HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Nobel Kimya Ödülü’nü bir Türk kazandı

2015 Nobel Kimya Ödülü’nü “DNA onarımı” hakkındaki bilimsel çalışmasıyla Aziz Sancar kazandı. Sancar kanser konusundaki çalışmaları ve "ritmik saat" buluşu ile tanınıyor.

Sancar ödülünü aynı dalda İngiliz bilim insanı Tomas Lindahl ve ABD'li meslektaşı Paul Modrich ile paylaşıyor.

İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi, İsveç Akademisi, Karolinska Enstitüsü ve NorveçNobel Komitesi tarafından verilen Nobel ödülleri açıklandı.

Geçen yıl kimya dalındaki ödülü Almanya’dan Stefan Hell ve Amerika’dan Eric Betzig ve William Moerner mikroskop alanındaki çalışmalarıyla kazanmıştı.

Ödülün sahiplerinin açıklanmasının ardından Twitter'da Nobel Ödülü hesabından tweet atıldı.

İşte atılan o tweet:

AZİZ SANCAR KİMDİR?

1946 yılında Mardin'in Savur İlçesinde doğan Aziz Sancar, okuma yazma bilmeyen ancak eğitime önem veren sekiz çocuklu bir anne-babanın çocuğu olarak dünyaya geldi.

İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Yurtdışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi'ne kabul edilen üç Türk'ten biri oldu. 1977'de doktora çalışmaları için ABD'ye giden Sancar, çalışmalarını uzun yıllardır ABD'de sürdürüyor.

Sancar, 'DNA tamiri' ve 'hücre döngüsü kontrol noktası' gibi konularda yaptığı çalışmalarla da adını duyurmuştu.

1982 yılında UNC Chapel Hill'de Biyokimya ve Biyofizik alanlarında çalıştı. Burada da DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve Biyolojik saat üzerinde çalıştı. 288 makale ve 33 kitap yayınladı. Prof. Sancar, ABD 'de Ulusal Bilimler Akademisi ve Amerikan Sanat ve Bilimler Akademisi, Türk Bilimler Akademisi üyesi ve Vehbi Koç Vakfı'nda 2007 yılında ödül aldı. Sancar, Chapel Hill'de eşi Gwen Sancar ile yaşıyor.

Nobel Kimya Ödülü'nü kazanan Aziz Sancar'dan ilk açıklama

Nobel Komitesi’ne ödülü kazandığı için şaşkın olduğunu söyleyen Sancar, “Yarım saat önce bir telefon aldım. Eşim açtı ve beni uyandırdı. Hiç beklemiyordum. Çok şaşkınım. Tutarlı olmak için elimden gelenin en iyisini yaptım” dedi.

ÜLKEM ADINA GURURLUYUM

Nobel Medya Merkezi'nden Adam Smith'in sorularını yanıtlayan Sancar, "Evet sanırım olacak. 'Nobel ödülünü ne zaman alacaksın' diye yıllardır sorup duruyorlardı. Ülkem adına da gurur duyuyorum" ifadesini kullandı.

FUTBOLCU OLABİLİRDİ AMA...

Fransız haber ajansı AFP, konuya ilişkin haberinde Sancar'la ilgili ilginç bir anekdota yer verdi. Buna göre; yedi kardeşi olan Sancar, küçükken futbolcu olabilirdi. Genç Milli Takım’ın kaleciliğine çağrılan Sancar, akademik hayatı yeşil sahalara tercih etmiş.

Aziz Sancar, HDP'li Mithat Sancar'ın akrabası

Nobel Kimya Ödülü'nü kazanan ikinci Türk olan Prof. Dr. Aziz Sancar’ın, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar’ın akrabası olduğu ve halen aile fertlerinin Savur ilçesinde yaşadığı öğrenildi.

Ödülün aileleri için de ülke için de büyük bir gurur olduğunu söyleyen Mithat Sancar, “Dünyanın bu ödülden önce de çok iyi tanıdığı önemli bir bilim insanıdır” dedi. Sancar, Prof. Dr. Aziz Sancar ile babalarının amca çocuğu olduğunu, ancak kendisinin yaş farkı nedeniyle “Aziz Amca” diye hitap ettiğini belirtti.

TIMES’A KAPAK OLMUŞTU

Mithat Sancar şunları söyledi:

“Liseyi Mardin’de okumuştu, Diyarbakır’da tıp okudu. Aramızdaki yaş farkı nedeniyle birlikte fazla vakit geçirmemiz söz konusu olamadı. Zaten üniversiteden sonra yurtdışına çıktı. Son yıllarda çok fazla görüşme şansımız olmadı. Ara ara aile toplantılarında görüşüyorduk. En son Koç Bilim Ödülünü aldığında görüşmüştük. The Times’e daha önce kapak olmuştu. Başından beri çok yetkin bir bilim insanıydı. Bu ödülden önce de dünyanın bilim alınında çok iyi tanıdığı, çok yetkin çalşımaları olan bir bilimadamı. Ben de çalışmalarını takip ediyorum. Bu ödülle başarısı taçlanmış oldu. Ülkemiz için olduğu kadar benim için de ailemiz için de büyük bir gurur.”


HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar

AZİZ SANCAR ÇARPICI BİLGİLER VERMİŞTİ

Prof. Aziz Sancar 2014 yılında AA'ya konuşmuştu. Kanser tedavisindeki 'sirkadiyen saat' buluşunu anlatmıştı.

Kuzey Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Sancar, kanser konusunda önemli çalışmalar yapıldığını belirtirken, kanser mekanizmasının 10 yıl içinde çözüleceğine inandığını söylemişti. Ancak kanserin nasıl olduğunu çözümlemenin onu tedavi etmek anlamına gelmediğine işaret eden Sancar, tedavi konusunda bir şey söylemek için erken olduğunu belirtmişti.

Kanserle ilgili olarak ''DNA onarımı'' konusunda çalışma yaptığını bildiren Sancar, şunları kaydetmişti;

''Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların çoğu DNA'yı tahrip ediyor ve vücutta bulunan DNA onarım mekanizmaları, o kanser hücrelerinin yaşamasını sağlıyor. Biz bu mekanizmayı anlamak, aydınlatmak için bir çalışma başlattık. Bu mekanizmayı anlayınca onu "inhibe" edip, kanser hücrelerinin normal hücrelerden daha önce öldürülmesini sağlamaya çalışacağız. DNA onarımı mekanizmasını aydınlatmak, kanser tedavisi noktasında çok önemli. Gayemiz bu mekanizmayı açıklamak.''

Sirkadiyen saat (günlük ritm) konusunda önemli bir buluş yaptıklarını bildiren Sancar, sirkadiyen saatin DNA onarımını kontrol ettiğini ifade etti. Sancar, DNA onarımının günün belli saatlerinde arttığını, belli saatlerde de minimum seviyeye indiğini söyledi.

Amaçlarının vücuttaki DNA onarımının minimum olduğu zamanı tespit edip, kanser hücrelerine ilaç verip, bu hücrelerin ölmesini sağlamak olduğunu belirten Sancar, ''Hedefimiz DNA onarımının ne zaman minimum ne zaman maksimum olduğunu belirleyerek, DNA onarımı potansiyelinin en az olduğu zaman ilaç tedavisi uygulayarak, hem ilacın etkisini çoğaltmak, hem de yan etkileri azaltmak'' şeklinde konuştu.

Bu kapsamda çalışmayı öncelikle kalın bağırsak kanseri üzerinden başlatacaklarını anlatan Sancar, ''Kalın bağırsağın biyolojisi ve DNA onarımı saatleri konusunda daha çok bilgi sahibi olmamız nedeniyle bu kanser çeşidinden çalışmalarımızı başlatacağız. Araştırma çalışmalarına 2-3 ay içinde başlıyoruz'' dedi.

DERİ KANSERİNİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLECEK

Sirkadiyen saat konusundaki çalışmalarının deri kanserini önleme noktasında da faydalı olacağına dikkati çeken Sancar, bu şekilde hangi saatlerde güneşlenildiğinde kanser riskinin arttığının, hangi zamanlarda azaldığının tespit edilebileceğini ifade etti.Fareler üzerinde yaptıkları bilimsel çalışmalarda, UV ışınlarına maruz kalan farelerde kanser riskinin akşam saatlerinde daha az olduğunu tespit ettiklerini belirten Sancar, şöyle devam etti:

"Fareler üzerinde yaptığımız araştırmalarda sabah saatlerindeki UV maruziyeti sonucu kanser riskinin akşamüstü saat 4'teki tespit ettiğimiz oranlara göre 5 misli daha yüksek olduğunu gördük. Yani farelerde deri kanseri riskinin akşam saatlerinde daha az olduğunu belirledik. Farelerde ortaya çıkan sonuçlar insanlarda tam tersidir. Buna dayanarak, insanlar için sabah saatlerinin deri kanseri riski açısından daha düşük olacağını söyleyebiliriz. Yani sabah saatlerinde güneşlenmek, öğlen ve akşamüstüne göre daha az risk taşıyor. Ancak bunu kesin olarak söylemek için öncelikle insanlar üzerinde deney yapmamız lazım''

Bu konuda çalışmalara başladıklarını ve Amerikan Sağlık Bakanlığından izin aldıklarını anlatan Sancar, ilk etapta gönüllüler topladıklarını ve gönüllülerin derilerindeki DNA onarımlarını gün boyu nasıl olduğunu ölçmek için çalışma yapacaklarını söyledi.

Sancar, "Yani DNA onarımı konusunda kalın bağırsakta yapacağımız çalışma kanserin tedavisini, cilt üzerinde yapacağız çalışma da kanseri önlemeyi amaçlıyor" ifadelerine yer verdi.

AZİZ SANCAR ÖDÜLÜNÜ NE ZAMAN ALACAK?

Nobel Ödülleri, Alfred Nobel'in ölüm tarihi olan 10 Aralık'ta törenle sahiplerine sunulacak.

Nobel Kimya Ödülü geçen yıl yüksek çözünürlüklü görüntülemeye imkân veren mikroskop teknolojisini geliştiren Stefan Hell, Eric Betzig ve William Moerner isimli araştırmacılara verilmişti.

Yarın edebiyat ödülünün sahibi açıklanacak. Merakla beklenen Barış Ödülü ise cuma günü belli olacak. Pazartesi günü ise ekonomi ödülü duyurulacak.

NOBEL ALAN İKİNCİ TÜRK

Sancar, böylece yazar Orhan Pamuk'tan sonra Nobel alan ikinci Türk oldu.

Orhan Pamuk, 12 Ekim 2006 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak Nobel ödülü kazanan ilk Türk olarak tarihe geçmişti.

"ÖLENE KADAR ADAYIM"

28 Şubat 2015 tarihinde hayatını kaybeden Yaşar Kemal ise Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazar olmuştu.

Daha sonraları da Nobel'e aday gösterilen ancak ödülü alamayan Yaşar Kemal, bir gazeteye verdiği "Nobel'e 1973'ten beri adayım, ölene kadar da aday olacağım" açıklamasıyla dikkat çekmişti.

İLK KADIN ADAY LEYLA ERBİL

Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk kadın yazar ise 2 yıl önce yaşamını yitiren Leyla Erbil olmuştu.

Erbil aday gösterilirken, "Türk dili ve edebiyata egemenliği, aynı zamanda insana, hayata ve dünyaya karşı sorumlu aydın tavrı" vurgulanmıştı.

ABD’deki doktora çalışmaları sırasında bulduğu “sıvı metal” teknolojisi ile cep telefonunda devrim yapan Dr. Atakan Peker, kalp hastalıkları ve diyabete kalıcı çözüm peşinde koşan Harvard Üniversitesi’nden Prof. Gökhan Hotamışlıgil, ölümcül Alexander hastalığına gen tedavisi geliştiren Doç. Bahri Karaçay, ABD’deki laboratuvarında ekibiyle yaptığı araştırmalarla mobil teknolojilerin geleceğine yön veren Prof. İlhan Akyıldız ise Nobel adayı Türk bilim adamları listesine adalarını yazdırmıştı.

MARDİN'DE NOBEL SEVİNCİ

Mardin'in Savur ilçesi doğumlu olan Prof. Dr. Aziz Sancar'ın Nobel Kimya Ödülü'nü kazanması, akraba ve hemşehrilerini gururlandırdı. Prof. Dr. Sancar'ın yeğeni Abdulgani Sancar, amcasının çok zor şartlar altında okuduğunu belirterek, ilçede doktorluk yaptığı dönemde vatandaşların tedavisi için elinden gelen çabayı gösterdiğini söyledi.

Mardinli bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın İsveç Kraliyet Bilim Akademisi tarafından Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülmesi, doğup büyüdüğü Savur ilçesinde büyük bir sevinç ve gururla karşılandı. İlçede yaşayan Sancar'ın yeğeni Abdulgani Sancar, amcasının tarihi bir evde doğduğunu belirterek, "Amcam zor şartlar altında okudu. O zaman elektrik bile yoktu. Eskiden futbol ile ilgileniyordu. Doktor olduğu zaman buradaki halkı tedavi ediyordu. Elinden geleni yapıyordu. Çok destek oluyordu. Babası burada, annesi Mersin'de vefat etti. Annesi ve babası okumamıştı ama bütün kardeşleri okudu” dedi.

"ÇOK İYİ BİR İNSANDI”

Komşularından Hamide Erol, Prof. Dr. Sancar'ın kendini gururlandırdığını anlatarak, "Çok iyi bir insandı. Şimdi bile her yıl bir liseye ve öğrencilere yardım yapıyor. O bizim gururumuzdur, her zaman da arkasındayız” diye konuştu.

İlçe sakinlerinden Nedim Şahin ise, "Çok başarılı bir doktorumuz. İlçemize de faydaları dokunuyor. Onur ve gurur duyuyoruz” diyerek duygularını dile getirdi.

KİTAPLARI DOĞDUĞU EVDE DURUYOR

Tarihi bir evde doğan ve doğduğu ev şuanda boş olan Prof. Dr. Sancar'ın okuduğu kitaplar halen evinde duruyor. Sancar'ın eğitim ve öğretim gördüğü ilkokul şuanda Halk Eğitim Merkezi İlçe Müdürlüğü olarak kullanılırken, burada yüzlerce kişiye eğitim veriliyor.

SOSYAL MEDYADA ÖDÜLÜN YANKILARI


Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler