İSTANBUL (AA) - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Federal Almanya'da yaşanan seçim tartışmalarında Türkiye'nin bir propaganda aracı olarak kullanılmasını kınadı.
Zeytinoğlu yaptığı yazılı açıklamada, pazar günü Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) lideri ve başbakan adayı Martin Schulz'un katıldıkları TV münazarasında, AB'nin Türkiye ile yürüttüğü müzakerelerin durdurulacağını açıklamalarını son derece yanlış bulduğunu belirtti.
Zeytinoğlu, Türkiye'nin AB ile müzakereleri sadece Almanya ile değil, 27 AB üyesi devlet ve AB'nin kurumsal kimliğiyle yürüttüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Federal Almanya'nın ulusal seçimlerinde Türkiye ile AB arasında yürütülen katılım müzakerelerinin kesileceği yönünde bir vaadin konu edilmesini son derece yadırgadım. Almanya'da siyasilerin Türkiye ile ilgili açıklamaları ve sergiledikleri yaklaşım sadece Türkiye için değil AB üyesi ülkeler için de rahatsızlık verici olmalı.
Başbakan Merkel başta olmak üzere Alman siyasetçiler AB'nin patronu olduklarını ima ediyor olmalılar ancak bu yaklaşım AB'nin eşitlik ve demokratik temsil ilkeleri ile çelişiyor. Ancak üye devletlerin nitelikli çoğunluk ile karar vermeleri halinde Türkiye ile müzakerelerin kesilmesine karar verilebilir. Burada Almanya tek karar alıcı değildir."
- "Almanya'nın siyasi çekişmelerinin, AB'ye gölge düşürmesi engellenmeli"
Merkel'in Türkiye ile diyalog kanallarının açık tutulması yönündeki açıklamasına da değinen Zeytinoğlu, bunun Merkel'in diğer açıklaması ile birlikte ele alındığında etkisini kaybettiğini hatırlattı.
AB ve Almanya'yı Türkiye ile ilişkilerde tutarlı davranmaya davet eden Zeytinoğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Başbakan Merkel'in dünkü açıklamalarında diyaloğun önemini vurgulaması olumludur. Ancak bu tür birbiriyle çelişen açıklamaların ardı ardına gelmesi Türkiye'ye yönelik son derece tutarsız bir yaklaşım izlendiğini ortaya koymaktadır. Nitekim Başbakan Merkel'in 'Türkiye AB'ye üye olmamalı' yönündeki açıklamaları da son derecede talihsizdir. Merkel'in henüz iktidara gelmeden, 2005 yılında dahi, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğu yönündeki açıklamaları akla geldiğinde, Türkiye'ye karşı ne kadar objektif ve adil bir politika yürütebileceği de tartışmalıdır. Almanya'nın siyasi çekişmelerinin, AB'ye gölge düşürmesi engellenmelidir.
AB, Kopenhag kriterlerini yerine getirmelerine bağlı olarak,aday ülkelere kapısını açık tutmalıdır. Bir dünya gücü olmanın gereği budur. Aksi takdirde giderek kabuğuna çekilen ve etkisizleşen bir AB olur ki bu hem AB ve çevresindeki ülkeler hem de dünya siyaseti açısından olumsuz sonuçlar doğurur."