ANKARA (İHA) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, "Yeni açılan üniversite kontenjanları ve ikinci öğretimdeki gelişmelerin açık öğretimin bölümlerinin ilerleyen zamanlarda açık hale gelmesinin yeni uzaktan öğretim programları sayesinde önümüzdeki yıllarda dışarda üniversiteye giremeyen hiçbir vatandaşımız öğrencimiz kalmayacaktır" dedi.
YÖK Başkanı Özcan, YÖK binasında kurul üyeleri Prof. Dr. Durmuş Günay, Prof. Dr. Berrak Kurtuluş ve Prof. Dr. Ömer Demir ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Toplantının ilk bölümünde Özcan, göreve geldiği bir yıllık süre içerisinde yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi verdi. Yükseköğretimdeki en önemli problemin 1.2 milyon lise mezununa üniversitelerde yer bulmak olduğunu belirten Özcan, en acil çözülmesine gereken problemin bu olduğunu söyledi. Göreve geldiğinden beri YÖK olarak bu problemi nasıl çözecekleri konusunda çalıştıklarını anlatan Özcan, bu konuda birkaç farklı yöntem kullandıklarını bunların içerisinde kontenjan artırımına gitmek olduğunu dile getirdi. Tıpta kontenjanların 5 bin civarında olduğunu anımsatan Özcan, 2007 öğretim yılında 21 tane tıp fakültesi olduğunu ve buralara kabul edilen öğrenci sayısının 5 bin 99 olduğunu söyledi. 20 yıl içerisinde tıp fakültelerinin kontenjanının sadece 18 arttığını belirten Özcan, kontenjanların artırımının geçmişte yapılan hataların telafisi niteliğinde olduğunu kaydetti. Kontenjanlardaki artışa paralel olarak taban puanlarda da bir değişiklik yaptıklarını ifade eden Özcan, "Geçen senelerde her dört öğrenciden birisi üniversiteye girebilirken bu sene iki öğrenciden birisi üniversiteli oldu. Son iki yılda devletimiz üç adımda toplam 41 tane üniversiteyi açtı" dedi.
Vakıf üniversitelerine olan bakışlarının devlet üniversiteleriyle aynı olduğunu vurgulayan Özcan, kapasitenin artırılmasında bununda çok etkili olacağını kaydetti. Vakıf üniversitelerinin hem açılmasını hem de faaliyetlerini desteklerini belirten Özcan, öğretim üyesi yetiştirilmesi konusunda vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerine bu anlamda katkısı olduğunu söyledi. Yükseköğretim mevzuatlarında vakıflarla ilgili olarak bazı değişiklikler olduğunu hatırlatan Özcan, bunların kurulması için Devlet
Planlama Teşkilatı'nın görüşünün alınması zorunluluğunun ortadan kalktığını söyledi. Özcan, "Yeni açılan üniversite kontenjanları ikinci öğretimdeki gelişmeler açık öğretimin bölümlerinin ilerleyen zamanlarda açık hale gelmesinin yeni uzaktan öğretim programları sayesinde önümüzdeki yıllarda dışarıda üniversiteye giremeyen hiçbir vatandaşımız öğrencimiz kalmayacaktır" diye konuştu.
Yükseköğretimde öncelikli buldukları bir diğer sorunun öğretim elemanı yetiştirmek olduğunu belirten Özcan, "Öğretim üyesi meselesini biraz daha rasyonel bir temele oturtmak için 2547 sayılı kanunda bir değişiklikle öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanlarının atanma süreçleri yeniden düzenlenmiştir. Bu değişiklik bizce Türk yükseköğretimini de yapılan en radikal değişikliktir" şeklinde konuştu.
Yeni kurulan devlet üniversitelerine rektör atama sistemlerini değiştirdiklerini ifade eden Özan, çıkarılan bir başka kanunla da üniversiteler yardımcı doçentlik ve doçentlik aranan asgari koşulları sağladıklarında YÖK'ün onayını alarak objektif koşullar çerçevesinde ek koşullar getirelebileceğini söyledi. Özcan, Türkiye'de toplam 130 üniversite bulunduğunu ve öğretim üyesi ihtiyacını karşılamak için Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği içerisinde olduklarını kaydetti. Bu yıl içerisinde binin üzerindeki
öğrencinin de yurt dışına gönderileceğini belirten Özcan, bunun öğretim üyesi ihtiyacının karşılanması için çok etkili olacağını savundu. Mevcut öğretim üyelerinin daha etkin kullanılabilmesi için üniversitelerle işbirliği içinde olduklarını dile getiren Özcan, öğretim üyesi havuzundan bütün üniversitelerin daha etkin bir şekilde faydalanmasını arzu ettiklerini söyledi.
Öğretim üyesinin zor bulunabileceği bazı bölgeler için uzaktan eğitim silahını kullanmak istediklerinin altını çizen Özcan, Sakarya Üniversitesi'nde buna başladıklarını başarılı olması durumunda bunun diğer üniversitelere de yayılacağını kaydetti. Yükseköğretim sisteminin bir sorununun da mesleki ve teknik eğitim olduğunu belirten Özcan, hem üniversitelerin önündeki biriken öğrenci sayısının azaltılması hem de ülkenin ihtiyacı olan iş gücünün karşılanması için çalıştıklarını ifade etti. Eğitimin
kalitesinin yükseltilmesi gerektiğini ve bu konuda Bolonya prosesine çok önem verdiklerini ifade eden Özcan, son yılki karnenin de iyi bir konumda olduğunu kaydetti. Özcan, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı gibi bakanlıklarda yakın ilişkiler içerisinde oldukların belirterek, bu konuda tıp kontenjanlarının ve hemşire kontenjanlarının artırıldığını ve döner sermayenin yüzde 15'den yüzde 5'e indirildiğini sözlerine ekledi.