HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Harar: Biranın ve camilerin kenti

Etiyopya'nın Harar kenti, İslam dünyasının kutsal şehirlerinden biri olarak bilinir. Şimdilerdeyse kent, camileri kadar bira fabrikasıyla da tanınır oldu. BBC muhabiri Aidan O'Donnell, Harar'dan izlenimlerini yazıyor.

Harar: Biranın ve camilerin kenti

Aidan O'Donnell

BBC News

Etiyopya'nın tarihi kenti Harar, İslam dünyasının kutsal merkezilerinden biri olarak görülüyor; fakat son zamanlarda kent başka bir geleneğiyle, bira fabrikasıyla da öne çıkıyor.

Harar renkli bir kent. Şehrin tarihi mahallesini çevreleyen duvarların içinde, yeşil, mor ve sarılara rastlıyorum. Kentin kadınları da bu renklerle rekabet edercesine parlak pembe ve turuncu elbiseler giyiyor ve aynı renklerde peçeler takıyor.

Harar, Etiyopya'nın doğusunda, Somaliland Cumhuriyeti'ne çıkan yola doğru uzanıyor.

'Solak Ahmed' olarak da bilinen Müslüman lider Ahmed ibn İbrahim el Gazi, 16'ıncı yüzyılda burada İslam adına sert bir mücadele yürütmüştü.

Kentin dar sokaklarında keçilerle, uyuşturucu gat çiğneyip yığılan ihtiyarlarla ve benimle futbol oynamak için birkaç dakika boyunca etrafımda dönüp dolaşan genç bir çocukla karşılaşıyorum.

Ana meydanın hemen dışında, terziler dükkânlarının önünde hazır bekliyor.

Dikiş makinesinin arkasında geçmiş, benim ufak bir tadilat işimi yapan Binyam, bir yandan Yunan atalarını bir yandan da dikiş makinesinin hikâyesini anlatıyor. Yerel para birimiyle binlerce banknot değerinde olan makinesi için gururla "bir hediye" diyor.

Beni de çevredeki çürük muz satıcıları ve hırsızlara karşı da uyarıyor.

Buraya, en az 'kutsal önemi' kadar bilinen bira fabrikasını görmek için geldim. Kentte 30 yıldır 'Harar biraları' üretiliyor. Şişelerin üzerlerinde, kentin eski kapılarının resimleri bulunan etiketler var.

Bu meşhur kapıların hemen dışındaki 'tuk tuk taksi' şoförleri bira fabrikasını nerede bulacaklarını çok iyi biliyor. Bir taksiye atlayıp kentin tarihi mahallesinden tepelere doğru yavaş yavaş ilerlemeye başlıyoruz.

Bira fabrikasının girişinde, "ateşli silahlarla yaklaşmayın" yazılı uyarı levhaları dizili, diğer yanda da dev bir bira şişesi duruyor. Bu şişe belki de, neden silah taşımamanız gerektiğini hatırlatma amaçlı konulmuş: Burada alkol var!

Dev bira şişesi bir insanın dört katı ağırlığında. Biliyorum, çünkü şişenin önünde bir adam duruyor, ziyaretçi görmekten hoşnut bir güvenlik görevlisi. Kendisi değil ama arkasındaki büyük şişe dikkat çekici.

Fabrikanın içindeki alanı yeşil bira kasaları kaplıyor, biraz ileride de yeşil bir cami görünüyor.

Zeminde kullanılmayan tren rayları var. Tenis kortundaki file ise kullanılıyor gibi görünüyor. Paslı oyun sahasında bir adamın gözü salıncakta sallanan çocuğunun üzerinde. Etrafta yanıltıcı mahmur bir hava var.

Bira fabrikası, Etiyopya hükümeti tarafından yaklaşık üç yıl önce Heineken grubuna satılmıştı. Firma fabrikaya yatırım yapmayı planladığını söylüyor.

Heineken üretim sürecini geliştirmek, teknik bilgi sağlamak ve Etiyopya içindeki veya çevredeki yerel kaynaklardan faydalanmak istiyor.

Şirket, ülkenin biraz daha doğusundaki Bedele bira fabrikasını da aldı ve üçüncüsünü de başkent yakınlarına kuruyor.

Birçok yabancı firma ucuz işçilik ve uygun gümrük tarifeleri nedeniyle buraya yatırım yapıyor. Etiyopya ayrıca ilk defa kredi değerlendirme kuruluşları tarafından derecelendirildi.

Başkent Addis Ababa'nın ana caddelerinden çıktığımda çevrede yeni oluşan sanayi bölgelerini gördüm.

Etiyopya'da olan veya buraya gelmeyi planlayan firmalar arasında Unilever, General Electric, GlaxoSmithKline, H&M, Tesco, Walmart, Samsung da var.

Çinliler de burada. Başkentin hemen güneyinde uluslararası firmalar için her gün binlerce ayakkabı üretiliyor.

Heineken için giderek büyüyebilecek üretim sahasının yanında Etiyopya'ya yatırım yapmak için en önemli nedenlerden biri ulusal pazar. Firma, Etiyopya'daki bira tüketiminin, komşu ülke Kenya'daki tüketimin üçte biri kadar olduğunu söylüyor.

Araştırma amacıyla fabrikanın lokaline girip bir bira söylüyorum. Mutfaktaki kadınlar lokale girmemle eğlenmiş görünüyor. Bugün resmi tatil ve etraf sessiz. Masaları ve sandalyeleri yerleştiriyorlar ama ilerleyen saatlerde yoğunluk olacağını sanmıyorum.

Penceremin dışında müthiş görünen iki kadın var. Önlerine gat yaprakları sermişler. Eli ayağı tutmayan bir dilenci de onlara doğru uzanmış halde.

Yalnızca birkaç dakika önce genç bir adama zehir zemberek bağırıyorlardı. Uyuşturucu satışı yolunda gitmemiş gibi görünüyor.

Şimdi ise dilenciye gizli gizli gat yaprakları uzatıyor, kutsal kentin bu köşesinde sadakalarını gat yapraklarıyla veriyorlar.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler