Finlandiya'nın Lapland bölgesinde bulunan Davutoğlu, yabancı basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Türkiye-İsveç ilişkilerini ve İsveç parlamentosunda kabul edilen Ermeni tasarısını değerlendiren Davutoğlu, iki ülke ilişkilerinin son 6-7 yıldır "fevkalade iyi ve stratejik" olduğunu belirterek, birçok alanda ve bölgesel konuda iki ülkenin beraber çalıştığını kaydetti.
Davutoğlu, Türkiye'nin AB sürecinde İsveç'in desteklerinden ötürü memnuniyet duyduğunu belirterek, İsveçli mevkidaşı Bildt'le dün yaptığı görüşmeyi hatırlatarak, bu desteğin halen devam ettiğini söyledi.
İsveç parlamentosunun birkaç gün önce aldığı kararı birçok açıdan "şoke edici bir gelişme" olarak değerlendiren Davutoğlu, prensip olarak siyasetçilerin tarihi konularda karar vermemesi gerektiğini ifade etti.
Davutoğlu, böyle bir konuda "tarih hakkında bilgisi olmayanların, bir milleti yargılamasının kabul edilemeyeceğinin" altını çizerek, "Nerede olursa olsun, ister İsveç parlamentosunda, ister ABD meclisinde. Bu kabul edilemez" diye konuştu.
Bir akademisyen ve entelektüel olarak da hadiseye baktığını ifade eden Davutoğlu, siyasetçilerin tarihi olaylar hususunda karar vermemesi gerektiğini yineledi.
Davutoğlu, siyasetçilerin güncel olaylara ve geleceğe odaklanması gerektiğini belirterek, İsveç parlamentosunda yapılan oylamada 130'a karşı, 131 oyla kararın onaylandığını hatırlattı ve şunları söyledi:
"Hadiseye diğer taraftan bakalım. Varsayalım ki bu oylama tam tersi şekilde sonuçlandı. Tarih başka bir yöne mi akacaktı? Bir oy nasıl oluyor da tarihi bir olayın, 'sözde soykırım' olup olmadığına karar verebiliyor."
"(Parlamentodaki oylama için) Bir adalet meselesi mi, yoksa dar bakış açılı bir iç siyaset meselesi mi" diyen Davutoğlu, bu sürecin arka planını bildiklerini, olayın iç politikaya yönelik olduğunu belirtti.
Davutoğlu, oylamanın hemen ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsveç'e yapacağı ziyareti iptal ettiğini hatırlatarak, Ankara'nın Stockholm Büyükelçisi Zergün Korutürk'ü de gerekli istişareler için Ankara'ya çağırdıklarını belirtti.
Bir gazetecinin, başka ülkelerin de Ermeni iddialarıyla ilgili olarak aynı adımları atması durumunda Türkiye'nin tutumunu sorarak, "Türkiye'nin tepkisinin ilk adımı büyükelçilerini mi çağırmak olacak" demesi üzerine Davutoğlu, bu konuyla ilgili Türkiye'nin ne yapacağının kendilerine bırakılması gerektiğini vurguladı ve böyle bir şey olması durumunda Türkiye'nin sessiz kalmayacağını söyledi.
Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında bu yıl bir normalleşme sürecinin yaşandığını belirterek, bu gibi konuların özellikle bu yıl tartışılmasının akıllıca olmadığını ifade etti. Bakan Davutoğlu, "Bu durum Türk-Ermeni ilişkilerinin normalleşme sürecine yardım etti mi" diye konuştu.
"Bu kararın maksadı Türkiye üzerinde bir baskı kurmaksa eğer, kimse Türkiye üzerinde baskı kuramaz" diyen Davutoğlu, "Eğer bu karar iç siyasi endişeleri tatmin etmek için alınmışsa Türkiye ve bu tarihi olay böyle sınırlı konular için kötüye kullanılmamalı" dedi.
-"TÜRKİYE'YE KARŞI BU TARZ SUÇLAMALARI HİÇBİR ZAMAN KABUL ETMEYECEĞİZ"-
Türklerin Ermenilerle 9 asır beraber yaşadığını ve bu sürede iki millet arasında hiçbir gerilimin olmadığını vurgulayan Davutoğlu, Ermenilerin Osmanlı devleti coğrafyasında en iyi yerlerde yaşadıklarını, bunu görmek isteyen herkesin Osmanlı arşivlerine bakabileceğini kaydetti.
"İnsanlarımızın acılarını paylaşmak istiyorsak, biz buna hazırız" diyen Davutoğlu, her milletin kendi acısını hatırlayarak, başkalarının acılarını görmezden gelmesinin doğru olmadığına işaret etti. Davutoğlu, "Türkiye'ye karşı bu tarz suçlamaları hiçbir zaman kabul etmeyeceğiz" diye konuştu.
Davutoğlu, herkesin kendi tarihine bakması gerektiğini belirterek, birçok milletin tarihiyle ilgili kendisinin entelektüel açıdan örnekler verebileceğini, ancak başka milletlerin tarihini yargılamak istemediğini bildirdi.
-İRAN-
Bir gazetecinin, Türkiye'nin İran'ın nükleer programı ile ilgili uygulanması planlanan yaptırımlarla ilgili tavrını sorması üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin son birkaç aydır bu hususta barışçıl çözümler bulmak için müzakereler yaptığını ve Türkiye'nin hala bu sorunun diplomasi yoluyla çözüleceği konusunda bir inancının bulunduğunu söyledi.
"Bölgemizde daha fazla yaptırım görmek istemiyoruz" diyen Davutoğlu, Orta Doğu'nun geçmişte yaşanan askeri gerilimler ve yaptırımlar yüzünden olumsuz etkilendiğini kaydetti.
Davutoğlu, bölgenin siyasi istikrar, ekonomik bağımlılık ve kültürel olarak bir arada yaşamaya ihtiyacı olduğunu belirtti.
"Nerede olursa olsun tüm nükleer silahlara karşıyız" diyen Davutoğlu, Orta Doğu'nun nükleersiz bir bölge olmasını istediklerini, ister İsrail ister İran olsun, bölgede nükleer silahların hepsine karşı olduklarını ifade etti.
Barışçıl nükleer enerjiyi desteklediklerini, nükleer enerjiyi kullanmanın tüm modern ulusların hakkı olduğunu belirten Davutoğlu, "Türkiye, İran ve İsrail ya da kim olursa olsun herkesin nükleer enerjiyi kullanmaya hakkı var" dedi.
-TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ-
Bir gazetecinin sorusu üzerine AB hakkında da değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, gün içerisinde AB ülkeleri dışişleri bakanlarıyla AB'nin gelecekteki küresel rolü üzerine konuşacaklarını ifade ederek, "Biz AB'nin tüm uluslararası ilişkilerde daha aktif olmasını istiyoruz" diye konuştu.
Davutoğlu, AB'nin geçmişte kendi arasında yaşadığı savaşlar ve gerilimlere rağmen bir araya gelmesinin, birbirlerinin değerlerine ve ekonomik çıkarlarına saygı göstermesi açısından dünyaya iyi bir örnek olduğunu söyledi.
Bir gazetecinin, Türkiye'de yapılan bazı anketlerde Türk halkının AB'ye karşı şüpheci bir tavrının olduğunun görüldüğünü belirterek, Türkiye'nin gelecekte gündeminde AB'ye katılmak için daha güçlü bir faaliyeti olup olmayacağını" sorması üzerine, Davutoğlu, bu durumun Türk halkına nasıl sorulduğuyla ilişkili olduğunu belirtti.
Bakan Davutoğlu şöyle konuştu:
"Eğer Türk halkına 'AB'ye üye olmak istiyor musunuz' şeklinde sorarsanız, büyük bir çoğunluktan evet cevabını alırsınız. Ancak bu soruyu 'AB Türkiye'yi kabul edecek mi' diye sorarsanız bu oran yüzde 50'lerin altına düşer. Bunun nedeni de AB'nin 2004'ten sonraki Kıbrıs'la alakalı tutumundan kaynaklanıyor."
Türkiye'nin ekonomik anlamda "AB'den 1 Avro bile almadığını" vurgulayan Davutoğlu, Türkiye'nin 2002 yılından bu yana ekonomik açıdan büyük gelişme kaydettiğini bildirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin 7 yıl önce dünya ekonomisinde 26. sırada yer aldığını belirterek, şu an itibariyle Türkiye'nin dünyada 16. büyük ekonomiye sahip olduğunu ve 10 kat büyüme sağladığını söyledi.
Türk ekonomisinin AB'ye yük olmayacağını vurgulayan Davutoğlu, bunun aksine Türk ekonomisinin AB'ye büyük bir dinamizm kazandıracağını dile getirdi.
-NEO-OSMANLICILIK-
Davutoğlu, "Türkiye Avrupa kültürünün bir parçası değildir" şeklindeki argümanların da "yersiz" olduğunun altını çizerek, Türkiye ve Avrupa arasında büyük tarihi bağların olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin AB'ye üyeliğini dış politika açısından değerlendiren bazı çevrelerin, "Türkiye'nin AB'ye üye olması durumunda komşuları nedeniyle yeni riskler üreteceğini düşündüğünü" hatırlatan Davutoğlu, "Türk diplomasisinin hem komşularıyla, hem de bölgesindeki arabuluculuk faaliyetleriyle son 7 yıl içerisinde ne kadar başarılı olduğunu görmeliler" dedi.
Bir gazetecinin, bu durumun "Neo-Osmanlıcılık" şeklinde görüldüğünü ifade etmesi üzerine Davutoğlu, bu durumun böyle değerlendirilmemesi gerektiğini ve bunun AB'nin politikası gibi "istikrar sağlamak ve anlaşmazlıkları diplomatik yollarla çözme" siyaseti olduğunu söyledi.
Bir gazetecinin Yunanistan'da yaşanan ekonomik krizinin Türkiye'ye etkilerinin olup olmayacağını sorması üzerine de Davutoğlu, Yunanistan'daki mali krizin Türkiye'ye olumsuz bir etkisi olmadığını bildirdi.