KADIN

Söylediğiniz ufacık bir söz, bir davranış başkasının hayatını cehenneme çevirebilir

Herhangi bir hareketimiz, kullandığımız sözler o kadar önemli ki bir insanın hayatını ve kendi hayatımızı da cehenneme çevirebilir.

Söylediğiniz ufacık bir söz, bir davranış başkasının hayatını cehenneme çevirebilir

Bir danışanımla yaptığımız seansta zihinsel olarak doğum anına gitti ve evlerinin banyosunda annesinin doğum yaptığını, hatta yer karolarını bile net bir şekilde gördüğünü, başının karoya çarptığını söyledi.

Annesinin bağırmalarını duyan babasının banyonun kapısını açıp baktığını ve “Yine mi kız?!” dediğini hatırladı, daha doğrusu bunları film seyreder gibi görüyordu. İstenilmeme duygusunun hayatında bu anla başladığını fark etti. Daha sonra hayatına giren erkeklerin onu hep ezdiklerini, hiçbir zaman tam olarak kabul etmediklerini söyledi. Bir şey nasıl başlarsa öyle gidiyor; atasözü vardır hani, “ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider.

”Bir başka danışanımda da durum benzer ama detaylar farklı. Küçükken annesinin ona “Sen üçüncü çocuktun aslında daha fazla çocuk istemiyordum ama sen zorla geldin dünyaya” sözleri zihnine mıhlanmış gibiydi. Hayatındaki istenilmeme olaylarının bu deneyimle başladığını fark ettiğinde ne kadar kötü değil mi? “Annem bu sözlerin aslında beni ne derece derinden etkilediğini bilmeden bunları anlatıyordu.

BİR SÖZ İNSANIN TÜM HAYATINI ETKİLİYOR

Ağızdan çıkan sözler meğer ne kadar önemliymiş, insanın tüm hayatını kodluyor ve etkiliyor diye devam etti danışanım. Söz gümüşse sükut altındır” derler ya bazen sükut etmek de bir insanı dışlamak olabiliyor. Bu yüzden önemli olan yapılan hareketlerin, konuşulan sözlerin iyi niyetle yapılması.

Şu bir gerçektir, canlılara size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davrandığınızda hayatınızda iyi şeyler oluşur. Ancak yapılan herhangi bir şey eğer bir beklenti içinde yapılırsa karşılığında istemediğiniz davranışlarla karşılaşabilirsiniz. Çünkü beklentinin olduğu yerde iyi niyet yoktur, çıkar vardır. Karşınızdaki insanı düşünmeden sırf kendi istediğinizi ona yaptırmaya çalışırsanız işler terse dönecektir bunu unutmayın. Siz o zaman sadece kendinizi düşünmektesinizdir ve herkes her şeyi bilir, yapmakta olduğunuzu siz fark etmeseniz bile karşınızdaki insan fark eder. Yaşamak çok ince bir sanat ve eskiye gore insanlar artık daha duyarlı, antenleri daha iyi çalışıyor.

Öyle ki henüz anne karnında olan bebekler bile antenleri ile her şeyi alıyor, sentezliyor bile annesi babası uyurken. Yeni nesil daha da duyarlı, gittikçe bilinç yükseliyor. Adeta durmadan yenilenen üst modele geçilmesi gerekilen cep telefonları gibi olmaya başladık. Bu yüzden eski bilinen davranış ve konuşma modelleri çöpe atmalı daha gelişmiş, daha duyarlı ve ince hassasiyette olan modeller çıkmalı.

Eskiden çocuklara sanki farklı gezegenden gelmiş, bir şeyden anlamayan ve hiçbir şeye hakkı olmayan varlıklar gibi davranılırdı. Çocuk olmak yerine büyüklerin kararları ile davranması gereken kuklalar gibiydik. Bana seans yapılırken çocukluğumu hatırladığımda “ben” duygumun hiç olmadığını fark ettim. Hep başkaları, o, onlar gibi kavramlar varmış hayatımda, beni kaybetmişim, hatta onunla hiç tanışmamış olduğumu anladım.

ÇOCUK İSTİSMARI EN ÇOK EVE YAKIN KİŞİLERCE YAPILIYOR!

Çünkü annemle babamın dünyasını süsleyen bir aksesuar gibi yaşamışım. Şimdilerde de bu modelden var gerçi aileler biraz daha çocuğun isteklerini yerine getiriyor ve onu geliştirecek, mutlu edecek şeyleri yapmayı seçiyor. Bu durum bazı hoş olmayan gerçekleri örtbas edemiyor. Sayısı azımsanmayacak kadar çok çocuğun kimseye söyleyemediği cinsel taciz ve tecavüz olayı yaşanıyor. Bu eylemi yabancı kişilerden daha ziyade çocukların yakınlarında olanlar gerçekleştiriyor.

En önemlisi ise dayıların, amcaların, babaların ve dedelerin bunu yapıyor olması. Dedelerde şöyle bir fiziksel durum var, yaşlandıkça beynin frontal lobunda sorunlar oluşuyor ve bu tarz davranışlara neden olabiliyor. Çocuklarımızı kız, erkek bu tür davranışlardan korumak için çok dikkatli olmamız lazım. Bana danışan insanlarda inanılması zor gelse de çokça bu durumla karşılaşıyorum.

İki buçuk yaşında bir kız çocuğunun dedesi tarafından şekerlemelerle kandırılıp anal yolla tecavüze uğraması ve bunu kimseyesöylememesi için tembih edilmesi. Bu durumun birkaç yıl devam etmesi...

Üç yaşında bir kız çocuğunun ondört yaşındaki bir kuzen tarafından sürekli tecavüze uğraması. Dört yaşında bir kız çocuğunun dayısı tarafından tacize uğraması. Üç yaşında bir erkek çocuğunun, babasının şirketinde çalışan bir genç tarafından sürekli anal yoldan tecavüze uğraması ve onbeş yaşına geldiğinde kendisinin beş yaşındaki kuzenine aynı şeyi yapması. Oniki yaşına geldiğinde babasının iyi geceler demek için yatağına uzandığında edep yerlerini okşayıp ellemesi ve kızın “Acaba babalar, kızları büyüyünce böyle mi seviyor?” diye kafa karmaşasına uğrayıp korkarak kimseye söylememesi, daha sonra ise bilinçaltında duran bu bilgiden dolayı bedeninin hamile kalmayı reddetmesi. Üvey babanın 8 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ederken annenin kapıyı açıp bunu görünce kapıyı kapatıp görmemezlikten gelmesi...

Bu liste uzayıp gider böyle. Evet, davranış ve konuşma çok önemli bir insanın hayatını ya güzelleştirir ya da batırır..
Sevginin temeli saygı ve anlayış olduğunda doğruluğu ve güzelliği oluşturur.
Kalbiniz temiz ve günleriniz hoş geçsin.
Güneş Tan

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler