Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, genel seçimlerde AK Parti'nin bugünkünden çok daha güçlü şekilde iktidara geleceğinden şüphe duymadıklarını söyledi.
Türkiye'nin AB müktesebatına uyum programının kamuoyuna tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Gül, TCK'nın
301. maddesinde yapılması öngörülen değişikliğe ilişkin bir takvim olup olmadığı konusundaki soruya karşılık, "Biz AB sürecimizi kendi programımız çerçevesinde
sahiplenerek güçlü şekilde devam ettiriyoruz" dedi.
Siyasi reform sürecinin devam ettirilmesi, müktesebatın üstlenilmesi ve AB ile iletişimin en iyi şekilde götürülmesinin önemine dikkati çeken Gül, şöyle konuştu:
"Bu konudaki kararlılığımızı açıkça ortaya koyduk. Bu üç ayakta da kararlı şekilde devam edeceğiz. 301. maddeyle ilgili konu, siyasi reform sürecinin bir meselesidir. Bununla ilgili bir değişikliğin olmasına inandığımızı, irademizi zaten açıkça ortaya koyduk. Bunun takvimi önümüzdeki süre içinde zaten belli olur."
Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın AB müktesebatı uyarınca değiştirilen bazı yasalara getirdiği eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Genelkurmay Başkanımızın ne dediğine çok iyi bakmak gerekir. Müktesabatla ilgili ya da AB'nin özüyle ilgili herhangi bir şey söylemediler" diye konuştu.
Ancak AB'nin çoğulcu bir yapı olduğunu ifade eden Gül, "Böyle çoğulcu bir ortam içinde bazı sesler olabilir ki, biz bu sesleri sevmeyiz. Bu çerçevede bunlara bakmak lazım. AB'den gelen her ses doğrudur, güzeldir, hemen anında yapılması gerekir diye bir şey asla yoktur" dedi.
Ankara Protokolünün uygulamasına yönelik bir çalışmanın programda yer alıp almadığının sorulması üzerine Gül, programda Türkiye'nin yapacağı işlerin tek tek tespit edildiğini ve bunların takviminin ortaya çıktığını kaydetti.
Bazı siyasi nitelikli problemli konuların bulunduğunu, bunların ayrı mevzular olduğunu ifade eden Gül, şunları söyledi:"Biz siyasi nitelikli tartışmalı konulara takılıp Türkiye olarak beklemeyeceğiz. Yarın o problemler bir şekilde hallolur, ama o problemler hallolduğunda Türkiye aynı yerde sayıyorsa, bu, büyük bir kayıp olur."
Gül, müzakerelerin bazı fasıllarda açılmayabileceğini belirtirken, Türkiye'nin üzerine düşeni yapması durumunda, sorunlar çözüldüğünde "fasılların açılmasının yarım saatlik bir iş olabileceğini" belirtti.
Gül, Türkiye'nin 8 fasılla ilgili olarak yapılması gerekenleri tamamladıktan sonra bu fasılları fiili olarak açmış ve kapatmış olacağını kaydetti.Gül, AB ile "imtiyazlı ortaklık" yönündeki görüşlerin hatırlatılması üzerine, bunun bir alternatif olmadığını belirtti. Gül, "Müzakereler tam üyelik için başlamıştır, bunda tereddüt yoktur" diye konuştu.
Toplantıda konuşan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ise, AB müktesebatına uyum programının AB'ye son dönemde üye olan 12 ülkeden en önemli farkının, takvimin Türkiye tarafından belirlenmesi, AB tarafından empoze edilen bir takvim olmaması olduğunu kaydetti.
Tüm fasıllarda 200 yasal düzenleme yapılacağını belirten Babacan, bunun yanında TBMM'ye gitmeden düzenlenecek tebliğ ve yönetmelik gibi ikincil düzenlemeler bulunduğunu söyledi.
Bazı düzenlemelerin Türkiye'nin AB'ye üyeliğinden sonraya sarkabileceğini belirten Babacan, tarım ve çevre gibi konularda Türkiye'nin zamana ihtiyacı olduğunu kaydetti.