HABER

İkinci Dünya Savaşı'nın ünlü silahları

İkinci Dünya Savaşı'nın ünlü silahları

Klavyenizin sol(<-) ve sağ(->) tuşlarını kullanarak galerimizi gezebilirsiniz

Dünya tarihinin en kanlı savaşı belki İkinci Dünya Savaşı’dır.


Milyonlarca insanın öldüğü savaş birçok filme de konu olurken, savaş tekniklerinin değiştiği, yeni teknolojilerin denendiği bir savaş da oldu.


Bu savaşta özellikle piyadelerin kullandığı silahlarda büyük ilerleme gerçekleşti.


Birçoğu etkisiyle yıllarca ordular tarafından kullanıldı, halen de kullanılıyor. Birçoğu da popüler kültür malzemesi olmayı başardı. İşte 2. Dünya Savaşı’nın en etkili


Kol çekmeli silahlar 19. yüzyılın en yaygın kullanılan silahları olsa da 2. Dünya Savaşı’nda yavaş yavaş yerlerini daha etkili silahlara bırakıyordu.


Yine de Karabiner 98K özellikle Alman ordusunda özel bir yere sahipti. Almanlar teslim olana kadar üretimi sürdü. Otomatik ve yarı otomatik silahlar geliştirilse de Karabiner 98k taktik sebeplerden kullanımı devam etti. Kullanılmasının bir sebebi de savaşın son yıllarlında Alman üretiminin tamamen kesilmesiydi. Karabiner 98K dünya tarihinde Alman askerlerinin sayıca en çok kullandıkları ve birlikte öldükleri silah olarak da dikkat çekiyor.


Yarı otomatik bir silah olan M1 Garand ve Thompson silahları güvenilir silahlardı. Ancak önemli bir eksisi askeri destekte pratik olmamalarıydı.


Garand aşırı uzun bir silahtı, Thompson da ağırdı. Bu eksileri yok etmek için Amerikalılar M1 Carbine modelini geliştirdi. Savaşın en güçlüsü olmasa da hafif ve isabetli olması ile ölümcül bir silah oldu.


Paraşütlü birliklerin de sıklıkla kullandığı M1 Carbine kısa sürede yayıldı. ABD savaş boyunca 6 milyon M1 Carbine üretti. Bu rakam İkinci Dünya Savaşı’ndaki diğer tüm silah üretim rakamları geçti. Bu modelin farklı versiyonları bugünkü savaşlarda ve sivil hayatta bile kullanılmaya devam ediyor.


Çok fazla sayıda kullanılmamasına rağmen bu silah Nazilerin İkinci Dünya Savaşı simgesi olmaya başarabilmiş. Neredeyse tüm Nazi filmlerinde Alman askerleri bu silahları kullansa da gerçekte bu silah bu kadar yaygın değildi.


Tim komutanları, paraşütlü askerler ve komandoların yaygın olarak kullandığı bir silahtı. Silah Almanlara Doğu cephesinde Rusya ile sokak arası çatışmalarda avantaj sağlıyordu. Otomatik bir tüfek olarak etkinliğini gören subayların diğer silahları sorgulamasını sağlamıştı. Böylece MP40 daha etkili otomatik silahlara ön ayak oldu.


Piyadelerin 2. Dünya Savaşı’ndaki en güvenilir dostları sadece silahlar değildi. El bombası da piyadelerin yoğun şekilde kullandığı silahların başında geliyordu. Amerikalıların Ananas el bombalarından Almanların patates ezici lakaplı çubuklu el bombalarına kadar birçok milletten askerler için vazgeçilmez bir savaş aracıydı.


El bombası mevzileri temizlemek ya da zayıflatmak için idealdi. Bir el bombası fırlatıp daha sonra yaylım ateşi açmak etkili bir ilerleme yöntemiydi. İnsan vücuduna bir tüfek kadar zarar vermese de el bombası parçalarından yaralanan askerlerin sayısı da azımsanmayacak düzeydeydi. Daha ötesi saldırılarda ölümcül sonuçlar almak için vazgeçilmez bir araçtı.


1940’ta Dunkirk’ten çekilen İngilizlerin yaşadığı facia yenilgiden sonra İngiliz ordusu silah sıkıntısı yaşamaya başlamıştı. Çoğu silah ve ekipmanını sahillerde terk etmek zorunda kalan İngilizler yeni silah geliştirme zorunluluğu işe karşı karşıya kalmıştı.


Thompson otomatik silahı kullanmak istediler ancak ABD’deki arz yeterli değildi. Onun yerine kendi yerli üretim otomatik silahını geliştirdiler. Sten silahı kusursuz bir silah değildi ancak yakın mesafeden muazzam bir yıkım kapasitesi vardı.


Sten silahın sabitlenmesi ve kurulumunun kolaylığı ile kısa sürede komandolar arasında yayıldı. Polonya’daki direnişçilere de verilen Sten silahı Almanların ciddi kayıplar vermesine yol açmıştı. Ancak bu silah ayrılıkçı hareketlere de ciddi avantajlar sağladı. Bu yüzden 1994’e kadar gerilla güçlerinin tercih ettiği bir silah olarak kalmaya devam etti.


Savaştan sonra muzaffer müttefik askerlerin favori silahıydı Luger PO8. Bir koleksiyon ürünü olarak da yüksek fiyatlara satılabildiğinden müttefik askerlerin favorisiydi.


Ölümcül olmaktan çok sanat eseri olarak görülüyordu. Bir el silahı olarak isabet oranı çok yüksek olmasına karşın asıl farklılığını tasarımdan alıyordu. Nazi imgesinin vazgeçilmez sembollerinden biriydi.


Otomatik mermi doldurma sistemi de bulunan Luger uzun ömrüyle de çok tutulan bir silahtı. Almanya bu silahın üretimini savaştan önceleri durdursa da bugün bile değerli bir koleksiyon malzemesi olmaya devam ediyor. Amerika’da emekli komandoların birçoğunda halen bu silah bulunduğu söyleniyor.


Neredeyse her sınıftan askerin vazgeçilmez aleti savaş bıçağı 2. Dünya Savaşı’nın da demirbaşlarındandı. KA-BAR bıçağının yeri de ayrıydı. Söylentilere göre “kill a bear” (Ayıyı öldür) cümlesinin kısaltılmışından türetilmişti adı. Sadece öldürmek değil zorlu koşullarda hayatta kalabilmek için çok fonksiyonluydu. Asker bu bıçakla çalıları kesebilir, konserveleri açabilir ve büyük çukurlar kazabilirdi.


Aslen avcılık faaliyetleri düşünülerek geliştirilen bıçak 2. Dünya Savaşı askerleri için de birebirdi. Japon cangıllarında zorlu koşullarda savaşan ABD’li deniz piyadeleri bu bıçağı çok sevmişlerdi. Bugün bu model bıçak hala Amerikan ordusunda yaygın şekilde kullanılıyor. Birçok uzmana göre icat edilen en iyi bıçak modeli…


2. Dünya Savaşı makineli tüfeklerin vitrine çıktığı ilk büyük savaş olarak anılır. Ancak Thompson’ın yanına yaklaşabileni azdır.


İlk olarak etkisini İrlanda İç Savaşı’nda gösteren silah gangsterlerin de favori silahıydı. ABD ordusu savaş başlamadan önce silahı kullanmaya başladı. Gözcü askerler, komandolar, paraşütlü birliklerin favori silahı olmayı kısa sürede başardı.


İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra orduların pek tercih etmediği bir silah haline geldi. Ancak paramiliter güçlerin ve gangsterlerin favori silahı olmaya devam etti. Hatta 90’larda Bosna Savaşı’nda bile kullanıldığı görüldü. İkinci Dünya Savaşı’nda savaşmış standart bir asker için ise kısa menzili ile hayatını teslim edebileceği bir silah değildi.


Rusya İkinci Dünya Savaşı’nda toprakları geniş olmasına rağmen dar alanda birçok sokak çatışmasına girdi. Finlandiya ile Kış Savaşı’ndan Stalingrad’taki büyük savunmaya kadar Sovyet askerleri düşmanlarını Mosin-Nagent adı verilen kurmalı silahla savuşturmaya çalışmıştı.


Yakın mesafelerde daha etkili bir silaha ihtiyaçları doğunca PPSh-41 icat edildi. Üretilmesi son derece kolay olan PPSh-41’den günde 3000 adet üretilebiliyordu.


Yakın mesafede etkisi muazzamdı. PPSh-41 o kadar etkiliydi ki tüm ordunun bir anda demirbaşı olmuştu. Değeri ise düşmanları tarafından biliniyordu. Savaşta Nazi askerleri bu silahı ele geçirmek için canlarını bile verebilirdi.


Savaşın başında her ülkenin ordusu kurmalı silahlar kullanıyordu. Bu silahlar isabetli ve güvenilirdi. Ama her atışta tekrar el ile kurulması gerekiyordu.


Uzun mesafe atış yapan keskin nişancılar için bu sorun değildi. Ama çatışmalar şiddetlendikçe, sıcak temaslar arttıkça yakın mesafede etkili olan silahlara ihtiyaç duyuldu. M1 Garand Amerikan ordusuna önemli bir avantaj sağlayan bir modeldi.


Uzun mesafe atış yapan keskin nişancılar için bu sorun değildi. Ama çatışmalar şiddetlendikçe, sıcak temaslar arttıkça yakın mesafede etkili olan silahlara ihtiyaç duyuldu. M1 Garand Amerikan ordusuna önemli bir avantaj sağlayan bir modeldi




En Çok Aranan Haberler