BİZE ULAŞIN
Peki, neymiş bunlar?
Uykunun en derin haline (REM) geçtiğinizde kol ve bacaklarınız tamamen felç geçirir ve hareket etmeniz geçici olarak imkansız hale gelir. Bu durum uyandıktan sonra birkaç saniye veya dakika daha sürebilir. Bu korkutucu felç hissi özellikle narkolepsi hastalarında görülür.
Uykunun her evresi bedeninizin ve beyninizin sağlığını korumak ve sizi rahatlatmak için çok özel bir amaca hizmet eder. Bu bağlamda uykunun 5 evresi vardır. Her bir evre diğerinden daha derin olmakla birlikte, döngü tamamlandığı zaman başa döner. En sonuncusu olan “REM” evresi en aktif olanıdır. Bu aşamaya uyuduktan 60-90 dakika sonra geçersiniz. Bu aşamada gözleriniz çok yüksek hızda hareket eder ama siz farkında olmazsınız. Çünkü o sırada beyniniz, tamamen gördüğünüz rüyaya odaklanmış durumdadır.
Büyüme hormonu; iskeletinizin, kaslarınızın ve dokunuzun yenilenmesinden sorumludur. Uykuya daldığınız zaman vücudunuz bu hormonun üretimine başlar. Büyüme hormonu yaralarınızın iyileşmesine ve hücre yenilenmesine katkı sağlar. Gençken ise büyümenize katkı sağladığı gibi birçok olumlu etki de yaratır. “Uyu ki büyüyesin” lafı da büyüme hormonunun uyuduğunuzda salgılanmasından gelir.
Solunum yolunuzu açık tutan kaslar uyuduğunuz zaman rahatlar ve bu açıklık azalmaya başlar. Horlamanın sebeplerinden biri de budur. Burun tıkanıklığı gibi, bu duruma katkı sağlayan birçok sebep olsa da solunum yolu daralmasını horlamaya sebep olan başlıca sebep olarak sayabiliriz.
Bruksizm, halk arasında diş gıcırdatmak olarak bilinir. Her insanda görülmez. Fakat bazı insanlar bütün gece diş gıcırdattıktan sonra sabah felaket bir çene ağrısıyla uyanır. Bruksizm çenedeki hizasızlığın morfolojik bir sonucu da olabilir, gün içindeki stresin psikolojik olarak dışa vurumu da. Ancak şu ana kadar gerçekleştirilen araştırmalar neden bazı insanlarda görülüp bazılarında görülmediğini henüz saptayamadı.
Hem erkekler hem kadınlar uyku sırasında cinsel uyarılma yaşarlar. Bu durum REM evresinde gerçekleşir ve beyin aktivitesinin doruk noktası yaşadığı andır. Beyniniz daha çok oksijene ihtiyaç duyar ve kan akışınız hızlanır. Tüm organlarınız cinsel hormonların etkisi altına girer.
Rüyalarımızın nasıl oluştuğu hala bilimsel gizemini koruyor. Şunu biliyoruz ki; beynimiz günlük yaşamımızdan etkilenerek veya bilinçaltımızdaki malzemeleri birleştirerek bunlardan düşsel sahneler çıkarıyor. Böylelikle yaşadıklarımız ile yılladır beynimizde depoladığımız bilgiler, anılar, duygular ve hisler birleşerek gizemli ve hatta absürt rüyalar görmemize sebep oluyor. Ancak hala geceleri zihnimizin neden başka yerlere yolculuk ettiğini veya neden spesifik bir anı, renk, sahne ya da insan seçtiğini açıklamamız mümkün değil. Bilimin inanılmaz gelişimine rağmen rüyalarımız hala çözülmeyi bekleyen koca birer bilmece olarak karşımıza çıkıyor.
Ender görülen ve zararsız bir sendrom durumudur. Eğer başınıza gelirse sizi uyandıracak kadar gürültülü bir patlama yaşandığını hissedecek, korku ve stres yaşayacaksınız. Fakat dış dünyada hiçbir şey olmamış olacak. Fiziksel bir acı hissedilmese de ciddi fiziksel sonuçları olacağına eminiz.
Rochester Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, uyuduğunuz zaman beyninizin tüm gün ürettiği kaygıları, endişeleri ve olumsuz olayları ortaya çıkardığını tespit etmişler. Sistem siz uykuya daldığınızda çalışmaya başlıyor ve kullanılmayan bilginin ayrıştırılmasına imkan tanıyor.
