. Bu seçki milenyumun ilk on yılının sona erişini kutlamak için oluşturuldu. Kösen’in yeni kabul edilen rekoru, ABD’nin İlk Afro-Amerikan Başkanı (Barack Obama), En Fazla Nesli Tükenme Tehlikesi Yaşayan Türler (Abingdon Adası Dev Kaplumbağası) ve Dünyayı Bisiklet Üzerinde En Hızlı Şekilde Dolaşma ( 194 gün, 17 saat ile Mark Beaumont) ve benzeri pek çok rekor içinde son on yılın en dikkat çeken 100 rekorundan biri olarak kabul ediliyor. Okuyuculardan, Guinness Rekorlar Kitabı’nın 21. yy’ın en dikkat çeken rekoruna karar vermesine yardımcı olmaları için guinnessworldrecords.com adresi üzerinden yapılan bir ankette oy kullanmaları isteniyor.
YENİ KİTAPTA BİRÇOK TÜRK REKORTMEN VAR!
İnfomag Yayıncılık tarafından Türkiye’de üçüncü kez yayınlanan ve Türk okurlar tarafından büyük bir ilgi ile karşılanan, Guinness Rekorlar Kitabı 2010’daki tek Türk değil. Kitapta Sultan Kösen ile beraber dünyanın en uzun burunlu insanı, en uzun açık büfe gibi Türkler’e ait rekorlar da var. İlk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen efsaneleşmiş rekortmenler arasında.
Guinness Rekorlar Kitabı’ndaki en çok dikkat çeken rekortmenlerden birisi ise Fenerbahçe taraftarlarını çok memnun edecek. Çünkü Fenerbahçe’nin futbol forması, Avea tarafından hazırlanan dünyanın en büyük forması rekoruyla Guinness Rekorlar Kitabı 2010’daki yerini aldı. 71.35m x 79.15m ebatlarındaki forma geçen sezon Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda Fenerbahçeli taraftarlarla buluşmuştu.
Sultan’ın gelişimi on yaşına kadar normaldi. Fakat daha sonra, büyüme hormonu üretiminin fazlalığından kaynaklanan “hipofiz devliği” adında bir duruma yakalanmasına neden olan bir tümör yüzünden büyüme hızı arttı. Büyüme hormonu, hipofiz bezinden salgılanır. Sultan’ın durumunda olduğu gibi, hipofiz bezinin bir tümör tarafından zarar görmesi durumunda, çok fazla hormon salgılanabilir. Fazla hormon salgılanması durumunda, devasa ellere, kemiklerin incelmesi ve aşırı büyüme gibi durumlarla karşılaşılabilir. Güzel bir haber olarak, tümörün başarılı bir ameliyatla alınmasından ardından, Sultan’ın büyümesi 2008’de durdu.
Son on yılın En İyi 100 Rekoru içinde yer alan diğer rekorlar: En Genç Milyarder (İlk milyar dolarını 23 yaşını 296 gün geçmişken yapan, Facebook’un ABD’li kurucusu Mark Zuckerman). En Uzun Süren Deprem (26 Aralık 2004’te, Hint Okyanusu üzerindeki Sumatra-Andaman Adaları’nda Richter ölçeğine göre 9,1 ve 9,3 şiddetlerinde görülen ve 500 ve 600 saniye süren deprem). En Fazla Piercing’i Olan Adam (78 yaşındaki John Lynch (İng.), 17 Ekim 2008’de, İngiltere, Londra’da incelendiğinde, 151 tanesi boyun ve baş bölgesinde olmak üzere toplamda 241 adet piercinge sahip olduğu ortaya çıktı. Eski bir Barclays Bankası müdürü olan Lycnh, 90’lı yılların sonunda piercinglere dair bir kitap okuduktan sonra, düzenli hayatından vazgeçti. Ve zamanın gerçek göstergesi olacak bir rekor olan, Dow Jones’un Gördüğü En Büyük Puan Düşüşü (bir günde). Rekor puan düşüşü, 29 Eylül 2008’de, 11 Eylül terörist saldırılarının ardından görülen düşüşten bile daha büyüktü.
