BİZE ULAŞIN
Hakkında açılan rüşvet ve yolsuzluk davasıyla birlikte baskılar sürerken Kurz, Cumartesi günü yaptığı açıklamada istifa kararı aldığını duyurdu.
Kurz, başbakanlık koltuğuna da Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg'in oturmasını teklif etti.
Kurz ve dokuz kişi hakkında açılan soruşturma kapsamında 6 Ekim günü 34 yaşındaki Kurz'un ofisine ve koalisyon hükümetindeki muhafazakar Avusturya Halkın Partisi (ÖVP) binasına polis baskın düzenlemişti.
Kurz, hükümetin gelirlerini ÖVP'nin propagandasını yapması için bir bulvar gazetesine rüşvet olarak verdiğine yönelik iddiaları reddediyor.
Hakkında yolsuzluk ve rüşvet soruşturması başladıktan sonra Avusturya'daki koalisyon hükümeti, küçük ortak Yeşiller Partisi'nin baskısı altında kalmış ve dağılma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı.
Yeşiller Partisi, Kurz'un başbakanlık koltuğuna "artık uygun olmadığını" söylemiş ve ardından muhalefet partileriyle görüşmelere başlamıştı. Görüşmelere katılan partiler, Kurz'un istifa etmemesi halinde gelecek hafta güven oylamasına gitmeyi planlıyordu.
Yeşiller Partisi lideri ve Başbakan Yardımcısı Werner Kogler, Kurz'un istifasını memnuniyetle karşıladıklarını duyurarak "Sayın Schallenberg ile çok yapıcı bir ilişkimiz var, kendisiyle çalışmaktan memnuniyet duyarım" dedi.
Kurz, istifasını açıklarken "Şu an ihtiyaç duyduğumuz şey istikrar. Bu kördüğümü çözmek ve kaos çıkmasını engellemek için çekilmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Kurz, partisinin lideri olarak kalacak. Parlamentoda da parti lideri olarak yerini koruyacak:
"İlk ve en önemli iş olarak, bir yandan da, elbette ki bana yönelik iddiaların yanlışlığını kanıtlayacağım."
Her ne kadar artık Başbakan olmasa da , Kurz Avusturya siyasetinde çok önemli bir figür olmaya devam edecek.
Partisinin lideri olarak kabine toplantılarında yer alacak. Muhalefetteki Sosyal Demokratların lideri, gölge başbakan olarak Kurz'un siyaseti perde arkasından kontrol etmeye devam edeceğini söylüyor.
Diğer gözlemciler de Kurz'un, bir kariyer diplomatı olarak dışişleri bakanlığına yükselmiş olan Alexander Schallenberg ile çok yakın ilişki içinde olduğunu hatırlatıyor.
Kurz'un partisindeki bazı isimler de bu istifanın geçici olduğunu ve soruşturmanın gidişatıyla bağlantılı olarak geri dönebileceğini söylüyor.
Bazı Avusturyalılar ise iki yolsuzluk soruşturması ve 2019'da aşırı sağ Özgürlük Partisi'yle kurduğu koalisyon hükümetinin çökmesinin ardından, artık Kurz'un siyasetten çekilmesinin zamanının geldiğini düşünüyor.
Kurz Mayıs 2017'de ÖVP'nin lideri oldu ve bir yol sonraki genel seçimlerde partisine zafer kazandırdı. Böylece 31 yaşında, dünyanın demokratik yöntemlerle seçilmiş en genç hükümet lideri oldu.
Yolsuzluk iddiaları ise 2016-2018 yılları arasını kapsıyor. Kurz, bu dönemde Maliye Bakanlığı'nın fonlarını anket sonuçlarını manipüle etmek ve yanlış sonuçları bir gazetede yayımlatmakla suçlanıyor.
Savcılar soruşturma kapsamında gazetenin ismini vermezken günlük bulvar gazetesi Oesterreich, Çarşamba günü bir açıklama yayımlayarak yerel basında kendilerine yönelik "yanlış kamuoyunu araştırma sonucu yayımladığı" iddialarını reddetti.
Kurz, dokuz kişi ve üç kurumla birlikte "Güvenin kötüye kullanılması, yolsuzluk ve rüşvete arklı oranlarda katılma" suçlamasıyla soruşturuluyor.
Baskınlar sırasında Başbakan'ın yakın çalışma arkadaşları ve danışmanlarının evlerinde de arama yapıldı.
Kurz ise tüm iddiaların "temelsiz" olduğunu savunuyor.
Mayıs ayında hakkında açılan, bir parlamento komisyonuna yanlış bilgi verdiğine yönelik bir başka soruşturmayla ilgili iddiaları da reddediyor.
