ANKARA (İHA) - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, ülke yönetimiyle ilgili kararlar alındığı zaman reytinglerden, popülist ve ticari duygular ile parti çıkarlarından uzak durulması gerektiğini belirterek, "Çünkü hepimiz aynı geminin içindeyiz. Birimiz zarar gördüğünde hepimiz zarar görmekteyiz" dedi. Gül, Türkiye'yi yönetenler nasıl önemli konularda kendi toplumunun kararını dikkate alıyorsa, AB ülkelerinin de Türkiye'nin üyeliği konusunda halklarının ne dediğine bakmak zorunda olacaklarını ifade ederek, "Dolayısıyla o ülkelerin insanlarını hazırlamak, kafalarındaki önyargıları gidermek, Türkiye'nin gerçek yüzünü ortaya koyabilmemiz için büyük çalışmalar gerekmektedir" diye konuştu.
Gül, "Kamu Diplomasisi" konulu konferansın açılışında yaptığı konuşmada, kamu diplomasisinin son zamanlarda daha fazla önem arz etmeye başladığını söyledi. Kamu diplomasisinin bir anlamda ülkeyi yönetenler ile halk arasında iletişim olduğunu ifade eden Gül, bunun sağlıklı ve katılımcı bir şekilde gerçekleşmesinin de yararlı olabileceğini dile getirdi. Demokrasinin Türkiye'de güçlendirilmesi ve şeffaflaştırılmasının kendilerini kamu diplomasisine daha çok önem vermeye yönlendirdiğini belirten Gül, Türkiye'nin dünyanın önemli kritik noktalarında bulunduğuna işaret etti. Bu yüzden zaman zaman çok önemli kararlar alma durumunda kaldıklarını söyleyen Gül, bu kararların halka en iyi şekilde anlatılmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Gül, "Uzun vadeli ve halkın çıkarlarını düşünerek bu tip kararlar alma durumundayız. Bu kararlar, hamasetten uzak, günlük küçük çıkarlardan uzak, uzun vadeli olmalı. Bu kararlar alınırken kısa zamanda sorunlara da neden olabilir. Bunları en iyi şekilde halka anlatmak, halkın güvenini almak, bu kararları almakta bizi çok daha güçlü hale getiriyor. O yüzden kamu diplomasisine önem veriyoruz" dedi.
Türkiye'de gerek ekonomik, gerek demokrasi gerekse de yönetim anlayışıyla ilgili reform niteliğinde kararlar alındığı zaman bunun teamüllere aykırı gelebileceğine dikkat çeken Gül, söz konusu kararların en iyi şekilde topluma anlatılmasının önemine değindi. Dış politika mevzubahis olduğu zaman da bu durumun çok daha farklı noktalara ulaştığını anlatan Gül, "Kararlar alındığı zaman reytinglerden, popülist ve ticari duygulardan ve parti çıkarlarından uzak, tamamen ülke menfaatleri ve halkın geleceği açısından çok dikkatli olunmalı" ifadesini kullandı. Hükümet olarak kamu diplomasisine önem verdiklerinin altını çizen Gül şunları kaydetti:
"Zaman zaman önyargılar vardır, zaman zaman tarihten gelen ve halen devam eden problemler. Bugünkü çağdaş dünyada bütün bunların diyalog, karşılıklı çıkar anlayışı içerisinde çözülebileceğini gösterebilmek için yine çok iyi bir kamu diplomasisine ihtiyaç vardır. Yarın Türkiye ile ilgili AB üyesi ülkeler karar alırken tabii ki kendi hakları ne diyor, Türkiye'ye nasıl bakıyor, ona bakmak zorundalar. Biz Türkiye'yi yönetenler, herhangi önemli kararda kendi toplumumuzun kararını dikkate almak durumundaysak onlar da bunu yapacaktır. Dolayısıyla o ülkelerin insanlarını hazırlamak, kafalarındaki önyargıları gidermek, Türkiye'nin gerçek yüzünü ortaya koyabilmemiz için büyük çalışmalar gerekmektedir. Zaman zaman gerçeklerle imaj arasında çok farkların olduğunu görüyoruz. Ülkemiz söz konusu olduğu zaman bunun negatif anlamda çok büyük olduğunu görüyoruz. Tüm bunların giderilebilmesi için içeride ve dışarıda çok önemli çalışmalar yapmak gerekiyor."
Alınan kararların anlatılması konusunda hükümetlere, sivil toplum kuruluşlarına, meclislere, basına ve halka çok büyük görev düştüğünü ifade eden Gül, "Bazı önemli karalarda reyting ve ticari çıkarların çok daha arka planda olması gerekiyor. Çünkü hepimiz aynı geminin içindeyiz. Çünkü biri zarar gördüğünde hepimiz zarar görmekteyiz. Yeri geldiğinde hepimiz kamu yöneticileri gibi sorumlu davranmak zorundayız" dedi.
Öte yandan, Kamu Diplomasisi, 'kendi politika ya da görüşlerine toplumsal destek bulabilmek amacıyla, aleni beyanlara ağırlık veren diplomasi türü' olarak tanımlanıyor. Dışişleri Bakanlığı Basın ve Enformasyon Dairesi tarafından düzenlenen konferansta, Türkiye'nin tezlerinin hem halka hem de dünya kamuoyuna anlatılması hedefleniyor. Hollanda, Almanya, ABD, Kanada ve İsrail'in deneyimlerini paylaşacağı konferansa, ilgili ülkelerin kamu diplomasisi programlarını yürüten ya da konuyla ilgili uzmanlar katıldı.