HABER

Türkiye depreme ne kadar hazır?

4 yıl önce meydana gelen ve yüzlerce insanın hayatını kaybettiği Van Depremi'nin yıl dönümünde Türkiye'nin olası bir depreme karşı ne kadar hazırlıklı olduğunu değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel "Ülke olarak doğal afetlerle yaşamaya alışmalıyız'' dedi ve afetlerle mücadelenin, risk ve zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme olmak üzere 4 önemli evresi olduğuna dikkat çekti.

2011 yılında Van'da meydana gelen ve 604 insanın ölümüne, 4000'den fazla insanın yaralanmasına ve 10 binden fazla binanın kullanılamaz hale gelmesine yol açan depremin yıl dönümünde, Türkiye'nin depreme ne kadar hazır olduğunu değerlendiren İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü ve İş Sağlığı ve Güvenliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, Türkiye'nin doğal afetlere sürekli maruz kalan ve bunlarla yaşamayı öğrenmesi gereken bir ülke olduğunu belirtti. 23 Ekim 2011 yılında yaşanan Van depreminin 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nden sonra günümüze kadar yaşanan en önemli doğal afetlerden biri olduğunu ifade eden Erenel, "23 Ekim tarihi bu açıdan çok önemli. Çünkü Marmara Depremi ile birlikte Türkiye'de afet öncesi ve sonrasına yönelik, özellikle müdahale çalışmalarında gerek eğitim gerekse uygulama boyutunda ciddi bir aşama kaydedildiğini net bir şekilde görebiliriz'' dedi. Doğal afetlerle mücadelenin 4 ayağı olduğunu dile getiren Erenel, bu aşamaları risk ve zarar azaltma, hazırlık, müdahale ve iyileştirme olarak sıraladı.

MÜDAHALE EVRESİ BAŞARILI HAZIRLIK AŞAMASI YAVAŞ İLERLİYOR

Türkiye'nin afetlere müdahale noktasında ciddi bir tecrübe kazandığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Fahri Erenel, ‘'Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında bulunan Arama Kurtarma Danışmanlık Grubu (INSARAG) tarafından yapılan denetimler sonucunda AFAD ve AKUT'un arama ve kurtarma konusunda uluslararası standartlara sahip oldukları belgelenmiştir'' diye konuştu. Risk ve zarar azaltma evresine yönelik çalışmaların olumlu yönde ilerlediğini belirten Erenel, konu ile ilgili gerekli tespitlerin yapıldığını ifade etti. Hazırlık aşamasında planlama açısından iyi bir seviyeye gelindiğini, ancak bunu tam anlamıyla uygulamaya yansıtılamadığına dikkat çeken Erenel, ‘'Müdahaleden önce risk analizi çerçevesinde belirlenen binaların, viyadüklerin, köprülerin, okulların vb. yapıların iyileştirilmesine yönelik hazırlıkların tahsis edilen kaynaklar doğrultusunda devam ettiğini görüyoruz. Ancak, tatbikatlarımız gerçeği hiçbir şekilde yansıtmıyor. Eğitimde öğrenilenler gerçeğe yansıtılamıyor. İnsanlarımız afetle yaşamaya alışamadıkları için, afeti hayatlarını alt üst eden ve birden yaşamlarına girip çıkan bir misafir olarak görüyorlar. Oysaki afete misafir gibi değil evin kalıcı bir insanı gibi bakmamız ve onunla yaşamaya alışmamız gerekiyor. Alışamadığımız için afet anında panik havası oluşuyor'' ifadelerini kullandı.

ALINAN TEDBİRLER, YAPILAN YANLIŞLAR

İstanbul'u olası bir depremde bekleyen en büyük tehlikenin, yıkılacak olan binaların oluşturacağı hafriyat nedeniyle yolların kapanma ihtimali olduğuna değinen Erenel, bu nedenle kentsel dönüşüme hız verilmesi gerektiğini söyledi. Erenel, ‘'Yeni imar yasasında yapılan değişikliklerle kentsel dönüşüm kapsamında eski binalar yıkılıp daha güçlü hale getiriliyor. Büyükşehir belediyeleri, Çevre Bakanlığı ve ilgili birimlerin katılımıyla binaların incelenmesi konusunda ciddi çalışmalar yapılıyorsa da bunun hızı oldukça yavaş. Kamuda bu iş biraz daha hızlı yürüyor, bireysel anlamda insanların evlerini kentsel dönüşüme uygun hale getirmesi ise yavaş ilerliyor'' dedi. Erenel, bir diğer önemli sorunun da afet anında toplanma merkezi olarak ilan edilmiş parkların, okul bahçelerinin vb. alanların çoğunun imara açıldığını veya otopark olarak kullanıldığına dikkat çekti.

DEPREM ANINDA EVLERDE ALINACAK ÖNLEMLER

Herhangi bir deprem anına hazır olmak için ailelerin evlerde ne tür önlemler almaları gerektiği üzerinde de duran Erenel, ‘'Evlerde hareketli olan nesnelerin sabitlenmesi gerekir. Deprem anında nasıl hareket edileceği, evin en güvenli yerlerinin nereleri olduğu, nerelerden çıkılacağı daha önceden aile bireyleri arasında konuşulmalıdır'' şeklinde konuştu.

Deprem anında asansörlerin, merdivenlerin kullanılmamasını, kapı kirişleri, balkon ve cam kenarlarından uzak durulması gerektiğini vurgulayan Erenel, deprem anında evde sabit olan ve ağırlık merkezi yere yakın eşyaların yanında bir nevi cenin pozisyonu alınmış olarak "yat, korun ve tutun” hareketinin uygulanması halinde hayatta kalma oranının artacağını söyledi ve bunun gibi önemli noktaların çocuklara mutlaka gösterilerek öğretilmesi gerektiğinin altını çizdi.

En Çok Aranan Haberler