Adı ister Sibirya soğuğu olsun, ister İzlanda alçak basıncı ya da Balkanlardan gelen soğuk hava dalgası… Günlerdir beklenen soğuklar sonunda kapımızı çaldı.
Başta küçük çocuklar ve yaşlılar ile kalp hastaları olmak üzere hepimizin sağlığı tehdit altında.
Biz insanların hayvanlar gibi ne deri altında kalın yağ tabakamız ve ne de derimizi kaplayan kürkümüz, postumuz var. Ama, Allah bize de akıl vermiş. Aklımızı kullanarak, soğukları hastalanmadan, hiç zarar görmeden atlatmamız elbette mümkün.
SOĞUKLA BERABER RÜZGÂR VE YAĞMUR DAHA TEHLİKELİ Soğuğa maruz kalan vücudumuzun doğal savunma mekanizmaları, derideki kan damarlarını daraltarak ısı kaybını önlemek, titreyerek ve bazı hormonlar salgılayarak ısı üretmektir. Ancak, hava çok soğuk olduğunda ve çok uzun süre soğukta kalındığında bu mekanizmalar yetersiz kalır ve vücut kaybettiği ısıyı yerine koyamaz, vücut sıcaklığı düşmeye başlar.
Hava sıcaklıklarındaki azalma yanında, kar, yağmur ve şiddetli rüzgâr vücut ısımızın daha çok düşmesine neden olur. Rüzgârın olup olmaması özellikle önemlidir, çünkü rüzgâr vücudumuzun etrafındaki ısıtılmış havayı uzaklaştıracağından daha kolay üşümemize yol açar. Havanın nemli olması da vücuttan ısı kaybını hızlandırır. Soğuk havada rüzgâra maruz kalmamaya dikkat edilmelidir.
Hava sıcaklığı çok düşük olduğu zaman, özellikle de rüzgâr ve yağmur varsa dışarı çıkılmaktan kaçınmalıdır. Mutlaka dışarıya çıkması gerekenler ise soğukta sürekli hareket ederek dolaşımlarını hızlandırmalıdırlar, ancak terlemenin de zararlı olduğu unutulmamalıdır.
NASIL GİYİNMELİ Kat kat giyinin ve giysilerinizin çok kalın ve sıkı olmamasına dikkat edin. Bu şekilde giysiler arasında kalan hava, ısı yalıtımı sağlayarak üşümemizi önleyeceği gibi, fazla geldiğinde de giysileri teker teker çıkarmanız mümkün olur.
Giysilerin kuru kalması çok önemlidir. Fazla giyinip terlemenin tehlikeler yaratacağını unutmayın.
Kağıt iyi bir yalıtkan olduğundan, vücuda giysilerin altına gazete kağıdı sarılarak da ısı kaybı azaltılabilir.
Başınızı ve boynunuzu soğuktan korumak için şapka, eşarp ve kaşkol kullanın, çünkü vücut ısısının %40-50’si baş ve boyun aracılığıyla kaybedilir.
Kulaklar soğuğa çok duyarlı olduğu için, kulaklarınızı da özel kulaklıklarla ya da kaşkol, atkı gibi giysilerle koruyun ve sıcak tutun.
Mutlaka eldiven giyin. Beşparmak eldiven yerine iki parmak eldivenleri tercih edin. Birbirine yakın ve temas halindeki parmaklar daha iyi ısınırlar.
Ayaklarınızı sıcak ve kuru tutacak çoraplar ve su geçirmeyen botlar giyin. Bir çift pamuk ve bir çift yün çorap uygundur ve uzun konçlu çoraplar tercih edilmelidir.
Ayakkabınız bol olmalı ve ayak parmaklarınız içinde rahat hareket edebilmelidir.
NELER YEMELİ
Soğuk havada, özellikle yüksek enerji veren, karbonhidratlı gıdalar tercih edilmelidir. Fazla protein içeren yiyecekler ile kahve ve kafeinli diğer içeceklerden kaçınmalıdır. Pekmez, bal, reçel, kuru üzüm, kayısı hurma… gibi besinler şu günler için ideal seçeneklerdir.
Dışarı çıkmadan önce hafif bir şeyler yenmesi daha doğrudur, çünkü çok fazla yendiğinde, kanın sindirim sistemine yönelmesi soğuktan daha fazla etkilenmemize neden olur.
NELER İÇMELİ
Bol, sıcak sıvı içerek vücudunuzun susuz kalmasını önleyin, ancak alkolden kesinlikle uzak durun. Vücudun susuz kalması kanın pıhtılaşmasını kolaylaştırarak kalp krizi ve felçlere zemin hazırlar.
Alkol, başlangıçta derideki damarları genişleterek insana sıcaklık duygusu verir. Ancak, bu durum vücudumuzun yaşamsal önemi olan organlarına giden kanın azalmasına yol açacağından sağlığımız için çok tehlikeli olabilir.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi