HABER

Zirve Yayınevi'ndeki cinayetlere ilişkin dava

Zirve Yayınevinde üç kişinin boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 101. duruşmasında, tutuklu sanıklar emekli albay Mehmet Ülger ile Binbaşı Haydar Yeşil ve bazı sanık avukatları dinlendi

Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklar Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Ruhi Abat, adli kontrol kararıyla elektronik kelepçe takılan sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım ile tutuksuz sanıklar Hüseyin Yelki, Adil Akçay, Adem Gedik, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Abdullah Atılgan ve Levent Ercan Gelegen hazır bulundu.

Adli kontrol kararıyla elektronik kelepçe takılan sanıklar Hamit Çeker, Elbistan Adliyesi'nden, Cuma Özdemir de Darende Adliyesi'nden video konferans sistemiyle dahil olduğu duruşmaya ayrıca Zirve Yayınevi'nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske'nin eşi Suzanne Geske de katıldı.

Emekli albay Mehmet Ülger'in avukatı Saim Tuğrul'un talebi üzerine cezaevi sevk takım komutanı Necmi Tengilimoğlu tanık olarak ifade verdi. Cinayetle ilgili bilgisi olmadığını belirten Tengilimoğlu, sanıkların ifadelerinin alındığı süreçte usule aykırı bir takım işlemler yapıldığını, Binbaşı Haydar Yeşil'in ifadesinin alınmak üzere cuma akşamı adliyeye getirildiğini ileri sürdü. Mahkeme Başkanı Koç'un sorusu üzerine usulsüz gördüğü uygulamalarla ilgili tutanak tutmadığını belirten Tengilimoğlu, gelen belge üzerine şerh koyduğunu, bunların cezaevinden talep edilebileceğini söyledi.

Ses kayıtlarıyla ilgili "raporlar şaibeli" iddiası

Tutuklu sanık Ülger, tahliye talebini yinelediği duruşmada, kriptolu ve normal telefonların usulsüz dinlendiği iddiasıyla Ankara merkezli "paralel yapı" operasyonunda ismi geçen TÜBİTAK BİLGEM eski Başkanı Hasan Palaz'ın Zirve Yayınevi davasındaki bazı ses kayıtlarının TÜBİTAK tarafından incelendiği dosyalarda imzası bulunduğunu belirterek, raporun şaibeli olduğunu ileri sürdü. Ülger, söz konusu 1, 2 ve 3 no'lu ses kayıtlarının Adli Tıp Kurumu'na incelenmek üzere gönderilmesini istedi. Zirve Yayınevi cinayetinin ardından aldıkları ihbara göre cinayeti işleyenlerin Doğanşehir'de bir tarikat üyeleri olduğu ve kaçacakları yönündeki bilgiyi dönemin İl Emniyet Müdürü ve İstihbarat Şube Müdürü'ne ilettiğini öne süren Ülger, ilgili isimlerin bu konuda neler yaptığının sorulmasını talep etti.

Anayasa Mahkemesi'nin, İstanbul'daki "askeri casusluk" davasında sanıkların haklarının ihlal edildiğine oy birliği ile karar verdiğini hatırlatan Ülger, sanıkların tahliye edildiğini belirtti. Davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar'ın sahteciliklerinin tescillendiğini savunan Ülger, ses kayıtlarında da hedef şahıslara göre ekleme ve çıkarılma yapıldığını iddia etti. Ülger, "Ses yapıtlarının paralel yapının kontrolü olmayan birimlerce yeniden yapılandırılmasında zaruriyet vardır. Bu zulme son vermenizi rica ediyorum" dedi.

Haber elemanları paralel yapı tarafından deşifre edildi

Son dönemlerde haber elemanlarına yönelik infazlar başladığını iddia eden Ülger, "Bizim davada da bazı insanlar, haber elemanları paralel yapı polisleri tarafından deşifre edildi. Bunlara koruma çıkarılmalı aksi halde bunlar da öldürülecek" iddiasında bulundu. Müdahil avukat Erdal Doğan, mahkeme sürecinde Ülger'in bahsettiği ses kayıtlarının sanıklara dinletildiğini hatırlatarak, tanıkların tutumu, ikrarları yönündeki duruşmanın görüntüsünün izletilmesini talep etti. Doğan, ses kayıtlarının bu görüntülerin izletilmesinin ardından Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesini istedi.

Tutuklu sanık Haydar Yeşil de iddianameyi yazan savcının "senaryo yazdığını" ileri sürerek, tanık ve sanık İlker Çınar'ın hesaplarına ilişkin mahkemenin Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Ziraat Bankasına müzekkere yazdığını, Ziraat Bankası'nın müzekkereye cevabında Çınar'ın sadece 1995-1998 yıllarında tasarruf teşvik numarası altında bankaya başvurduğunun belirtildiğini aktardı.

Mahkeme Başkanı Koç, iddianameye konulan bazı faksları Ülger ve Yeşil'e göstererek, bunlar altındaki imzanın kendilerine ait olup olmadığını sorması üzerine Ülger, iki fakstaki imzanın kendisine ait olduğunu, diğer fakstaki imzanın ise kendisine ait olmadığını ileri sürdü.

Tutuklu sanık Ülger'in avukatı Saim Tuğrul, "Ergenekon", "Askeri Casusluk" ve "Balyoz" davalarında hak ihlali olduğunun belirtildiğini aktararak, "Ergenekon davasında paralel yapı öyle bir gizli çalışmış ki Sayın Cumhurbaşkanı bile kandırılmıştır. Şimdi hükumetin ne kadar kararlılıkla bunun üzerine gittiğini görüyoruz. Benim müvekkilim burada zulüm altındadır. Kuvvetli suç şüphesi bulunmadığından tahliyesini talep ediyorum" dedi.

Emanet deposunu su basmasına ilişkin soruşturma başlatıldı

Tuğrul'un adliye binasında emanet deposunu su bastığını, zarfların yırtılarak delillerin birçoğunda çürümeler olduğunu ileri sürmesi üzerine Mahkeme Başkanı Koç, "Bize ilişkin delillerin çoğunu kontrol ettik. Çok sıkıntılı bir şey yok. Savcılık bununla ilgili soruşturma başlattı" diye konuştu. Duruşma öğleden sonra tutuklu sanık Ruhi Abat'ın taleplerinin dinlenmesiyle devam edecek.

En Çok Aranan Haberler