İzmir'de yaşayan Uğur Özkan ve Elif Özkan (47) çiftinin otizmli ve yüzde 90 engelli oğlu Emirhan 11 Mayıs günü rahatsızlanınca Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi'nde beklerken, hareketli olması nedeniyle el, ayak ve karın bölgesinden yatağa bağlandı. Yatarak tedavi gören hastaların kendilerine, diğer hastalara veya hastane çalışanlarına yönelik zarar verici davranışlarına engel olmak amacıyla yapılan fiziksel tespit uygulanmasına yaklaşık 10 saat maruz kalan Emirhan'ın vücudunda yaralar oluştu. Baba Uğur Özkan, 20 Mayıs'ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) şikayetini iletti.
'O GÜNDEN BERİ ELLERİNİ KULLANAMIYOR'
Uğur Özkan, oğlunu idrarında kanama gibi şikayetleri üzerine Ege üniversitesi Çocuk Acil'e götürdüğünü belirterek, şunları söyledi: "Rahatsızlığının ne olduğunu tespit etmek için bazı tahliller yapıldı. Yerinde durmadığı için en az 2, 3 adet sakinleştirici ilaç verdiler. İğne yapıldı ama hareketli olduğu için saat 20.00 civarında 'tespit' adı verilen bağlama yöntemi kullanıldı. Yatağa yatırıldı, iki el, göbek ve ayaklarından hasta bakıcı tarafından sıkıca bağlandı. Fakat saat 06.00'ya kadar, ne akşamki nöbetçi doktor ne hemşire ne de oğlumu bağlayan hasta bakıcı tarafından tespit gevşetilmedi. O günkü nöbetçi doktor Umut Bey'in yanına gidip, oğlumun yaklaşık 10 saattir bağlı olduğunu söyledim. 'Uykusu var ama tespit bağlaması nedeniyle rahatsız olduğundan uyuyamıyor. Lütfen bunu açın' dedim. Bunun üzerine bağları çözüldü, göbek, el ve ayaklarının kan içinde kaldığını gördüm. 13 Mayıs'ta saat 12.00'de taburcu edildik. Tam 3 hafta geçti. Oğlum o günden beri ellerini kullanamıyor. Bardağını tutup su içmekte bile güçlük çekiyor."
''SABAHA KADAR KİMSE YANIMIZA UĞRAMADI''
Otizmli oğlunun rahatsızlığı nedeniyle çok hareketli bir çocuk olduğunu kaydeden Özkan, "Bağlanmasının sebebi çok hareketli olması. Ama bizim de basiretimiz bağlandı. Anne, baba olarak yanındaydık. Sabaha kadar kimse yanımıza uğramadı. Taburcu edildikten sonra çocuğun ellerini kullanamadığını gördüm. 3 haftalık sürede eski haline dönemedi. CİMER'e şikayetimi yaptım. Biz onu zorluklarla büyüttük. Hastanede bize özel olduğumuz kesinlikle hissettirilmedi. Özel ailelere farklı bir uygulama yapılmalı" diye konuştu.
'TOPARLAMASI UZUN SÜREBİLİR'
Emirhan'ın özel eğitim öğretmeni Hasibe Güler de öğrencisinde 11 Mayıs'tan bu yana önemli değişiklikler gözlediklerini kaydederek, şöyle konuştu: "Otizmli çocukların geneli hareketlidir, ellerini çok kullanırlar. Emirhan makas kullanmayı yaklaşık 1,5 sene önce öğrendi. Özel çocuklara bir beceriyi öğretmek uzun zaman alır. Bu beceriyi tam kazanmışken şimdi ne meyvesini yiyebiliyor ne yemeğini kendisi yiyebiliyor ne de tişörtünü çıkartabiliyor. Giyinme soyunma becerilerine çalışıyorduk. Çok güzel ilerliyorduk 3 hafta öncesine kadar. 10 gündür yeni yeni toparlanıyor. Özel çocuklarda bu tip durumlar travmaya neden olabilir. Bunun süresi ailesi ve bizim yaklaşımımıza bağlı değişebilir. Zorlarsak korkup hiç yapmayabilir. Toparlaması uzun zaman alır. Ona karşı biraz daha sakin olmalıyız. Makas kullanmaya çalışıyoruz sınıfta eliyle itiyor. Onu, 'acımayacak' diye telkin ederek sakinleştirmeye çalışıyoruz. Yaralarına krem sürüp, masaj yapıyor ve onu yumuşak hareketlerle alıştırmaya çalışıyoruz."
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Rektörlüğü yetkilileri, konuyla ilgili inceleme başlatacaklarını bildirdi.
'TESPİTİN SÜRESİNİ SORUMLU HEKİM BELİRLER'
Tespit uygulamasının tedavi merkezlerindeki bazı hastalar için zorunlu olduğunu ifade eden psikolog Şenel Karaman da bu uygulamanın süresinin ise sorumlu hekimin inisiyatifinde olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Tedavi merkezlerinin bazı kuralları var. Hem hastaların hem orada çalışanların güvenliğini sağlamak zorundalar. Bunun için yıllar içinde oluşmuş bazı gelenekler ve yöntemler var. Bunlardan biri de tespit uygulamasıdır. Bunu yapmak zorundalar çünkü intihar riskiyle gelenler, etrafa saldıranlar ve kendisini kontrol etmekte zorlanan bazı hastalar var. Onlar için bir müdahalede bulunmak durumundalar. Bu müdahaleyi yapanlar için de travmatik bir durum söz konusu. Bir hastayı zorla tutmaya çalışıyorlar ve bu sürede hasta zarar görebiliyor. O insanlar bu yaptıkları işten dolayı bir travma yaşıyorlar. Buna maruz kalan hasta ve yakınları için de aynı travmatik durum söz konusu. Özel çocukların fiziksel olarak örselenmiş olması travmatik bir durum. Ama bir tedavi merkezinde hastanın kendini kontrol etmesiyle ilgili bir yöntemden bahsediyoruz. Ailenin duyarlılığını anlayabiliyorum ama oradaki personel için de yardım etmenin zorluğu diğerini kontrol etmek olabilir. Tespit süresini belirlemek oradaki sorumlu hekimin görevidir. Onun gözlemine göre bu süre devam eder. Bu uygulamayı bir süreye tabi tuttuğunuzda işin doğasını bozmuş oluruz."
(DHA)