Uyku bozukluklarının hastalık belirtisi olduğu, bir hastalığın başlangıcında santral sinir sistemini (SSS) etkilediğini ve öncelikle de uyku bozukluklarına yol açtığı bildirildi.
Gülhane Askeri Tıp Akademisi Uyku Araştırma Merkezi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdullah Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uykunun kendi içinde ve kendine özgü bir yapılanması olduğunu ve insandaki biyolojik ve psikolojik işleyişi de tanımlamakta olduğunu söyledi.
Uyku bozukluklarının önemsenmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Aydın, şunları söyledi:
"Bir hastalık başlarken santral sinir sistemi (SSS) etkilenmekte ve öncelikle de uyku bozulmaktadır. Uyku bozuklukları, çoğu zaman hastalıkların habercisi gibidir.
Her türlü hastalığa uyku sorunlarının eşlik edişi de SSS'nin etkilenmesi sonucu sürmektedir. Bunun dışında, temelde uyku bozukluğu olanlar da ayrı bir grup olarak ele alınmalıdır. Genel olarak, farklı nedenlerle de olsa kullanılan ilaçlar uyku bozukluklarına yol açmaktadır. Bu nedenle, uykuyla ilişkili sorunu olanların, alanda uzmanlaşmış hekimlerce değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirmede hekimler, uykuya dalmadan, uykunun sürdürülmesi ve sabahları nasıl kalkıldığına kadar uzanan değişmeleri ele almaktadırlar."
Uyku bozukluklarının 3 ana formda ortaya çıktığını bildiren Aydın, şöyle devam etti:
"Birinci form uykusuzluk olarak adlandırılır, son derece yaygın ve insan sağlığını olduğu kadar yaşam kalitesini etkileyen bir durumdur. Günümüzde bilimsel yöntemlerle değerlendirilerek tanı konulduğunda tedavi edilebilen bir durumdur. Gündüz uyuklaması diye adlandırılan diğer bir uyku bozukluğu ise başta uyku apnesi ve narkolepsi olmak üzere çeşitli uyku bozuklukları nedeniyle ortaya çıkan bu tablolar çeşitli hastalıklara yol açabildiği gibi iş yaşamında sorunlara, kazalara neden olabilmektedir.
Özellikle trafik kazalarının bir bölümünün bu nedenlerle oluştuğu ortaya konmuştur. Gruplamada üçüncü sırada yer alan ve uyku sırasındaki bilinçsiz hareketler olarak nitelendirilen bozukluk ise uyku sırasında konuşma, yürüme, diş gıcırdatma, kabus gibi tablolardır. Çocuklarda ve ergenlerde sık görülen bu tablolarda tedavi planlaması dikkatle yapılmalıdır. Son yıllarda, orta ve ileri yaşlarda görülen parasomnia tablolarının çeşitli hastalıklarla ilişkili olduğu anlaşılmış, tedavi modelleri ortaya konmuştur."