Kadıköy Şifa Tıp Merkezi Ataşehir'den Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Keyhan Fidan, zayıf çocuk mu kilolu çocuk mu sağlıklıdır konusuna açıklık getirdi.
Kime göre zayıf ve şişman?
Öncelikle "Şişmanlık" ve "Zayıflık" terimlerini tanımlamak gerekiyor. Her çocuğun yaşına uygun ve özellikle boyuna uygun gerekli kilodan, belli oranda daha az olmasına "zayıflık", daha fazla olmasına "şişmanlık" denir. Bu durumlar kendi içinde sınırda, tam ve aşırı olarak sınıflandırılır. Şişmanlık vücutta yağ dokusunun orantısız artmasıdır. Yağ dokusu miktarı yağ hücrelerinin sayısına bağlıdır. Süt çocukluğu döneminde başlayan şişmanlıkta bu hücrelerin sayısı artar ve erişkinlik dönemi için potansiyel şişman birey olma riski taşır. Şişman kişilerin ağırlığının azaldığı dönemde hücre sayıları azalmaz, sadece hacimlerinde küçülme olur. Şişmanlık hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, Tip 2 diyabet, eklem hastalıklar için zemin hazırlar. Bu hastalıklar erişkinle olduğu gibi çoccukluk döneminde de kilolu olanlarda daha sık görülür.
Şişman çocuk mu sağlıklı, zayıf çocuk mu?
Ailelerin çocuklarının kilolu veya zayıf olma kanısı, sosyo-kültürel beğenilere göre değişir. Aileler genelde kilolu olduğu düşünülen çocukların sıklıkla ileride de kilolu olacağı, zayıf olarak düşünülen çocukların ise büyüyemediği ve sık hasta olacağından kaygılıdırlar.
Yetersiz beslenme hastalıklara yol açar
Yetersiz beslenen çocuklar, vücudun yapıtaşları için ve savunma sistemini aktifleştiren maddeleri daha az aldıkları için enfeksiyon hastalıklarına daha yatkındırlar. Görüldüğü gibi, her iki tip beslenme problemi de kendine has sağlık sorunlarını beraberinde getirir.
Çocukluk döneminde ideal kilo
Çocukluk döneminde yeterli kilo alımı büyümenin ilk göstergesidir. Uzun dönem yetersiz beslenen çocukta boy uzaması da etkilenir ve büyüme gerginliğinden bahsedilir. Yetersiz beslenmeyle, beyin gelişimi için gerekli olan gıdaların da az alınmasına bağlı olarak zeka ve öğrenme becerileri de geriler.
Sağlıklı yenidoğanların vücut ağırlığının yüzde 14'ü yağ dokusudur. Bu oran süt çocukluğu döneminde iki kat artar, daha sonraki yıllarda artış oranı azalır. Yetersiz beslenme ile daha az, fazla beslenmeyle aşırı yağ hücre yapımı oluşur, dolayısıyla ileriki yaşların kilo durumu da az-çok bu yaşlarda belli olur. Aşırı şişmanlık ve zayıflık durumları hastalık olarak kabul edilip, düzenli ve doktor denetiminde kontrol altına alınmalıdır.
Beslenme programı uygularken
Çocukların yaşlarına göre kilo alımları değişmekle birlikte, kilo alımı ilk 6 ay en hızlı şekilde, daha sonraki yıllarda azalarak devam eder. Ergenlik döneminde büyümenin hızlanmasıyla kilo alımı hızı da artar. 1 yaştan sonra yıllık 2-2.5 kilo alımı yeterlidir. Ailelerin, çocuklarına beslenme programı hazırlarken, bütün besin gruplarını göz önünde tutmaları gerekir. Tek yönlü beslenme (protein veya karbonhidrat ağırlıklı) olması her zaman sakıncalıdır. Çocuklar büyümekte olduklarından daha fazla kalsiyum içeren süt ürünleri mutlaka alınmalıdır, günlük 2 bardak kadar süt, 1-2 yemek kaşığı yoğurt ve 1-2 dilim peynir bu ihtiyacı karşılar. Protein içeren et grubundan en az bir öğün alınmalıdır. Proteinleri vücutta kullanılır hale getirmek için beslenmede mutlaka karbonhidrat bulunmalı, her öğün tüketilen 1 dilim ekmek ve özellikle sebzeler doğru kaynaklardır. Yeterli vitaminleri almaları için 1-2 porsiyon meyve her gün alınmalıdır. Abur-cubur dediğimiz hazır gıdalar ve cipsler beslenmeyi engellediği gibi aşırı kilo alımına ve alerjik hastalıklara davetiye çıkarır. Dr.Keyhan Fidan: "Çocuk yemek yemiyorsa nedeni araştırılmalı"
Zayıf çocukların takibinde, normal yemesine rağmen kilo alamıyorsa, engelleyen organik bir nedenin varlığı araştırılmalıdır. Çocuğun yemek yemesi ailelerin hayatlarının en önemli sorunu olmaktan çıkmalıdır. Yemeğin hazırlık sürecinde, çocukla birlikte alışverişten başlayıp hazırlanmasına kadar birlikte hareket edilmesi çoğu zaman olumlu etki edebilir. Az az, daha sık ve çeşitli besinler sunulmalı, ailece birlikte yemek yemeye özen gösterilmelidir.