HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Gökçek: Başıma bir şey gelirse, bu MOSSAD'dan gelmiştir

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, "Rabbim dilemedikçe kimse bana bir şey yapamaz ama benim başıma bir şey gelirse şayet bu MOSSAD'dan gelmiştir. dedi.

Gökçek: Başıma bir şey gelirse, bu MOSSAD'dan gelmiştir

Başkan Gökçek, katıldığı bir televizyon programında, Büyükşehir Belediyesi'nin çalışmalarından asfalt parasına, Eymir Gölü'nden Dikmen Vadisi'ne, doğalgazda yaşanan sıkıntılardan yeni ilçelere yatırımlara, dünyada yaşanan son olaylardan spora kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

Aykut Erdoğdu'dan Melih Gökçek hakkında 'rüşvet belgesi' iddiası! O BELGELER İÇİN TIKLAYIN

Gökçek, öncelikle İl Özel İdaresi'nin kapatılması sonucu Büyükşehir Belediyesi sorumluluğuna verilen ilçelere yapılan yatırımları ve hizmetleri anlattı. Hizmetler tüm hızıyla devam edeceğini kaydeden Başkan Gökçek, Beypazarı, Çamlıdere, Evren, Güdül, Haymana, Kızılcahamam, Nallıhan, Polatlı veŞereflikoçhisar'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi sorumluluğuna bağlanmasının ardından Büyükşehir Belediyesi'nin sadece Kent Estetiği, Fen İşleri ve Çevre Koruma Daire Başkanlıkları'nın 9 ay boyunca toplam yapmış oldukları yatırımın miktarının eski parayla 145 trilyon lirayı bulduğunu söyledi. Gökçek, bu ilçeler Büyükşehir'e bağlanmamış olsaydı 145 trilyonun 5 trilyonunu bile bulmalarının mümkün olmadığını kaydetti. Bu ilçelere ASKİ'nin yatırımlarının da 109 trilyon lira olduğunu kaydeden Gökçek, "Hepsini topladığınız zaman 254 trilyon lira yapıyor. Buna sosyal faaliyetler, kömür yardımları, gıda yardımları dahil değil. Kaba rakamla 9 ayda Ankara'nın 9 ilçesine minimum 300 trilyon lira para harcadık” dedi.

"TERMAL TURİZMİNİ AYAĞA KALDIRACAĞIZ”

Başkan Gökçek, bu ilçelere yapılacak hizmetler konusundaki ise şunları kaydetti:

"9 ayda bir şeyler yaptık bitti mi? Hayır. Esas bundan sonra başlıyor. Birincisi Ankara'da jeotermal turizmi ayağa kaldırmak için inanılmaz bir çalışmamız var. Yurt içi ve yurtdışındaki vatandaşlarımıza tesis kurun çağrısı yapıyoruz. ‘Altyapınızı belediye olarak yapmayı taahhüt ediyoruz, suyunuzu getirelim, kanalizasyonunuzu yapalım, asfaltınızı dökelim, hatta tesise gelene kadar ağaçlandırma yapalım, yeşillendirelim, dolayısıyla size muazzam bir şekilde alt yapıda yardımcı olalım, bir kuruş da para istemiyoruz belediye olarak' diyoruz. İkinci bir çağrı daha yapıyorum; jeotermal suyun geriye kalanını da jeotermal tarımda seracılıkta kullanalım. Bu konuda bir yığın teşvikler var. Bizim daire başkanlıklarımıza müracaat edip bilgi alabilirler.”

HER İLÇEYE ÖZGÜ PROJELER

Başkan Gökçek, programda her ilçenin özelliklerine göre gerçekleştirilecek projeleri açıklarken şu bilgileri verdi.

"Tuzgölü'nün turizme kazandırılması için plan proje yapıyoruz. Kalecik karasının alternatif üretim tesislerinin mutlaka bu yıl içinde kurulmasını istiyoruz. Ayaş'ta, Akkaya köyünde bir tesis kurulmuştu salça fabrikası olarak ve atıl vaziyette. Biz belediyenin şirketlerine burayı devraldırdık, beş sene onlara devredelim, onlar devam etsin istiyoruz. Yöresel ürünler satış reyonları açıyoruz değişik ilçelerde. Bir başka projemiz de Evren ilçesine balıkçılık. Kayıklar yapılıyor, inşallah birkaç ay içerisinde Evren'dekilere teknelerini teslim edeceğiz. Bir diğer sözümüz de küçükbaş hayvan desteği. 9 ilçemize de dağıtacağız. Ankara'ya dayanıklı arı getirmek suretiyle arıcılığı teşvik edeceğiz. Meyve fidanı da dağıtıyoruz. Vatandaşa bedava meyve fidanı, sertifikalı tohum dağıtımı yapacağız. İpekböcekçiliğini teşvik edeceğiz. Göletlerde balık popülasyonunun çeşitliliğinin, kalitesinin arttırılmasını teşvik edeceğiz.”

"BAŞKENTGAZ 60 BİN SAYACI DEĞİŞTİRDİ”

Vatandaşlardan doğalgazla ilgili çok sayıda şikayet aldıklarını anlatan Başkan Gökçek, "Bizi mahkemeye vererek sindireceklerini sanıyorlardı baltayı taşa vuruyorlar. Vatandaşa birinci ikazım, savcılığa gitmeleri. ‘Git parayı belediyeye kendin yatır' diyorlarsa yatırmayacaksınız. Evinizin önüne kadar doğalgazı Başkentgaz getirmek zorunda. Bunu diyenleri yanlarında şahit götürerek savcılığa şikayet etsinler. Vatandaşın sayacının pili bitiyor, ‘senin sayacın bozuk, mekanik sayaca dön' diyor. Elli tane bahane buluyor, mekanik sayaca geçmeye zorluyorlar. Kesinlikle pili değiştirmek zorundalar, bazılarını zorla değiştiriyorlar, mahkemeye vereceksiniz. 400 TL depozito istiyorlar, şu ana kadar Ankara'da 60 bin sayaç değiştirdiler. Vatandaşın hem savcılığa hem de EPDK'ya gitmesi lazım. EPDK'ya da çağrım, yasa gereği önce ikaz sonra para, feshe kadar gidiyor bu” dedi.

"BUNDAN SONRA ASFALT PARASI GELMEYECEK”

Belediye Meclisi'nde asfalt parasının bu hafta gündeme geldiğini hatırlatan Başkan Gökçek, şöyle dedi:

"MHP'den arkadaşlar ‘bizim bununla alakamız yok, bizim üstümüze atmayın' dediler. Ben de onun üzerine kendilerine o tarihte Belediye Meclisi'nde Efgan Özkan'ın konuşmasını aldım okudum, alınmamış olan vergi ortaya çıkınca bürokratlar endişeye kapılacaktı, hem hapis cezası, hem para cezası. Onun üzerine biz asfalt parası toplamaya başladık. Toplarsan vatandaş isyan ediyor, toplamazsan siyaset seni şikayet ediyor, içeri tıktırmaya çalışıyor. Olayın Türkçesi bu. Açık net. Geçen dönem MHP'nin siyasi olarak bizi sıkıştırıp vatandaştan para alalım, vatandaşı boğalım, vatandaş da bize isyan etsin ondan sonra da oy vermesin, bu amacı güttüler. Biz de bir noktada kanuni olarak mecbur kaldık. Meclis'te bu hafta ertelemeyi çıkarttık, Sayın Başbakanımız da bu asfalt parasını kaldırmayı düşünüyor, süreç içerisinde de bir çözüm bulunur diye düşündük. Bundan sonra asfalt parası gelmeyecek. Bazı vatandaşlarımız ödedi bunu, ödeyenlere herhangi bir şey yapamayız kanun gereği. Şu anda vatandaşımız ödemeyebilir.”

"ANKAPARK'TA YOLUMUZA DEVAM EDERİZ”

Ankapark ile ilgili Belediye Meclisi'nden yeni bir karar daha çıkartmak için havale ettiklerini kaydeden Başkan Gökçek, "Umarım Belediye Meclisi'nden yeni bir plan daha geçer, o planda 'nerede kalmıştık' der yolumuza devam ederiz. Şu ana kadar Ankapark için 827 trilyon lira masraf yaptık. Bunun 606 trilyonunu da ödedik. Mahkeme, 'telafisi mümkün olmayan zarar' için durduruyor. Esas zarar burada, oradaki mallar mülkler çürüyecek. Ben 827 milyon lira sarf ederken mahkemenin yürütmesi neredeydi? Milletin malı bu, bunu durdurmaktan Türkiye'ye fayda gelecek mi? Ankapark'ta tarım mı yapacağız? Ankapark'taki zemin etütlerini ODTÜ'ye yaptırdık, Mimarlar Odası ODTÜ'nün mühendislerine hakaret ediyor, ben kendim beton döksem, bana bunu söylesin, biz bunu ODTÜ'ye yaptırıyoruz. Roller Coster'ın ayaklarının bir tanesini yaparken üç milim oynatın iptal. Üç ay üzerine adam bindirilmeden dolaştı durdu, sonra insanlar binmeye başladı. Bu kadar titiz davranılıyor" diye konuştu.

"EYMİR'İN ARTIK ODTÜ'DEN ALINMA ZAMANI GELDİ”

Eymir Gölü'nde yapılan ağaç kesimlerine de değinen Başkan Gökçek, "Eymir Gölü'nde ağaçlara kıydılar. Bunlar güya ağaç dostu. ODTÜ'lüler kestikleri ağaçların gerekçesini de savundular. ODTÜ gerekirse kesebilir, biz gerekirse kesemeyiz. Kaldı ki ODTÜ'nün Eymir'deki ağaç kesimi izinsiz çıktı, hiç yüzleri kızarmadan ‘Biz izin aldık' dediler. Aynı şeyi ben yapsam ne yaparlardı. Bu yer artık ODTÜ'nün elinde kullanılamaz hale geldi. Biz Eymir'i inşallah ODTÜ'den alacağız, Eymir'i Ankara'ya kazandıracağız” şeklinde konuştu.

"CHP'Lİ BELEDİYELER AĞAÇ KATİLİDİR”

"CHP'li belediyeler ağaç katilidir. CHP'nin 23 belediyesi ağaç katletmiştir” diyen Gökçek, "Türkiye'de ağaç katliamı deyince CHP'li belediyeler akla gelir. Bütün CHP'li belediyeleri topla Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu yeşil alanın zekatı bunlarda yok, yani 40'ta biri yok. Benim sadece bu sene Nisan'a kadar dikeceğim ağaç bunların hayatları boyunca diktikleri ağaçlardan çok" dedi.

Otobüs alımı konusundaki iddialara de değinen Başkan Gökçek, olayın peşini bırakmayacağını söyledi. Gökçek, bu konu ile ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Atilla Kart, Aykut Erdoğdu ve Aylin Nazlıaka'nın peşinde olacağım. ABD'deki eyalet mahkemesi tarafından Almanya'daki Mercedes firması hakkında bir tahkikat yapılıyor, biz bunu yeni öğrendik. Daha bunu Atilla Kart ile Aykut Erdoğdu söylemeden benim de haberim yoktu, ondan sonra araştırdık, neymiş ne değilmiş diye. Raporu internetten indirdik ve Türkçe'ye çevirdik. Raporda Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ilgili tek kelime yok. Bizim arkadaşlarımız ABD'de eyalet mahkemesine müracaat edip belgeleri istediler. Ben bu işin ve bunu iddia edenlerin peşini bırakmayacağım."

Başkan Gökçek, bir soru üzerine de Özel Kalem Müdürü Fevzi Yılmaz'ın Keçiören Belediyesi'nde 1985 yılından bu yana birlikte çalıştığı bir arkadaşı olduğunu, CHP Sözcüsü Haluk Koç'un bu torpil açıklamasıyla adeta duvara tosladığını söyledi.

"ANKARAGÜCÜ'NÜ BİZ Mİ BIRAKTIK?

Gökçek, sunucu Erkan Tan'ın Ankaragücü konusunda da çok sayıda sorular geldiğini söylemesi üzerine Başkan Gökçek şu açıklamayı yaptı:

"Ankaragücü'nün bu hale gelmesinin iki sorumlusu vardır. Birincisi gecekondu diye tabir edilen seyirci grubu, ikincisi de eski Başkan Cemal Aydın. Benim oğlumun başkanlık yaptığı dönemde, Ankara'da tanıdığımız kişilere rica ettik ‘gelin bu kulübe girin, elinizi taşın altına koyun buraya para yardımı yapın bir şampiyon takım yapalım' dedi. Son sene biz ayrılmadan önce bir altılı turnuva yapıldı, altılı turnuvayı da lider olarak bitirdiler. O yıl Fener Galatasaray'ın da şikeler dolayısıyla en sıkıntılı olduğu dönem, o takım lige girse ligi hallaç pamuğu gibi atardı. Cemal Aydın bizim mevcut olan bütün üyeliklerimizi mahkemeye vererek iptal ettirdi ve o andan itibaren oğlum ve arkadaşlarının her yaptığı harcama, her attıkları imza yasal olmayacaktı. İptal olunca hiçbir yetkimiz kalmadı, yönetimden düşmüştük, elimiz kolumuz bağlandı, mecburen 'buyurun alın' dedik. Gelen yönetim mevcut yeni satın aldığımız oyuncuların peşinatlarını vermedi. 2 milyon 600 bin euroya bonservisi alınan oyuncuyu 400 bin euroya Bursa'ya verdiler. Ankaragücü böyle böyle bu duruma getirildi. Şimdi bizi suçluyorlar. Niye suçluyorlar hiç mantığı yok. Biz mi bıraktık Ankaragücü'nü. Birisi ‘Melih Gökçek sen burayı bırakıp gittin' desin. Mahkemeden karar getirdiniz. Cemal Aydın'a 'ya al, ya ver' dedim. Almadı da vermedi de. Kulüp adım adım geriye gitti. Bugünkü duruma geldi."

"Benim başıma bir şey gelirse şayet bu MOSSAD'tan gelmiştir"

Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, "Rabbim dilemedikçe kimse bana bir şey yapamaz ama benim başıma bir şey gelirse şayet bu MOSSAD'tan gelmiştir. Milletim böyle bilsin ve millete de emanetim böyledir" dedi.

Başkan Gökçek, Beyaz TV'de "Erkan Tan ile Tartışalım” programında son günlerde yaşanan terör olaylarını da değerlendiren Başkan Gökçek, Fransa'daki Charlie Hebdo Dergisi'ne yapılan baskının dünya ve Türkiye'deki yansımalarını anlattı.

Başkan Gökçek, bu olayın iki nedeni bulunduğunu belirterek bunlardan ilkinin kaynağında Avrupa'da Müslüman nüfusun artışından duyulan endişe olduğunu söyledi. "Allah nasip ederse maksimum 50 sene sonra Avrupa'da Müslümanlar çoğunlukta, bunu rakamsal olarak kendileri iki sene önce hazırladıkları bir videoda anlatıyorlar” diye konuşan Başkan Gökçek, ikinci neden olarak ise Avrupa'da Filistin'in tanınması yönünde atılan adımları gösterdi. Başkan Gökçek şöyle devam etti:

"Birçok ülke Filistin'i tanımaya başladı. Fransa Meclisi'nde de açık ara çoğunlukla Filistin'in tanınması kabul edildi. Tavsiye kararı alındı, Meclis orada direkt karar almıyor tavsiye kararı veriyor. Arkasından Fransız Senatosu da ‘Filistin özgürlüğünü kazanmalı' dedi. Bunu kim karara bağlayacak? Fransız Hükümeti, Fransız Hükümeti de bu işe sıcak bakıyor. Bu böyle olunca ne oldu, İsrail'i aldı bir telaş. Ama ne telaş… ‘Bu işin engellenmesi lazım ve özellikle Araplara karşı ve Müslümanlara karşı yeniden bir aksiyoner ortaya çıkması lazım.' Bu manada inanılmaz bir şekilde tahrik edildi ve ortalık birbirine girdi. İnanılmaz şekilde Avrupa'da Müslüman sayısı artıyor, Hristiyan sayısı azalıyor. Neden orada nüfus çoğalmıyor, bir ülkede nüfusun sabit kalması için 2,11 oranında yıllık çoğalma olması lazım ki o ülke mevcudu koruyabilsin. Aksi takdirde nüfus hızı aşağı indi mi perişansın. Fransa'nın 39 yıl sonra isteseler de istemeseler de çoğunluğu Müslüman olacak. Zaten Peygamber efendimiz bir hadisinde de Avrupa'nın Müslüman olacağına işaret ediyor. Bu tabi bir gelişim. Baksanıza Müslümanların doğurganlığı Fransa'da 8.1, Fransızlarınki 1.6… Nasıl yetişecek buna, aradaki fark gittikçe büyüyor.”

MOSSAD'I İŞARET ETTİ

Başkan Gökçek, olayı direkt olarak Hristiyanların çıkarttığına inanmadığını kaydederek, konuşmasında şöyle devam etti:

"Hristiyanlar yabancı düşmanlığı yapıyor. Almanya'da bu çok net hale gelmeye başladı. Ama Fransa'daki son olay, direkt olarak İsrail kaynaklı.Beynelmilel güçlerden, özellikle İsrail, Mossad'dan kalkıp hiçbir zaman direkt bir olay beklemeyeceksiniz. Endirekt olarak yapılır bunlar. Siz gider davanıza hizmet için ölürsünüz ama bilmezsiniz ki arkanızdan bir maşa sizi oraya itmiş. Geçmiş dönemlerdeki bizim sağ-sol kavgasını düşünün. Arkadan kimin dürttüğünü biliyor muydunuz? Bilmiyorduk, şimdi çıkıyor değil mi mahkemelerde…Ve kendileri mesela özellikle 27 Mayıs ihtilalinin nasıl yapıldığı o tarihlerdeki askerlerin tahrikleri teker teker çıkmadı mı ortaya. Avrupa'da olan olayda esas ana neden Fransa'nın Filistin'i tanıma sıkıntısı. Böyle bir dalga var. Nasıl engellersin bunu? Birileri ile.”

CEVAP BULMASI GEREKEN SORULAR

Charlie Hebdo ile bir şeyler yapıldı, ben hala çözemiyorum” diye konuşmasını sürdüren Başkan Gökçek, şu suallerin cevap bulmasının gerektiğini söyledi ve soruları şöyle sıraladı:

"1. Teröristler olayı yapıyorlar, kimliklerini arabada unutuyorlar, yahu niye kimliğini çıkartıp oraya koydun bunun mantığını bulanın elini öperim.

2. Yerde öldürülen polis Müslüman

3. Dışarıdan çizim yapan karikatüristler var o gün dergiye çağrılıyor, normalda dergiye gelmezlermiş, nasıl geliyor, niye geliyor, tesadüf mü?

4. Araştırmadan sorumlU olan bir polis müdürü olaylardan dört gün sonra intihar ediyor. Bula bula bu zamanı mı buluyor.? Ben intihar ettiğine yüzde 1 inanmıyorum.

5. Teröristlerden birinin imam nikahlı eşinin Suriye'ye geçtiğini MİT Fransa'ya bildiriyor, bunun bir terörist olduğunu MİT bile biliyor, Fransa istihbaratı bu konuda niye önlem almıyor.

6. Derginin önünde her gün polis beklermiş son birkaç gün içinde polisler ortadan yok olmuşlar. Niye yok olmuşlar, niye beklememişler.

7. Teröristlerin aslında uyuşturucu kullanan gençler olduğu defalarca yazıldı, bunlar nasıl islami terörist ki uyuşturucu ile haşır neşir oluyorlar?

8. Peygamber efendimiz (S.A.V.) ile ilgili çizilmemesi gereken alçakça, karikatürler, bu olaylardan sonra ben onları gördüm çıldırasım geldi, o karikatürler iki sene önce çizilmiş, şimdi değil, bunların aklı yeni mi başlarına geldi, iki sene sonra mı fişekleri patladı, bu tamamiyle görevlendirilmedir, bunun altında doğrudan doğruya Müslümanlara karşı Fransa başta olmak üzere Avrupa'nın ayağa kalkması, Filistin'in tanınmamasıdır.”

İSRAİL'DEN BAŞKAN GÖKÇEK'E YAZILAN MEKTUP

Erkan Tan İsrail'de yaşayan Türkiye göçmeni Zalide Toledo'nun (İsrail'deki Türkiyeliler Birliği Başkanı) Başkan Gökçek'e yazdığı mektubu da Beyaz Tv'deki canlı yayın sırasında gündeme getirdi.

"Bakın ben burada öncelikle şunu söyleyeyim; ben Osmanlı'nın torunuyum, ta İspanya'dan sınır dışı edilen 250 bin Yahudiyi himaye eden bir atanın, bir neslin torunuyum, biz Yahudi düşmanlığı kesinlikle yapmayız, yeter ki mazlum ol” diyerek Yahudilere bakış açısını anlatan Başkan Gökçek, "Ama ben İsrail politikalarının ve özellikle Siyonizmin düşmanıyım” dedi.

Toledo'ya, "Siz plajda oyun oynayan çocukları katleden İsrail'e ses çıkarmayan bir İsrailli olarak konuşma hakkına sahip misiniz değil misiniz? Siz yüzlerce çocuk katledilirken, siz Gazze'de hastanede, okulları bombalayarak çoluk çocuk cinayet işlerken İsrail'in teröristliği üzerinde bir tek kelime laf ettiniz mi? Etmediler. Siz İsrail'de bu olanları bitenleri hiç görmediniz mi? Mavi Marmara'da benim kardeşlerim, Türk kardeşlerim şehit edildi, onlar şehit edilirken bu teröristlere mektup yazdınız mı ses çıkarttınız mı? Hayır.” diye seslenen Başkan Gökçek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bizim yüreğimiz yanıyor, orada Müslüman kardeşlerimiz evlatlarımız katlediliyor. Bundan dolayı elbette buna karşı İsrail'in bu politikasını tasvip etmediğmizi açıkça söyleriz. Efendim ‘sen niye milleti tahrik ediyorsun' dersen tahrik etmiyoruz, milleti uyarıyoruz. Teröristlikten vazgeç, dünyadaki tek terörist devlet varsa o İsrail'dir. Biz tepkimizi ortaya koyarız, bizim ülkemizde yaşayan Yahudi vatandaşlar var, bunların içinde benim tanıdıklarım var. Oturup konuştuğum, sohbet ettiğim arkadaşlar var hiçbir sıkıntımız yok karşılıklı olarak. Biz Yahudi düşmanı değiliz, olmayız da biz Siyonizm düşmanıyız, biz İsrail'in politikalarının düşmanıyız, Netenyahu'nun düşmanıyız.”

BAŞKAN GÖKÇEK: "TEHDİT ALIYORUM”

Başkan Gökçek "MOSSAD'dan İsrail'den tehdit alıyor musunuz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"O cephe istediği kadar bizi tehdit etsin. Ben 67 yaşındayım. 63 yaşında Peygamber efendimiz S.A.V. vefat etti. Benim 4 sene fazlam var. Allah uzun ömür versin, sağlıklı ömür versin. İnancıma ülkeme, hizmet edeyim ben bunu arzu ediyorum. Rabbime hep böyle dua ederim; ‘Rabbim uzun ömür ver sonunda da beni şehit eyle' Detaya girmek istemiyorum ama elbette kaynak olarak aynı kaynaktan geliyor. Diyelim ki başıma birşey geldi, beni vurdular, şehit ettiler. Benim Türkiye'ye bırakabileceğim en büyük miras bu olur.. Allah'tan başka kimseden Müslüman olarak korkmayız. Söylediklerimizden de bir adım geri atmayız. Benim özellikle İsrail'e tavsiyem şu; yalnızlığı bırakın, korkan sizsiniz. Tekrar ediyorum, Rabbim dilemedikçe kimse bana bir şey yapamaz ama benim başıma bir şey gelirse şayet bu MOSSAD'tan gelmiştir. Milletim böyle bilsin ve millete de emanetim böyledir.

PAPANIN AÇIKLAMASI

Charlie Hebdo olayı ile ilgili Papa'nın açıklamasına da programda yer veren Başkan Gökçek, bu açıklamayı da seyircileri ile paylaştı:

"Papa, yakın dostu Dr. Alberto Gaspari'ye ‘birisi anneme küfür ederse yüzüne bir yumruk yemeyi beklemelidir" demiş. Bu normaldir insanları provoke edemezsiniz, diğer insanların inançlarını aşağılayarak alay konusu yapamazsınız insanların dini inançları söz konusu ise ifade özgürlüğünün de sınırları vardır. Başkalarının inançları ile alay edenler ve dalga konusu yapanlar provokatördür...”

CUMHURİYET GAZETESİ'NİN YAYINLARI

Cumhuriyet Gazetesi'nde bazı yazarlarınn Charlie Hebdo dergisindeki karikatürlerin aynısını yayınlamış olmasının inanılmaz olduğunu ifade eden Başkan Gökçek, "Eğer karikatürleri görseydiniz bir Müslümanın çıldırmaması mümkün değil. Vicdan merhamet ya… Gelmiş geçmiş milyarların Peygamberi.Sen buna böyle nasıl hakaret edersin? ” diye sordu.

Başkan Gökçek şöyle devam etti:

"Sen kalkıp bunları Cumhuriyet Gazetesi'ne koyup da Türkiye'yi ne elde etmek istiyorsun? Türkiye'yi niye karıştırmak istiyorsun?Bir de Türkiye'de iki cins insan var. Biri gerçekten yüreğinden iman edip yüreğinden parçalanıp yırtınanlar..Bir de zaman zaman kullanılmak için ortaya çıkartılanlar. Kullanılan Müslümanlar var. Bir de baktık ki bazıları gidip gazeteyi basmaya kalkıyor. Hadi gitti bir tanesi bastı, o bütün Müslümanlara teşmil ediliyor. Ben o gün hatırlarsanız yalvardım, 'Kimse Cumhuriyet'in önüne filan gitmesin, böyle bir iş yapmasın' diye. Avrupa'da seri katil, bir kalemde bilmem kaç tane adamı öldürdü, bunlar Hristiyan terörü değil mi? Bunlar Avrupa terörü değil mi? Cumhuriyet bütün bunlara rağmen, Peygamberimizin resmini koydu. Niye tahrik ediyorsun”

DUMANLI PAPA KADAR OLAMADI

Zaman Gazetesi Genel Yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı'nın "her ne sebeple olursa olsun daha çıkmamış bir gazetenin kapısına polis gelmesini doğru bulmuyorum, Cumhuriyet'in yaptığı yayını sabah gördüm belli bir oranda hassasiyet gösterildiğine şahit oldum. Temel düşüncem şu; fikirlere fikirle karşı çıkılmalı, hoşlanmadığınız karikatürlere karikatürle cevap verebiliyorsanız doğru bir yerdesiniz” şeklindeki yorumunu da izleyicileri paylaşan Başkan Gökçek, "Ekrem Dumanlı, Papa kadar olamadı. Ne ayıp? Ben eski hizmet eri kardeşlerime sesleniyorum. bunları görüp de hala bunların arkasından gidilir mi?" diye konuştu.

"TERÖRÜ TASVİP ETMEYİZ”

"Biz öyle bir milletiz ki yani savaşırken bile savaşın kaidelerini koyup savaşta zulmü, savaşta terörü yasaklarız” diyen Başkan Gökçek, Halife Hazreti Ebubekir'in ordusuna savaşa giden askerlerine savaş ortamında Müslümanlara yasakladığı 10 maddeyi okudu ve "Ben kimseyi hedef göstermiyorum, tam tersine aman ha yaklaşmayın diyorum. Adam olay çıksın diye zorla tahrik ediyor. Bana saldır ve mazlum haline geleyim diye. Aman Cumhuriyet'e yaklaşmasın vatandaşlarım, gitsin Savcılığa şikayet etsin. Gezi olaylarını anlattık, bunun arkasında kimler olduğunu gösterdik artık kimse gitmiyor arkalarından…” dedi.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler