İzmir'de 2013 ve 2014'te 986 kişi telefonla korkutularak 11.5 milyon lira dolandırılırken, yakalanan 123 şüpheliden 54'ü tutuklandı.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, bu tip olaylarda şüphelilerin dolandırıcılıktan değil 'yağma ve örgüt kurmak' suçlarından yargılanması gerektiğini söyledi, "Bu suçların 7 yıl olan alt ceza sınırı bile caydırıcı olacaktır" dedi.
Telefon dolandırıcıları, yıllardır, sahte kimliklerle çıkarılan cep telefonundan kurbanlarını arayarak kendilerini polis, savcı, hakim olarak tanıtıyor, ardından da polis telsiz sesi eşliğinde konuşarak banka hesaplarının terör örgütü tarafından ele geçirildiğini, adlarının terör örgütü soruşturmasında geçtiği gibi yalanlarla kendileriyle sözde ortak çalışmalarını istiyor. Telefonla ararken bazı bilgisayar programlarını kullanarak numaralarını polis ya da jandarmanın telefonları gibi gösteren dolandırıcıların, kurbanlarını korkutarak banka hesaplarında hareket olmasını gerektiğini, bu amaçla verecekleri hesap numaralarına para transfer etmelerini istiyor ya da bankada polise yakalanmamak için para ve altınları kameraların olmadığı çöp tenekelerine bıraktırdığı biliniyor.
Yalnızca İzmir'de, 2013 yılının başından 25 Kasım 2014'e kadar polis kayıtlarına geçen olay sayısı 986, bu olaylarda dolandırılan para ve ziynet eşyası değerinin 11.5 milyon TL'ye ulaştığı örenildi. Olayların 240'ı aydınlatılırken yakalanan 123 şüpheliden 54'ü tutuklandı.
Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, bugüne kadar genellikle bu tip olaylarda sanıkların 'nitelikli ya da basit dolandırıcılık' suçlarından yargılandıklarını ve cezalara yönelik Yargıtay'ın farklı kararları bulunduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem, "Bu tip olaylarda psikolojik cebir söz konusu. Kurbanda, böyle bir parayı ödemek zorunda olduğu kanaati yaratılıyor. Silah yok, bıçak yok ama psikolojik olarak da iradeyi zorlamaya yönelik her türlü davranış cebirdir. Kurban korktuğu için ödüyor, kandırıldığı için değil. Nitelikli mi basit mi olduğuna bakılmaksızın dolandırıcılık suçuna hiç girmeden, burada savcıların ve mahkemelerin yağma suçundan işlem yapması gerekiyor. Yağma suçunun basit hali olsa bile alt sınırı 6 yıldan başlıyor, ikincisi bu tür olaylar soruşturulurken bireysel değil, örgütlü bir yapı aranmalı. Bu da cezayı artıracaktır ve caydırıcı olacaktır. Sorun kanundan kaynaklanmıyor, uygulamadan kaynaklanıyor" dedi.
Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Berrin Eylen Özyurt da bu tip olaylarda kişilerde korku ve stres durumunun oluştuğunu belirterek, "Sevdiği birinin, ya da kendisinin başına kötü bir şey geleceğinden, yasal olarak suçlu duruma düşeceğinden birçok insan şiddetli bir korku duygusu yaşar. Korku yaşayan birey iki şekilde tepki verir. Bu tepki 'Kaç ya da savaş' tepkisidir. Otomatik bir tepkidir ve beynin bilinçli olmayan bölümleri tarafından yönetilir. Bilinçli düşünce azalır ve otomatik davranışlar ortaya çıkar. Bu nedenle, yoğun stres altındayken doğru yargılarda bulunamayabilir, duruma uygun doğru tepkiler veremeyebiliriz. Ne kadar zeki, ünlü, bilinçli bir birey olsak da bir anda tüm paramızı tanımadığımız ellere teslim edebiliriz. Yapabilecek en önemli şey, önceden olası dolandırıcılık durumları hakkında uyarılmak ve bilgilendirilmektir. Bu durumlar hakkında bilgilenmiş olduğumuzda, başımıza geldiğinde korku yaşamaz ve strese girmeden duruma uygun tepkiler verebiliriz" dedi.
Gündemi iyi takip eden dolandırıcıların son yönteminin ise kurbanlarını "Çocuğunuz IŞİD terör örgütü tarafından kaçırılacak" yalanıyla korkuttukları öğrenildi. Dolandırıcıların başvurduğu diğer yöntemlerin ise "Adınıza suçta kullanılmak üzere telefon hattı çıkartılmış. Terör örgütü hesaplarınızda para havalesi yapıyor.
Hattınızdan savcı, hakim ya da subaylar taciz edilmiş. Hırsızlık olan kuyumcuda kimliğinizin fotokopisi bulunmuş. Evdeki altınlarınızla, bulunan altınları karşılaştıracağız. Türk Bayrağı'nı indiren kişiler adınıza telefon kullanıyor, teröristleri yakalayacağız" diye sıralandığı bildirildi.
(DHA)