ANKARA (İHA) - Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Turan Buzgan, kenenin neden olduğu Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının insandan insana geçebileceğini söyledi. Buzgan, kenelerin daha çok yaban hayvanların dolaştığı dağlık alanlarda bulunduğunu belirterek, kene riski olan yerlerde bulunulduğunda vücudu tamamen örtecek giysiler giyilmesi gerektiğini kaydetti. Buzgan ayrıca, keneyi vücuttan uzaklaştırmak için sağlık kuruluşuna başvurmaya gerek olmadığını ifade ederek, "Kene bir cımbızla deriye yapıştığı yerden tutulup sağa sola oynatılarak çivi çıkarır gibi çıkarılmalıdır" dedi.
KKKA Bilimsel Kurulu, hastalığın son zamanlarda artması ve ölümlere yol açması üzerine Sağlık Bakanlığı'nda ikinci kez toplandı. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Turan Buzgan, kurulda alınan kararları açıkladı. KKKA'nın etkeni virüs olan bir enfeksiyon hastalığı olduğunu belirten Buzgan, hastalığın etkeni olan virüsün taşıyıcısı olarak rol alan kenelerin, yabani hayvanlar, çiftlik hayvanları ve insanlar arasında virüsün taşınmasına ve çoğalmasına aracılık ettiğini bildirdi. Türkiye'de 2002 ve 2003 yıllarının bahar ve yaz aylarında özellikle "Kelkit Vadisi" diye bilinen bazı illerimizin özellikle kırsal kesiminde yüksek ateşle seyreden ve ölümcül olabilen bir hastalık görülmeye başladığını hatırlatan Buzgan, yapılan çalışmalarla hastalığın Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) isimli bir enfeksiyon hastalığı olduğunun belirlendiğini kaydetti. Hastalık etkeninin de bir virüs olduğunun ortaya konulmasıyla hastalığın kontrolüyle ilgili olarak gereken tedbirlerin alındığını anlatan Buzgan, "Ülkemizde hastalıkla ilişkili bulunan kene türü yaban hayatı ile çok yakından ilişkilidir. Bu kene yaşama dönemlerinin bir bölümünde yaban hayvanlarından kan emerken, hayatının diğer evresinde özellikle çiftlik hayvanlarından kan emmektedir. Söz konusu kene kurak ve yan kurak bozkır iklimini sevmekte ve genellikle bozkır ile diğer iklimlerin kesişme yerlerinde, kuru taban örtüsüne sahip bodur ormanlık (meşe, geven vb.) alanlarda yaygın olarak görülmektedir. Özellikle vadilerle çevrili dağlık alanların yamaçları, yaban hayvanlarının daha sık dolaştığı alanlar olduğundan keneler açısından oldukça zengin bölgelerdir" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE KENE İLK KEZ KELKİT VADİSİ VE ÇEVRESİNDE GÖRÜLDÜ"
Buzgan, hastalığın Orta Asya, Afrika, Orta Doğu, Kafkas ve Balkan ülkelerinde görüldüğünü, Türkiye'de ise ilk kez Kelkit Vadisi ve çevresinde yer alan illerde fark edildiğini bildirdi. Hastalığın bugün kadar başta Kelkit Vadisi civarı ağırlıklı olmak üzere 22 ilde görüldüğünü anlatan Buzgan, şunları söyledi:
"Virüsün, küçük odaklar şeklinde yaban hayvanlarıyla kene arasında devamlılığını sağladığına inanılmaktadır. Hastalık, yaban hayatı ile insanların iç içe olduğu bölgelerde kene sayısının artışına bağlı olarak çıkmaktadır. Yaban hayvanlarıyla evcil hayvanların karşılaşmaları veya gece gündüz farkı da olsa aynı veya yakın alanları kullanmalarıyla evcil hayvanlara kene geçişi olmakta ve virüs için yeni çoğalma alanları oluşmaktadır. Evcil hayvanlara yapışmak suretiyle beslenen enfekte kenelerin yumurtalarıyla otlaklarla hayvanların yaşadığı diğer alanlar da riskli alanlar haline gelebilmektedir. Virüsler hayvanlarda genellikle belirti veren bir hastalığa yol açmamaktadır. Hasta insanların kanlarıyla kontrolsüz temasla insandan insana hastalığın geçebilmesi de söz konusudur. Hastalık ani başlayan ateş, baş ağrısı, kırıklık, halsizlik, kas ağrıları, belirgin iştahsızlık ile başlar. İshal ve kusma da görülebilir. Bazı olgularda vücudun değişik bölgelerinde kanamalar (burun kanaması, dişeti kanaması, iç organ kanaması ve cilt altı kanaması vb.) görülür ve hastalık ağır seyredebilir. Kırım-Kongo kanamalı ateşi doğal dengenin değişimiyle (iklim, bitki örtüsü, yabani hayvan sayısındaki artış vb.) doğrudan ilgili bir hastalıktır. Hastalığın tedavisinde uygulanabilecek etkililiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir İlaç ile yine etkinliği bilimsel çevrelerce kabul görmüş, yan etkileri tolere edilebilir ve uygulanabilir bir aşı bulunmamaktadır. Bazı Doğu Avrupa ülkelerinde zaman zaman kullanılan KKKA aşıları, bilimsel çevreler ve Dünya Sağlık Örgütünce uygulanabilir bulunmamıştır. KKKA hastalığının kontrolünde bilinçli korunma tedbirlerinin alınması oldukça önem kazanmaktadır. Epidemilerin kontrolünde, kişisel korunma önlemlerinin alınması ve kene sayısının azaltılması amaçlanmaktadır."
KENEDEN KİŞİSEL KORUNMA TEDBİRLERİ
Buzgan, KKKA riski olmasa bile kenelerle bulaşabilen diğer hastalıklardan da korunmak için her zaman uygulanması gereken tedbirlere dikkati çekti. Buzgan, kenelerden korunmak için gerekli kişisel tedbirleri şöyle sıraladı:
"- Kene riski olan yerlerde bulunulduğunda, vücudu tamamen örtecek giysiler giyilmelidir. Kenelerin vücuda girebileceği olası açıklıkların kapatılması önemlidir. (Pantolon paçalarının çorap içine konulması, çizme giyilmesi vb.)
- Kenelerin bulunduğu alanlara gidilirken vücudun açıkta kalan alanlarına ve elbiselere cilde sürülebilen böcek kovucu maddelerin (repellent) uygulanması, korunma için etkili olmaktadır.
- Dış elbiselere, yıkamaya da dayanıklı olan, etki süresi uzun kene öldürücü ilaçlar sürülmesi etkili bir korunma aracı olabilir.
- Eve gelindiğinde vücut kene yönünden kontrol edilmeli, kene varsa bir cımbızla, kenenin deriye yapıştığı yerden tutulup sağa sola oynatılarak çivi çıkarır gibi çıkarılmalıdır. Yine risk altındaki kişilerin, sık aralıklarla kene yöncğın Orta Asya, Afrika, Orta Doğu, Kafkas ve Balkan ülkünden vücut muayenelerini yapmaları önemlidir. Kene vücuttan ne kadar kısa sürede çıkarılırsa hastalık riski de o kadar azalmaktadır.
- Keneyi vücuttan uzaklaştırmak için sağlık kuruluşuna başvurmaya gerek bulunmamaktadır. Vücuttan kene uzaklaştırmak usulünce yapıldığı takdirde kolayca ve risksiz yapılabilecek bir işlemdir.
- Vücut üzerindeki keneler öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır.
- Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla üzerlerine sigara basmak veya kolonya ve gazyağı dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır.
- İnsanların veya hayvanların kanlarına korunmasız temas yapılmamalıdır."
- Kene sayısının azaltılmasına yönelik tedbirler arasında ilaçlama çalışmaları yer almalıdır. Çiftlik hayvanlarına yönelik kene mücadelesiyle hayvan barınaklarının ilaçlanması uygun olmakla birlikte, geniş çevre ilaçlamaları faydalı bulunmamaktadır."