DİYARBAKIR, (DHA) - İMRALI Adası'nda Abdullah Öcalan ile görüşmeye giden BDP-HDP heyetinde yer alan HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder, Öcalan'ın avukatları ile görüştürülmeme konusunun pek yakında çözüleceğini öne sürerken, geçen ay Leyla Zana'nın yaptığı görüşmenin siyasi heyetlere yapılacakgörüşmelerin ilk adımı olduğunu söyledi. HDP'li Önder, Öcalan'ın yakın zamanda HDP Eş Başkanları Ertuğrul Kürkçü ve Sabahat Tuncel ile de görüşeceğini ve onlardan sonra diğer siyasi heyetlerle görüşmelerin başlaması yönünde beklentilerini olduğunu anlattı.
"ÖCALAN'IN İZLEDİĞİ KANALLAR ARASINDA TRT ŞEŞ DE VAR"
Kuzey Irak'ta yayın yapan Rudaw TV'ye konuşan HDP Gnel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder, İmralı'da yapılan görüşmeler, Öcalan'ın günlük yaşamı, İmralı'ya gitmesi beklenen heyetler ve 17 Aralık operasyonunun çözüm sürecine etkileri konusunda açıklamalarda bulundu. Konuşmasına Kürtçe selamlama ile başlayan Önder, Öcalan'ın cezaevinde yoğunca yazıp okuduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
"Yazılı Kürt medyasını izleyebiliyor, fakat bu 30-40 gün biriktirilerek ve incelendikten sonra kendisine verilebiliyor. Diğer yazılı medyayı 8-10 gün sonra toplu olarak alabiliyor. 12 televizyon kanalı izliyor, Kürt televizyon kanalı yok bunun içinde. Sanırım TRT 6 var."
"ÖCALAN-ZANA GÖRÜŞMESİ SİYASİ HEYETLERLE GÖRÜŞMENİN İLK ADIMIYDI"
HDP Genel Başkan Yardımcısı Önder, avukatlarının uzun süreden bu yanaÖcalan ile görüştürülmemesine Adalet Bakanlığı'nın izahat getiremediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Sanırım bu mesele çözülecek. Çözeceğiz bu meseleyi. Pek yakın bir zamanda sadece avukatları ile değil, siyasi heyetlerle de görüşecek. Sayın Leyla Zana ile yaptığı görüşme bunun ilk adamıydı. İlk defa heyetten dışında bir siyasi ile görüşme gerçekleştirdi. Akil insanlar ve gazetecilerle görüşme için hükümet bunun hazırlığı içindeydi. Fakat, 17 Aralık meselesi ile sanırım biraz durdurdular. Yakın zamanda HDP'nin eş başkanları sayın Ertuğrul Kürkçü ve sayın Sabahat Tuncel ile görüşecek, ondadan sonrada gazeteciler ve diğer siyasi heyetlerle görüşecek diye bir beklentimiz var."
Önder, Suriye'nin kuzeyinde Kürtler'in yaşadığı 'Rojava' olarak bilinen bölgesinde 3 kantonda demokratik özerkliğin ilan edilmesinin Öcalan'ın ön gördüğü bir süreç olduğunu anlattı. Önder, Öcalan'n Rojava bölgesini karış karış ve aile aile bildiğini bu nedenle oradaki gelişmeleri çok önemsediğini ifade ederken,bu konudaki yayınları nedeniyle röportaj yaptığı kanalı da eleştirdi. HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder, şöyle konuştu:
"Kürt halkı, sayın Öcalan ve devlet ile çözüm sürecini geliştirmeye çalışan heyetin bir üyesi olarak gözlemimi aktarmak istiyorum. Rudaw yönetimi de böyle kabul etsin. Ben bir Türküm. Kürdistan'da doğmuş bir Türküm ve bir yoldaşlık nöbeti tutuyorum. Temel manifestom; Kürt halkının onuru ve onuruna gösterdiği titizlik. Bunu bir kutsal nokta olarak koydum ve böyle davranıyorum. Yoldaşlık böyle olur. Kürdistani bir kanal. Rojava şu anda bütün Kürdistan'ın onurudur. Orada rüzgar esse Nusaybin'deki Kürt üşüyor. Orada birinin tırnağı taşa değse İstanbul'daki Kürd'ün gözüne değmiş gibi oluyor. Orada gösterilen mücadele saygı duymak gerekir. Bir yoldaşları olarak ben inciniyorum. Bunu yoldaşça ve kardeşçe bir sitem olarak belirtiyorum."
"SÜREÇ KİMİN İKTİDARDA OLDUĞU İLE KAİM DEĞİLDİR ARTIK"
HDP'li Önder, hükümet ve cemaat arasındaki kavganın çözüm sürecini etkileyip- etkileyemeyeceğine ilişkin soru üzerine ise, şunları söyledi:
"Hükümet ve cemaat arasındaki kavga çözüm sürecini elbette olumsuz etkiler. Sadece bu değil. Bu toprakların geçmişine bakıldığında 4 parça Kürt halkı hep sıkıntıların, kendi bulundukları kara parçasında muktedirlerin sıkıntılarını ihraç ettiği bir alandır. Kendi iç çatışmasını ancak ihraç edersen kurtulursun. Kürt halkı yıllarca bunun kurbanı oldu. Elbette zarar görür, dönüp yüklenecekleri yer Kürtler olacaktır. Eğer Kürt halkı bu konuda yeterli bir birlik sağlamaz ise Onun için kongre çok elzem ve hayatidir. Bunu geçmişte de gördük burada iktidar içi kavgalar yükseldiği zaman bu hep Kürtlere savaş olarak yansıdı. Onun için süreci tehdit eder, hırpalar, ama süreç iktidarda kimin olduğu ile kaim değildir artık. Bir halkın iradesi ve onun önderliğinin iradesi vardır. Ayrıca diğer parçalardaki Kürt halklarının da yüksek dayanışma duyusu vardır. Geçmişte olmayan bu denli bir olgudan bahsediyoruz."
Sanat çalışmalarını bırakıp siyasete girdiği için asla pişmanlık duymadığını söyleyen HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreya Önder, "Dünyanın bütün sanatını toplasanız ve benim şahsımda bu hünerleri bana verseniz benim için bir gencimizin hayatından önemli değildir. Yaptığımız iş çok önemlidir. Sanat bekleyebilir oma insan hayatı beklemez. İnsanların onuru her şeyden kıymetledir. Dolayısıyla pişman değilim ama, bu işi uzun süre yapınca biraz mesleğe dönüşüyor. Birde bu dayanışma nöbetinde gençlere alan açmak gerektiğini düşünüyorum. Halkımız beni serbest bırakırsa bu yoldaşlık nöbetini başka alanlarda yapmak istiyorum. Gençlere alan açmak ve genç kadın ve erkekleri sürece dahil etmek gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.