Soru: 28 yaşında, her şeyden korku duyan bir kadınım. Ehliyetimi hiçbir zaman alamadım. Evimin dışında bir işe giremiyorum. Kalabalık mekanları sevmiyorum ve yeni insanlarla tanışmaya ya da yeni şeyler denemeye kendimi daha az açık buluyorum. 11 senedir benimle çok iyi bir şekilde ilgilenen mükemmel bir adamla evliyim fakat azıcık da olsa buna katkıda bulunamadığım için suçlu hissediyorum. Geçenlerde kız kardeşime depresyon teşhisi kondu ve şu anda ilaç tedavisi devam ediyor. O ve ben şunu anladık ki, ailemizin bir depresyon geçmişi var. Sağlık sigortam karşılar karşılamaz, en kısa zamanda sorunlarımla ilgili birini görmeyi planlıyorum, fakat gerçekten sorunum depresyon mu diye tereddüt ediyorum. Her zaman kendimi depresif hissetmiyorum. Sadece sürekli endişe halindeyim. Ve korku. Ve zaman zaman sinirlilik. Bu depresyon mu? Fobi mi? Ya da sadece tembel biri miyim?
Cevap: Yaşadıklarınızla ilgili dikkatli bir değerlendirme aşamasından (yüz yüze) geçmeden kesin bir şey söyleyemem. Fakat davranışsal problemlerle birlikte belirttiğiniz korkular ve endişeler, bir çeşit kaygı (anksiyete) düzensizliğini işaret ediyor. Tedavi önerileri ve değerlendirme konusunda size kesinlikle bir psikoloğu ya da zihin sağlığı konusunda başka bir profesyoneli görmenizi tavsiye ediyorum.
Psikoterapi ve diğer davranışsal müdahaleler, anksiyete konusunda uzun dönemde genellikle ilaç tedavisinden daha etkilidir ve sizin tarif ettiğiniz gibi psikolojik kökleri olan problemleri işaret etmeyen tedavi yollarından da çok daha etkilidir. İlaç tedavisinden önce (ya da onun yerine) – ki özellikle anksiyete ilaçları fiziksel bağımlılık yaratıyor - psikoterapiyi denemenizi ya da öncelikle danışmanlık yardımı almanızı tavsiye ederim. (Edward H. Drummond’un Benzo Blues: Anksiyeteyi Yatıştırıcı İlaçlar Olmadan Yenmek kitabına bakın).
Bir olasılık da, anksiyete, panik ve/veya depresyon üzerine kitaplar okumak ve size uygun gelen açıklamalar ya da öneriler varsa eğer onlara bakmaktır. Konu ile ilgili Benzo Blues’a ek olan bazı kitaplar, Elke Zuercher-White tarafından yazılmış “Paniğe Bir Son: Panik Düzensizliği Yenmek İçin İlerlemiş Teknikler” (An End to Panic: Breakthrough Techniques for Overcoming Panic Disorder) ve David Burns tarafından yazılmış “İyi Hissetmek: Yeni Bir Ruh Tedavisi” (Feeling Good: The New Mood Therapy).
Depresyon kadar anksiyete için de uygun gelişmiş psikolojik ve davranışsal tedaviler mevcut ve sizi, seçenekleriniz arasından, ilerlemiş bir danışmanlık ve öneriler bulmaya çalışmanız konusunda cesaretlendiririm. Maalesef, eğer psikoterapinin size yardımcı olabileceğini düşünürseniz, sağlık sigortası şirketinizle ödeme yapması için mücadele etmeniz gerekebilir. Bu günlerde sigorta ve bakım şirketleri psikolojik sorunları olan insanları genelde ilaç almaya zorluyor - ki bu ilaçlar, zihin sağlığını değerlendirme, teşhis koyma ve tedavi etme yönünden gelişmiş bir eğitime sahip olmayan dahiliye uzmanları ya da jinekologlar gibi hekimler tarafından verilen ilaçlar.
Psikoterapiye hak tanındığı zaman da, sigorta şirketi tedaviyi sadece az miktarda bir seansla sınırlandırabiliyor. Bazen sorunu belirlemek yeterli olabiliyor, fakat sıklıkla insanların terapistleri ile iyi bir ilişki kurabilmeleri, duygusal sorunlara katkıda bulunan sayısız etkeni anlama ve tespit etmeleri uzun zaman alıyor. Sonuç olarak bazı insanlar, seçeneklerini arttırmak ve süreci kontrol altında tutabilmek için sigorta kullanmaktansa psikoterapi bedelini kendileri karşılamaya karar veriyor.
Unutmayın ki, sigorta şirketlerinin esas kaygısı maliyetleri indirmek ve hissedarları için karlarını arttırmaktır. Sizin hayat kaliteniz ve kişisel iyiliğiniz, sigorta şirketinin finansal kaygılarına bağlı olarak daha uzak bir önemde.
Peggy Elam