İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Selimiye'de bulunan 1. Ordu Komutanlığı'nda yaşananlar ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün Üsküdar yerleşkesinin ele geçirilmeye çalışılmasına ilişkin 54'ü tutuklu 128 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmasının alınmasına devam ediliyor.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yer alan salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanıkeski Kıdemli Başçavuş Burhan Akgül savunmasında, emrinde bir bölük asker olan insanların duruma müdahale etmediğini, kendisinin de aralarında olduğu 4 kişinin müdahale etmesinin mümkün olmadığını savundu.
Hiçbir şey yapmadığı halde 15 aydır tutuklu bulunduğunu iddia eden Akgül, şahsıyla ilgili somut delil olmadığı halde kendisine suç isnat edildiğini, savcılığın ve mahkemenin yanıltıldığını öne sürdü.
Akgül, "15 Temmuz'un öncesinde ve o sırada tarafıma hiçbir emir verilmedi. Bu hain girişimde yer almadım. Silah kullanmadım. Tahliyemi talep ediyorum." dedi.
Cumhuriyet savcısının, "Daha önceki ifadende TRT'deki bildirinin internetten tekrar ettirildiğini söylemiştin. Bu durumu anlatır mısın?" sorusuna sanık Akgül, "TRT'deki ekran durunca harekat merkezinde bulunan bir muhabere yüzbaşı internet olan bilgisayarın başına oturdu. Bilgisayardan TRT'de okunan bildiriyi açarak bize 'Bunu dinleyeceksiniz.' dedi. Harekat merkezinde sadece o ses dinletildi." yanıtını verdi.
- "Devletin bir tasarrufu olduğunu düşündüm"
Tutuklu sanık eski Kıdemli Başçavuş Harun Yelken de savunmasında, Eyyüp Gürler'in "Sıkıyönetim ilan edildi." dediğini ifade ederek, "Kısa süreli şok geçirdik. Kurmay Albay Ahmet Zeki Gerehan görev bölümü yaparak, telefon ve konuşmamızı yasakladı. Bize verilen bir emir olmadı. Bir ara istihbarat ve harekat başkanları gelerek, Eyyüp Gürler ile konuştu. Daha sonra 3 albay merkezi terketti. Biri hasta olduğunu söyleyerek terketti, bir diğeri çok sinirli bir şekilde terketti. Çok hızlı gelişti her şey. Devletin bir tasarrufu olduğunu düşündüm." diye konuştu.Albayların merkezi terketmesinden dolayı bu işin yasal olmadığını anladığını aktaran sanık Yelken, savunmasına şu şekilde devam etti:
"Ahmet Zeki Gerehan, TRT'deki sıkıyönetim bildirgesini herkesin izlemesini istedi. TRT kalkışmadan kurtulunca kapatıldı. Cumhurbaşkanımızın konuşması yayınlanmaya başlayınca Ahmet Zeki Gerehan, Zafer Özleblebici ve Eyyüp Gürler panikledi, enerjileri kaybolmuş halleri vardı. Bunlar psikolojik harekat denilerek, televizyonu kapattılar. Kaçanların niye kaçtığını o zaman anladım. Bizler kaderimize terkedildik. Daha sonra akademiden gelen subaylar kışlayı terketti. 06.30 gibi elektrikler kesildi. Gelen telefonda Eyyüp Gürler'in derdest edilmesi emri verildi. İkna görüşmeleri tamamlandı, Gürler götürüldü. Nöbet bitince sivil kıyafetlerimizi giyerek, beklemeye başladık. Elime silah dahi almadım. Cep telefonu kullanmamıza izi verilmedi. Normal şartlarda bana verilmemesi gereken görev ile gözaltı listesinde olmama rağmen toptancı zihniyetle tutuklandım."
- ''Sıkıyönetim ilan edildiği söylendi'' Tutuklu sanık eski Binbaşı Erhan Atabay savunmasında, 15 Temmuz'da Selimiye Kışlası'nda nöbetçi amir olduğunu, nöbetinin kendi iradesi dışında yazıldığını, harekat merkezinden "Acil durum var" diye çağrıldığını, Merkez Amiri Ümit Ertuğrul'u küçük odada gördüğünü dile getirerek, "Merkez amiri Ümit Ertuğrul, Genelkurmay'dan mesaj geldiğini, sıkıyönetim ilan edildiğini ifade ederek, kışlanın emniyetini almamı söyledi." dedi.Amirlerine haber vermek için nizamiyeden çıktığını anlatan sanık Atabay, kışla komutanını ve İstanbul Merkez Komutan Yardımcısı'nı arayarak, acil bir durum olduğunu, kışlaya gelmeleri gerektiğini söylediğini aktardı.
Sanık Atabay, savunmasını şöyle sürdürdü:
"Darbeci olsam Merkez Komutan Yardımcısı'na niye haber veriyim? Arayıp haber verdiğim numaralar beni geri aramadı, bana bilgi akışı yapılmadı. Sıkıntım bir bilgi akışının olmamasıydı. Bölüğümdeki askerlerden bir kişi olaylara katılmamıştır. Ne olduğunu anlamak için televizyonun olduğu odaya girdiğimde Cumhurbaşkanı ve Ordu Komutanımız Ümit Dündar'ın açıklamalarını izledim. Cumhurbaşkanı'nı izlediğimde üzüldüm, ülkede darbe girişimi olduğunu anladım. Ümit Dündar'ın, darbe karşısındaki açıklamalarını izleyince rahatladım. Ordu Komutanı karşı çıkıyorsa en yakınlarının bu durum içinde olduğunu zerre düşünmedim. Eyyüp Gürler'in bu durum içinde olduğunu duyunca şok oldum. İddianamede Ümit Dündar'ın Eyyüp Gürler'e 'Senden beklemezdim'' diye mesaj attığı yer alıyor. Ordu komutanı bile Eyyüp Gürler'den beklememiş."
Televizyondan gelişmeleri takip ettiğini belirten sanık Atabay, "Acil gelin" demesine rağmen 4,5 saat sonra kışla komutanının kendisini arayarak, "Durum nedir?" diye sormasının garibine gittiğini anlattı. Atabay, hain darbe girişiminde bulunanlarla bir hareket içinde bulunmadığını savundu.
Duruşma sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.