KOCAELİ (AA) - Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Şirin, "İyi ya da kötü darbe yoktur, darbe kötüdür. İyi ya da kötü olması bizim menfaatimizle ilişkilidir." dedi.
Anadolu Ajansı'nın global iletişim ortağı olduğu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kartepe Zirvesi'nde "Türkiye'de Darbeler: Tarihi Arka Planı" konulu oturum gerçekleştirildi.
The Green Park Otel'de Ömer Halisdemir Salonu'ndaki oturumun moderatörlüğünü yürüten Prof. Dr. Şirin, darbenin sadece askerlerin yaptığı bir mesele olmadığını söyledi.
Darbeyi incelerken iktisadı elinde bulunduran sermayenin, aydınların, üniversitelerin ve medyanın da çok önemli bir rolü olduğunu belirten Şirin, "Darbelerde belki bir günah keçisi bulup onun üzerinden rahatlamak bizi rahatlatabilir, yani bunu askere yüklemek ama en az onun kadar ilkeli siyasetçilerin olmayışı ya da sayıca az olması da Türkiye'de ve dünyada darbelerin bu yoğunlukta olması ki İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana dünyada 475 darbe gerçekleştirildi. Bu oldukça önemli bir rakam. Türkiye üzerinden düşünürseniz neredeyse her on yılda bir darbe söz konusu." şeklinde konuştu.
İyi ya da kötü darbenin olamayacağını, darbenin kötü olduğunu vurgulayan Şirin, şöyle devam etti:
"İyi ya da kötü olması bizim menfaatimizle ilişkilidir. Oysa ki ilkede menfaat yoktur. Bir başkasının ayağına ya da kuyruğuna basıldığında ses çıkarmaktır aslında, sadece kendi ayağına ya da kuyruğuna basıldığında değil. Toplumsal olarak böyle bir duyarlılık noktasına gelirsek sanırım bundan sonra olabilecek darbelerin önlenmiş olacağını düşünüyorum."
Oturumda, "27 Mayıs ve 12 Mart Askeri Müdahalelerine Siyasilerin, Aydınların ve Yazarların Tepkisi" başlıklı sunum yapan Erzincan Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yusuf Ziya Keskin de en önemli problemin, demokrasi konusunda toplumsal manada alt yapının oturmaması, zenginleşmemesi kadar aydınların ve siyasetçilerin de darbeyle muhtıralar sonrasındaki tepkilerinin yetersizliği olduğunu kaydetti.
Aydın ve siyasetçilerin ilkesel olmaktan ziyade faydacı gözle olayları değerlendirdiklerini anlatan Keskin, "Bu yapılar maalesef son 60 yılımızda kısır döngü şeklinde birbirini tekrarlayan ve dolayısıyla Türkiye'nin kaderiymiş gibi algılanan bir asker-sivil ilişkisini de ortaya çıkarmıştır. Bu sürecin son noktası olan 15 Temmuz daha öncekilerle kıyaslandığında, 17 Eylül 1961'de Adnan Menderes idam edildiğinde en son aldığı oy oranı yüzde 48'dir, hiçbir ses çıkmamıştır ama 15 Temmuz gecesi Türk toplumunun verdiği tepki, demokrasiye sahip çıkma konusundaki hassasiyeti her türlü takdire şayandır." şeklinde konuştu.
Oturumda Kocaeli Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse, "Eski Önasya Darbeler ve Sonuçları", Mustafa Kemal Üniversitesi'nden Doç. Dr. Bülent Arı "20. Yüzyıl Aşık Geleneğinde 1960-1980 Darbeleri ve Darbe Karşıtlığı", İstanbul Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hasan Duran da "1983-1997 Yılları Arasında Hükümet ve Türk Silahlı Kuvvetleri İlişkileri" başlıklı birer sunum yaptı.
Oturum sonunda katılımcılara belgeleri takdim edildi.
Öte yandan Milli İrade Salonu'nda "Uluslararası Suç Örgütleri" konulu, Erol Olçok Salonu'nda "15 Temmuz ve Uluslararası Medya: Avrasya" konulu oturumlar düzenlendi.