HABER

Türkiye bütün ödevlerini yerine getirdi

PARİS (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bütün ödevlerini yerine getirdiğini, şimdi test edilme sırasının AB ülkelerinde olduğunu söyledi.

Fransa'nın başkenti Paris'te bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İktisadi İşbirliği ve Geliştirme Teşkilatı'nda (OECD) üyelere seslendi. Küresel trendlere bakıldığında nüfusun artacağının görüldüğüne işaret eden Erdoğan, küreselleşme sürecinden en fazla etkilenecek olanın demokratik toplumlar olacağını vurguladı.

Erdoğan, bu konuda tercihini yapan Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede ve küresel düzeydeki hedefini değiştirmeyeceğini söyledi. Türkiye'nin tarihi tecrübesiyle, insan kaynaklarıyla ve kültürüyle bu hedefe ulaşmayı istediğini ifade eden Erdoğan, "Dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer alan Türkiye'nin 2003 yılında büyüme oranı yüzde 5,9 olarak gerçekleşmiştir. Bu büyüme oranları OECD'ye üye ülkelerin büyüme oranları arasında en büyük orandır. Yılın ilk yarısında kaydettiğimiz yüzde 13,5 büyüme oranı rekordur" dedi.

Siyasi istikrar ve yerinde kararlar alan ekonomi yönetiminin, ülkede güven ortamını oluşturduğunu belirten Başbakan Erdoğan, "Yıl sonu itibariyle dış ticaret hacmimizin 150 milyar dolar olacağı görülmektedir. İhracatımızın 60 milyar doları aşması beklenmektedir. Bu yılın eylül ayı sonu itibariyle tüketici fiyatlarında yıllık enflasyon yüzde 9 ile tek haneli rakama ulaşmıştır. 1 Ocak'tan itibaren Türk Lirası'ndan 6 sıfır atılacaktır. Kaynağı olmayan harcamalar artık ülkemizde yapılmamaktadır, bundan sonra da yapılmayacaktır. 2003-2004 yılı bütçelerinde bütçe açığının GSMH'ye oranında belirli bir düşüş yaşanmıştır" diye konuştu.

Erdoğan, hükümetin; tarım, sosyal güvenlik, bankacılık ve vergi gibi önemli sektörlerde reformları sürdürmeyi hedeflediğini ifade ederek, zengin enerji kaynaklarının bulunduğu doğu ile gelişmiş batı arasında Türkiye'nin bir enerji koridoru haline geldiğini söyledi. Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum projesinde önemli aşamalar kaydedildiğine işaret eden Erdoğan, turizm alanında yaşanan gelişmelere de değindi. Bu sene sonunda 17 milyon turist girişine ulaşılmasının beklendiğini ifade eden Erdoğan, hedeflerinin Türkiye'nin ilk on turizm merkezi arasına girmek olduğunu kaydetti.

OECD içinde başlatılan reform çalışmalarını da desteklediklerini dile getiren Erdoğan, "Küreselleşen dünyada muhafazası için genişlemesi gerektiğini kabul ediyoruz. Genişlemenin getireceği mali külfetin genişlemeden önce incelemesini destekliyoruz. Üye olmayan ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesine de önem veriyoruz. Ülkemizde gerçekleştirmekte olduğumuz reformlarda OECD'nin en iyi uygulamalardan yararlandığımızı belirtmek istiyorum. Ekonomik kalkınma inceleme komitesinin periyodik Türkiye incelemesini tamamladığını vurgulamak istiyorum. Bu rapor kamuoyuna açıklanacaktır. Raporun genel olarak objektif ve dengeli bir şekilde hazırlandığını belirtmek istiyorum" dedi.

Türkiye'nin AB sürecine de değinen Başbakan Erdoğan, AB ile gerçekleştirmekte oldukları ileri düzeyde birleşmenin basit bir ortaklığın ötesinde bir anlam ifade ettiğini kaydetti. AB'nin değerlerinin tümünün Türkiye'de yerleşmesinin halk tarafından da desteklendiğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu süreçte müzakere aşamasına geçilmesinde önem teşkil edecek belge 6 Ekim'de açıklanmıştır. Komisyon, ülkemizle üyelik müzakerelerinin başlatılmasını önermiştir. AB Konseyi'nin 17 Aralık'ta alacağı kararın sadece Türkiye- AB ilişkileri için değil, dünya açısından bir milat olacağına inanıyorum. AB'ye mensup üye ülkelerin, bu gerçeğin en az ülkemiz kadar bilincinde hareket edeceklerini umuyorum. Bu çerçevede katılım müzakerelerin gecikmeksizin başlatılmasını umuyorum. Türkiye bütün ödevlerini yerine getirmiştir. Şimdi test edilme sırası AB ülkelerindedir. Siyasi iradeyi de 17 Aralık'ta göreceğiz."

Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlayacak yasal önlemler alındığını belirten Başbakan Erdoğan, "Yabancı sermaye girişi, istihdam alanlarına daha fazla önem verilmesi gerektiğine inanıyorum. Yapısal reformları kararlılıkla devam ettiriyoruz. AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılmasıyla Türk ekonomisi ivme kazanacaktır. Değişim beraberinde zaman zaman belki belirsizliği de getirmektedir. Bu belirsizlikler ve ortaya çıkan yeni tehditlere karşı kendimizi savunmak için insanlığın ortak aklına ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Bu noktada uluslararası işbirliğinin önemi artmaktadır. Anlayışımız düşman üretmek değil, dost kazanmaktadır. Türkiye; istikrarı ve kalkınma modeli olarak batı dünyası içinde sahip olduğu konumu, zengin tarihi mirası ve kimliği dikkate alındığında 21. yüzyıla yaraşan bir sembol olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye evrensel değerlere olan bağlılığı ile başarmaya gayret etmektedir" diye konuştu.

En Çok Aranan Haberler