BİZE ULAŞIN
"Yoğun baskı altındaki silah denetim heyeti, Irak'ta 4 yıl önce yarıda bıraktığı işinin başına dönmeden önce, Birleşmiş Milletler'den yeni bir talimatı beklemeyi kabul etti" diye yazan Times, denetçilerin ancak yeni bir karar çıkartıldıktan sonra Irak'a yollanmasını isteyen İngiltere ve Amerika'nın, Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Fransa karşısındaki mücadeleden ilk etapta galip çıktıklarını düşünüyor.
Bush yönetimi, Irak'ı askeri müdahaleyle tehdit eden yeni bir kararın Güvenlik Konseyi'nde onaylanmasında kesin bir tavır çizerken Times'a göre, veto yetkisine sahip 5 ülkeden biri olan Fransa, Bush'un talep ettiği karar tasarısına olumsuz işaretler vermeyi sürdürüyor.
"RUSYA, IRAK PETROLLERİ İÇİN AMERİKA İLE PAZARLIĞA OTURDU" Financial Times'ın bu sabahki manşetine göre, "Rusya, Irak petrolleri konusunda Amerika ile sıkı bir pazarlığa oturdu."
Financial Times'a göre, Amerika'nın katı tutumlu Irak politikasına destek verirse bunun ticari alanda karşılığını görmek isteyen Moskova yönetimi Başkan Bush'tan, Saddam Hüseyin sonrası bir Irak'ta Rusya'nın petrol yatırımlarının zarar görmeyeceği konusunda güvence talep ediyor. Gazete, Rusya'nın Güvenlik Konseyi'nde her karar aşamasında sahip olduğu veto hakkından maksimum şekilde istifade etmek istediği görüşüne yer veriyor.
Rusya'nın en büyük petrol şirketi Lukoil'in yöneticisi, Financial Times'a verdiği mülakatta, "Cumhurbaşkanı Putin'in Irak petrollerini en öncelikli konu olarak gördüğünü ve Putin'den bizzat, Irak'ta rejim değişse bile Lukoil'in yatırımlarının korunacağı garantisi aldığını" söylüyor. Gazeteye göre Rus şirketi, dünyanın en büyük petrol yataklarından biri olan Irak'taki Batı Kurna rezervlerini kaybetmek istemiyor.
Saddam Hüseyin sonrası olası rejim senaryoları çerçevesinde, bugün Erbil'de Kuzey Iraklı rakip Kürt liderleri 8 yıl aradan sonra bir araya getiren ortak parlamento toplantısı, Financial Times'ın deyimiyle, "Amerika'nın bu yöndeki yoğun baskılarını izliyor; fakat birçok Kürt, Barzani ve Talabani'nin ciddi görüş ayrılıklarını bir tarafa itip aynı çatı altında birleşebileceğine kuşkuyla yaklaşıyor"
Financial Times, Amerika'nın Kuzey Iraklı Kürtleri Saddam Hüseyin'e karşı birleştirme girişiminin, Irak'ın komşuları İran, Suriye ve Türkiye tarafından şüpheyle izlendiğini yazıyor. Gazete, Bağdat hükümetine olan yakınlıklarından ziyade, bu ülkelerin kendi sınırları içindeki Kürt azınlıkların "bağımsız bir Kürt devleti sürecine" kapılmasından endişe duyduklarını bildiriyor. Fakat Financial Times, "Bush yönetiminin, toplam sayıları 30 bin dolayında olan Kuzey Iraklı Kürt kuvvetleri, Bağdat'a yönelik olası bir kara harekatında kullanmayı düşünmediğini" belirtiyor.
Gazetenin görüşlerini aktardığı diplomatlara göre "Washington, Iraklı Kürtlerin biraz güneye doğru ilerleyip petrol zengini Musul ve Kerkük kentlerinin üzerine oturmasına seyirci kalmak istemiyor". Financial Times, "Ancak eğer Iraklı Kürtler iktidar paylaşımına dayalı bir anlaşmaya varır ve güçlerini birleştirirlerse, aynen bunu yapmayı kafalarına koyduklarının işaretlerini veriyorlar" dedi.
Financial Times bu durumda Türkiye'nin, "Büyük bir Türkmen nüfusa sahip olan Musul'un Iraklı Kürtlerin eline geçmesini engellemek için müdahale edebileceği söylentilerinin yaygın biçimde dile getirildiğini yazıyor. Financial Times, Türkiye'nin halihazırda Kuzey Irak'ın hemen içinde üsleri bulunduğunu ve Erbil'de Türkmen güçlerin de desteğine sahip olduğunu kaydediyor.
Gazetenin tabiriyle "İran hükümetiyle yakın bağları olan" Tahran'dan bir siyasi gözlemci, "Kerkük için verilmesi olası savaşın en az Bağdat kadar kanlı geçebileceği" tahmininde bulunuyor. Financial Times, "Fakat İran Savunma Bakanlığı, askerlerinin Irak'a girmesi gibi bir niyetleri olmadığını açıkladı; zira bu olasılık, Amerika'nın misilleme riskini de taşıyor" şeklinde devam ediyor.
"ERBİL'DEKİ TOPLANTI, ANKARA'YI ALARMA GEÇİRDİ" Guardian'a gazetesi ise, Erbil'de yapılan bölgesel parlamento toplantısının, Ankara'yı "alarma geçirdiğini" düşünüyor.
Iraklı Kürtlerin, "ileride federatif bir Irak'ta kendi bölgelerinin kendileri tarafından kontrolünü öngören bir anayasa taslağı üzerinde anlaştığını" yazan Guardian, "Ankara'nın ise Türkiye'deki Kürt nüfus içinde bağımsızlık arzusunu cesaretlendirecek her türlü gelişmeden endişe duyduğunu" düşünüyor. Gazeteye göre, "Kuzey Iraklı Kürtler ise amaçlarının bağımsızlık olmadığına dikkat çekmek ve Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı saygı göstereceklerini anlatmak için uğraş veriyorlar."
Guardian'ın, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne verdiği vaatler doğrultusunda Abdullah Öcalan'ın idam cezasını müebbete çevirdiğini bildiriyor. Guardian, bu kararın gelecek hafta Avrupa Komisyonu'nun yayınlayacağı aday ülkelerle ilgili durum değerlendirmesinin hemen öncesine rastladığına dikkat çekiyor.
Guardian'ın, "1960'ta askeri darbe ardından kendi başbakanını asmış bir ülke olan Türkiye'de, ölüm cezası halen hararetli tartışmaların odağında" bir konu olduğunu yazdı. Önümüzdeki ay Türkiye'de genel seçimlerin beklendiğini hatırlatan Guardian, "Öcalan'ın idam cezasının kaldırılması, çözülen koalisyonun sağ kanat üyesi MHP'yi öfkelendirebilir" diye yazıyor. Abdullah Öcalan'ı Strazburg'daki İnsan Hakları Mahkemesi'nde temsil eden Londralı avukatı Mark Muller ise, "Umarım bu, başka reformların da habercisidir" dedi.
