SİVAS (İHA) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, ulusların bağımsızlıklarını yalnızca siyasi birlik ve dirliklerinden değil aynı zamanda ekonomik güçlerinden aldıklarını söyledi. Satıcı cari açık konusunda da görüşlerini aktararak, "Bugün cari açığın önlenmesi ile ilgili bazı çevrelerin ve hükümetin önerdiği tedbirler sadece sorunu ertelemekten ibarettir" dedi.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı ihracat rakamlarını Sivas'ta Kongre Müzesi'nde açıkladı. Ağustos ayında ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 22.12 artışla 4 milyar 724 milyon dolar oldu. Geçen yıl aynı ayda ihracat 3 milyar 868 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmişti. Ocak-Ağustos döneminde ise ihracat, geçen yıl aynı döneme göre yüzde 33.6 artışla 39 milyar 813 milyon dolara çıktı. Geçen yılın ilk 8 ayında ihracat 29 milyar 807 milyon dolar seviyesinde olmuştu.
MİLLETLERİN BAĞIMSIZLIĞI Oğuz Satıcı basın toplantısında, Sivas'ın Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda Türkiye'nin milli egemenliğine kavuşmasında önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Satıcı, siyasi bağımsızlığını sağlayan milletlerin ekonomik bağımsızlıklarını sağlamak için mücadele etmelerinin ufkunu bundan 80 yıl önce ortaya koyan Mustafa Kemal Atatürk'ün aslında bugün bile son derece taze olan ve eskimeyen sözünü hatırlatarak, "Uluslar bağımsızlıklarını yalnızca siyasi birlik ve dirliklerinden değil aynı zamanda ekonomik güçlerinden alırlar. Ekonomik olarak güçlü olmak zorundayız. Peki bugünün dünyasında ekonomik olarak güçlü olmak ne demektir? Rasyonel ve sürdürülebilir bir şekilde küresel rekabette geri kalmayacak şekilde ürünler üretiyor olmak ve en az satın aldığımız kadar satmayı başarabilmektir. Bugün ekonomik gücün tanımı artık yalnızca milli gelir değildir. Çünkü rekabet gücü bulunmayan büyük ekonomiler yakın gelecekte küçülmeye mahkum olacaktır. Türkiye artan ihracatına rağmen maalesef rekabet gücünü arttıramamaktadır. Bu durum güncel yaşantımız kadar iktisadi rakamlara da yansımıştır. Bu durumu en net şekilde yansıtan durum Türkiye'nin Dünya rekabet sıralamasında 52. sıraya düşmesidir" dedi.
"CARİ AÇIK SORUNU ERTELENİYOR" Türkiye ekonomisi kitaptan türetilmiş basit şablonlarla yönetilemeyeceğini, cari açığın bugün için yapılan yanlışlardan sadece küçük bir örneğinin olduğunu belirten Oğuz Satıcı, "Bugün cari açığın önlenmesi ile ilgili bazı çevrelerin ve hükümetin önerdiği tedbirler sadece sorunu ertelemekten ibarettir. Merkez Bankamız da maalesef iki yıl önceden yaptığımız uyarıyı ancak bugün anlayabilmiş ya da çok önceden anlayabilmiş fakat uyguladığı politikalar gereği uyarılarımıza kulaklarını tıkamıştır. Türkiye döviz kazandıran faaliyetler üzerine gerektiği kadar eğilmedikçe cari açık sorunu Demokles'in Kılıcı gibi tepemizde sallanmaya devam edecektir" diye konuştu.
Cari açık sorunun çözülebilmesi için gerekli tüm potansiyel ihracat sektöründe mevcutken Türk ekonomi basınının ve bazı teknisyenlerin çözümü hala başka yerlerde aramaları ve köklü değişikliklere açık olmamalarının düşündürücü olduğuna değinen Oğuz Satıcı, "Bugüne kadar yapılan tüm tartışmaların döviz gelirlerini arttırıcı çözümlerde değil döviz giderlerini azaltıcı tekliflerde yoğunlaştığını görmekteyiz. Sadece bu durum bile en teknik ve en entelektüel diye sıfatlandırdığımız uzmanların düşünce ufuklarının Türkiye'nin artan ihtiyaçlarına cevap veremeyecek noktada olduğunu göstermektedir. Bu durumu büyük bir üzüntüyle ifade etmek isteriz" dedi.
Oğuz Satıcı, Türkiye ekonomisinin gündelik idareye değil köklü reformlara ve istikrarlı büyümeye ihtiyacı olduğunu, bu ihtiyacın karşılanmasının da ihracattan geçtiğini söyledi. Türkiye'nin sahip olduğu imkanları kullanamadığını belirten Satıcı bunun en önemli örneğinin de çok ithal edilen makinalar olduğunu kaydetti. Satıcı, "Türk makine imalatı sektörü Türk sanayisinin ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılayacak düzeye gelmiştir. Fakat bu sektör gerekli desteği görememektedir. Aynı sözleri büyük potansiyel taşıyan tarım ve madencilik sektörleri için de rahatlıkla söyleyebiliriz" diye konuştu.
"KURTULUŞ İHRACATTA" Türkiye'nin sıcak para cenneti olmaktan çıkmak zorunda olduğunu, "Düşük kur, yüksek faiz, bol kazanç" sarmalı Türkiye'nin geleceğini tehdit eden en önemli mesele olarak görüldüğünü belirten TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Türkiye ekonomisi finansman merkezli bir anlayıştan yatırım, üretim ve pazarlama odaklı bir anlayışa hemen geçmelidir. Türkiye bugün bütün iktisadi politikalarını borcunu çevirmek üzerine kurmuştur. İçinde bulunduğumuz koşullar altında bu belki bir gerekliliktir. Ama asla çözüm değildir. Bugün gerçek çözüm kamuyu küçültmekten ve üretim ve ihracatı artırmaktan ve doğal olarak kaynaklarımızı doğru kullanmaktan geçmektedir.
İhracata bugün ayrılan kaynaklar kesinlikle yeterli değildir. İktisadi politikalarımız 'Kaynak yaratan ve üretenden al atıl alanlara yatır' tarzında biçimlendirilemez. Kaynak yaratana daha fazla avantaj yaratmak zorundayız. Para politikamızı ve enflasyonla mücadele çizgimizi bu stratejiye bağlı olarak şekillendirmek zorundayız" diye konuştu.
İHRACAT RAKAMLARI Ağustos ayında ihracatın 2003 yılının aynı ayına göre yüzde 22.1'lik artış göstererek 4 milyar 724 milyon dolar olarak gerçekleştiğini belirten Oğuz Satıcı, bu rakamla birlikte ilk 8 aylık ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33.6 artarak 40 milyar dolar seviyesine yaklaştığını söyledi. Satıcı, "Son 12 aylık ihracat ise yüzde 32.6'lık bir artışla 57 milyar 890 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Özellikle Deri ihracatındaki yüzde 11.4'lük azalma, Hazır Giyim ve Konfeksiyon (yüzde 0.3) ve Değerli Maden (yüzde 10.3) ihracatında yaşanan durgunluk, aylık ihracat artış oranının geçen sene gerçekleşen yüzde 29.1'lik artış oranından düşük bir seviyede gerçekleşmesinde etkili olmuştur" dedi.
Tarım sektöründe aylık bazdaki ihracat yüzde 27.1 artarak 523 milyon dolar olduğunu, 8 aylık ihracatın ise yüzde 34.2 artarak 3 milyar 430 milyon dolar seviyesinde gerçekleştiğini kaydeden Oğuz Satıcı, "Tarım ihracatın aylık ihracattaki payı yüzde 11 olurken 8 aylık ihracattaki payı da yüzde 10.9'dur. Sektörün ülke ihracatındaki payı giderek azalmaktadır. 2000 ve 2001 yıllarında yüzde 15 civarında gerçekleşen bu oran 2002 ve 2003 yıllarında yüzde 12'lere düşmüş bu yıl ise yüzde 11 seviyesine gerilemiştir. Tarım ihracatındaki en büyük artış yüzde 251.6 ile fındık sektöründe yaşanırken, sektörün genel ihracat içindeki payı da göz önüne alındığında Hububat ve Yağlı Tohumlar sektöründeki yüzde 40.3'lük artış sektörün dikkati çekmektedir. Ağaç ve Orman Ürünleri sektörünün 12 ayda yakaladığı yüzde 45.4'lük ihracat artışı da dikkat çekicidir" diye konuştu.
SANAYİ SEKTÖRÜ Sanayi Sektörü ihracatı aylık bazda yüzde 21.4 artarak 4 milyar 98 milyon dolar olarak gerçekleştiğini, ilk 8 ayda ise ihracat yüzde 34.3 artarak 34 milyar 699 milyon dolar olduğunu belirten TİM Başkanı Oğuz Satıcı, "Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü yüzde 45.8 ile en fazla artış gösteren sektör olurken Taşıt Araçları ve Yan Sanayi ihracatı da yüzde 38.3 artmıştır. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri sektörü de yüzde 37.2 oranında ihracatını arttırırken tekstilde yaşanan durgunluk iyice kendini belli etmeye başlamıştır. Geçen aylarda artış oranında ivme kaybı yaşayan Hazır Giyim ve Deri sektörlerinde artış yerini gerilemeye bırakmıştır. Deri sektörü yüzde 11'lik bir ihracat kaybı yaşarken Hazır Giyim ve Konfeksiyon sektörü ihracatı da yalnızca yüzde 0.3 artabilmiştir. Halı sektöründeki ihracat artışı da yüzde 2.7'dir.
Genel ihracat içinde payını gittikçe artıran Madencilik Ürünleri ihracatı ise Ağustos ayında yüzde 27'lik bir artışla 102 milyon dolar; ilk sekiz ayda ise yüzde 43.8 artışla 751 milyon dolar düzeyinde ihracat gerçekleştirmiştir" dedi.
Oğuz Satıcı konud şmasının sonunda, yol bulunamıyorsa, yol açmanın söz konusu olduğunu, TİM olarak bu yolları açmada üzerlerine düşen görevi yapacaklarını kaydetti. Satıcı, "Umuyoruz ki bugün buradaki toplantının bizim de önerdiğimiz gibi üretim ve ihracat merkezli bir politika ile bütünleşerek, her hafta, her ayda yeni rekorlarla konuştuğumuz günlere götürsün. İhracat rakamlarının rekorlarını görürken ben özellikle reel faizde rekor ödemeler yaptığımızı unutmamanızı ve hiçbir biçimde rehavete kapılmamamızın altını çiziyorum" diye konuştu.
Yapılan konuşmalar sonrasında konuklar, Atatürk'ün Cumhuriyetin temellerini oluşturan 4 Eylül kararlarının alındığı Atatürk ve Etnografya Müzesi'ni gezdi.