Memorial Ataşehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü'nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, özellikle yaz aylarında kilo vermek için iyi bir seçenek gibi görünen ancak yanlış uygulandığında aksine kilo alımına neden olan meyve diyeti hakkında bilgi verdi.
Mevsim gereği birbirinden güzel yaz meyveleri sofralarımızı süslemeye başladı. Canlı canlı renkleri ile sıcakların artmaya başladığı şu günlerde içimizi ferahlatan yaz meyvelerinin sağlığa katkıları da saymakla bitmez...
Öncelikle yüksek oranda antioksidan öğeler içerdiğinden kansere karşı koruyucu özellik taşımaktadırlar. Özellikle yaz meyvelerinin kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin oluşumunu engellediği bilinmektedir. Meyveler aynı zamanda iyi birer vitamin, mineral ve enerji kaynağıdır. Büyüme ve gelişmeye yardım eder, hücre yenilenmesini ve doku onarımını sağlar.
Meyveler yüksek miktarda posa (lif) içermesi sebebiyle bağırsakların düzenli çalışmasında ve kolesterol seviyesinin kontrolünde büyük rol oynamaktadır. Aynı zamanda içeriğindeki yüksek posa sayesinde kişilerde doygunluk hissi yaratır. Yani kişi uzun süre açlık hissetmeyeceğinden aralarda yaptığı atıştırmalar azalır ve bir sonraki ana öğünde fazladan besin tüketimi engellenmiş olur. Bu bağlamda; obezitenin diyet tedavisinde de yüksek posa içeren meyve ve sebzelerin rolü büyüktür. Posa içeriği yüksek olan meyveleri örneklendirecek olursak; kabuklu armut, kabuklu elma, kayısı, muz, portakal ve kuru meyveler en posalı olanlardır.
Fazla meyve tüketerek kilo vermeye çalışmak aksine kilo almanıza neden olacaktır
Unutulmaması gereken bir nokta; meyvenin yeterli miktarlarda tüketilmesi gerektiğidir. Meyveler, gereksinimden fazla tüketildiğinde fazladan enerji alımına sebep olacağından kilo kontrolüne ters etki yaratabilir. Çünkü basit karbonhidrat içeren besinlerdir. İçinde fruktoz denilen meyve şekeri vardır. Meyveler fazla yendiğinde, fazla kalori alınmasına neden olunur. Bu fazla kalori de kilo olarak geri döner. Bu yüzden meyve tüketiminde porsiyon kontrolüne dikkat edilmelidir. Bir kişinin bir günde yemesi gereken meyve miktarı, üç-beş porsiyon arasında değişir.
Bunu değiştiren faktör kişinin yaşı, cinsiyeti ve alması gereken kalori ile ilgilidir. Bu porsiyon miktarını gün içine dikkatlice dağıtmak gerekir. Çocuklarda ve büyüme çağında meyve günde en az 3 porsiyon alınması gerekir. 1 porsiyonu gösteren örnek miktar; 1 küçük boy elma, armut, şeftali veya 1 çay bardağı kiraz, erik veya çilektir. Karpuz kavunun 1 porsiyonu 2 parmak kalınlığında hilal şeklinde kesilmiş 1 ince dilim miktarıdır. Yetişkinlerde 2-3 porsiyon alımı yeterlidir.
Kafalardaki önemli sorulardan bir tanesi; meyveyi ana öğünlerde mi yoksa ara öğünlerde mi tüketelim?
Metabolizmamızın düzenli çalışması için ilk başta meyvenin ara öğünlerde tüketilmesi önerilir. Ayrıca kalorisi düşük tok tutucu, tüketimi kolay ve bulunabilirdir. Ana öğün olarak tüketilmesinde sakınca yoktur. Yemekle beraber tüketilince yağlandırmaz.
Özellikle meyveyi ana öğünde tercih ediyorsak proteinli gıdalarla tercih edelim!
Etli yemeklerin yanında bol sebze meyve yemek bazı çalışmalarda etin kolesterolü yükseltici etkisini azalttığı üzerine bazı çalışmalar vardır. Yine yumurta tüketiminde de yanında meyve yemek veya suyunu içmek ya da menemen gibi sebzelerle pişirmenin de kolesterol açısından daha koruyucudur. Proteinli gıdalarla tüketilince daha uzun süre tok kalmayı sağlar ve insülin dengesi de korunur. Örneğin yazın vazgeçilmezi karpuz, peynir, ekmek tüketimi sağlıksız değildir. Sadece miktar açısından çok aşmamak gerekir. 1 kase yoğurt + meyve salatası +ekmek hafif olamsı açısından öğün olarak alınabilir. Sakıncalı olan bunu hem kahvaltı hem öğle hem de akşam yemeği olarak aynı yapmaktır.
Bilinen ve birçok kişi tarafından uygulanan en büyük yanlış öğünde tek başına meyve tüketmektir. Yani sabahtan akşama kadar kiraz ya da karpuz yemek yanlıştır.
TEK BAŞINA MEYVE DİYETİ SAĞLIKSIZDIR!
Monoton ve can sıkıcıdır
Sürekli aynı besinlere yönelmek bıktırıcıdır
Besin öğeleri yetersizliğine neden olur
Çok kısa sürelerde fazla kilo kayıpları sağlansa da kalıcı olmaz Kısa sürede ağırlık kaybı sağlar, hızlı kaybedilen ağırlık; yağdan değil yağsız kitleden oluşur.
Eski beslenme alışkanlıklarına geri dönüldüğünde kaybedilen ağırlığın korunması mümkün olmaz, daha fazla kilo artışı olur.
Oysaki ana öğünlerde tüketilen meyvelerin yanında proteinli bir besinin olması tek başına meyve tüketimine oranla besin öğelerini içermesi sebebi ile her açıdan sağlıklıdır. Özellikle yaz mevsiminde kilo vermek için doğru bilinen yanlışlardan birisi de tüm gün yemek yemek yerine meyve yiyerek daha az kalori almaya çalışmaktır. Oysaki gün boyu tüketilen meyvede günlük almamız gereken kaloriyi karşılamaya yetebilir. Tek başına basit karbonhidrat alımı vücutta hızlıca harcanmaktansa depolanmayı tercih ederek özellikle adipoz doku üretimine sebep olur. Yani bel çevresi başta olmak üzere yağlanma artabilir. Yani kilo verme isteği hüsrana dönüşerek kişi kilo veriyor gibi tartı ibresinin düştüğünü görse de yağlanması değişmez.
Meyvenin çok çabuk acıktırdığı da unutulmamalı...
Meyveler içeriğindeki karbonhidratın türü basit olması sebebi ile daha bilinçli tüketilmelidir. Çünkü basit şeker içeren besinler kan şekerini hızla yükseltip hızla düşüren etkiye sahiptir. Bu bağlamda meyvelerin glisemik indeksi göz önünde bulundurulmalı. Örneğin incir, muz, karpuz, kavun ve üzümün glisemik indeksi diğerlerine oranla daha yüksektir ve daha çabuk acıktırırlar. Elma, armut ve şeftali gibi meyveler ise glisemik indeksi düşük olanlarıdır.
Glisemik indeksi yüksek olan meyvelerin tüketilmesi yasak değildir ama miktarını iyi ayarlamak gerekir.
Meyvelerin sağlığa olumlu katkılarının yanında aslında tüketimi ile ilgili bu tip yanlışları yapmamak gerekmektedir. Sıklığını ve miktarını doğru ayarladığımız süreçte vücuda olumlu getirileri vardır.
**KAYNAK: MEMORİAL HASTANESİ
**