HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Herkes suskunları oynuyor!

Bartın’da 22 kişinin tecavüzüne uğradığı iddia edilen 14 yaşındaki Ç.’nin köyündeyiz. Herkes ‘üç maymun’u oynuyor.

Herkes suskunları oynuyor!

Sokakta durum ya inkar ediliyor ya da öyle bir şey hiç yaşanmamış gibi davranıyorlar. Babaannesi bize soruyor: “Torunum ne zaman döner kızım...” Odasında?

Ç.’nin kitabındaki ödev cümlesi durumu özetler gibi: ‘İnsanın umudunu kırmak insanlık suçudur’

Bartın önceki gün korkunç bir iddiayla sarsıldı. Milliyet'in haberine göre merkeze bağlı bir köyde yaşayan 14 yaşındaki ilköğretim öğrencisi bir kız çocuğuna tecavüz ettiği iddiasıyla kentte 22 kişi gözaltına alındı, 2 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilirken 16’sı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olay, son günlerde içine kapanık tavrından şüphelenen öğretmenlerinin Ç.K.’yı bir psikologla görüştürmesi neticesinde ortaya çıktı. Bartın Cumhuriyet Savcılığı’na intikal eden olayla ilgili soruşturma devam ederken, bazı yetkililer olayın tecavüz değil taciz olduğunu ‘tahmin etmeye’ başlamıştı bile.

Bartın’a vardığımız vakit vatandaşlar arasında da durumun farklı olmadığını görüyoruz. Konu hakkında bilgi edinmeye çalıştığımız Bartınlılar deyim yerindeyse “üç maymun”u oynuyor. Adliye memurundan gazetecisine, polisinden sosyal hizmetler kurumu çalışanına kadar hemen herkes olayın “abartıldığı” görüşünde. “Tecavüz değil, tacizmiş” diyen de var, “Siz İstanbul’da buradaki olayı nereden duydunuz?” diye soran da... Sokakta durum ya inkar ediliyor ya da ahali böyle bir şey hiç yaşanmamış gibi davranıyor.

Evin önündeyiz. Kapıyı ufak tefek bir kadın açıyor. F. Teyze’ye torunu için geldiğimizi söylediğimizde gözleri buğulanıyor: “Bir hafta önce aldılar, götürdüler. Ben evde yoktum.”

‘Bağrım kor gibi yanıyor’ Konuşmaya gönüllü olunca onu bir sandalyeye oturtup biz de dizlerinin dibine çöküyoruz:
“Pazartesi günü okuldan eve gelmiş. Ben kardeşimdeydim, evde yoktum. Kıyafetlerini değiştirmiş, sonra polisler jandarmalar almışlar, götürmüşler. Ondan beri çocuğumu görmüyorum. Nereye götürdüler, bilmiyorum.”
Babaannenin torunu Ç.’nin neden götürüldüğü hakkında haberdar olup olmadığından emin değiliz. Yalnızca “Oğlum aradı, ‘Böyle böyle oldu’ dedi” diyor. O da bize soruyor: “Torunum ne zaman döner kızım? Bağrım yanıyor kor gibi.”
Babasının kızını görmeye gittiğini ancak döndükten sonra kendisine bir şey anlatmadığını söylüyor. Oğlu ile gelini Ç.K. 7 yaşındayken boşanmış. Sonra torununun küçükken bir trafik kazası geçirdiğini, kazadan sonra kendisinde “anormal durumlar” olduğunu anlatıyor:

“O zamandan bu zamana kafasında bir anormallik var. 14 dikiş atılmıştı. Ona dayılanır, şuna dayılanır bazen. İyi bir dili yok yani.” Ç.’nin, babaannesi ve babasıyla sohbeti yokmuş fakat arkadaşlarıyla konuşurmuş:
“Babasıyla arası iyiydi ama içine kapanık bir çocuk. Annesinin yanından buraya taşınalı beri evde pek konuşmazdı. Ben soruyordum ama bana da söylemezdi. Yaşlıyım, benden ne anlayacak? Ama okuldaki arkadaşlarıyla konuşurmuş diye duyardım.”

Durumun ne olduğunu F. Teyze’nin bilip bilmediğinden emin olamasam da “Kimseden şüphelendin mi?” diye soruyorum. “Yok, şüphe duyduğum kimse yok” diye cevap veriyor.

Bir mahsuru yoksa torununun odasını görmek istediğimizi söyleyince hemen içeri buyur ediyor. Kendisi torunu gittiğinden beri odasına adım atamamış. Aynalı küçük masada boş parfüm şişeleri, voleybol müsabakasından kazandığını tahmin ettiğimiz madalya, mor atkı, köşede büzülüp kalmış peluş bir köpek, küçük beyaz hapların bulunduğu antiepileptik bir ilaç kutusu var. “İhtiyaç olduğunda alırdı, her zaman değil” diyor F. Teyze, “Bazen kriz geçiriyor.”

Yerdeki sırt çantasında defterler, kitaplar, peluş bir kalem kutusu ve su şişesi... Etrafa göz gezdirirken babaannenin gözleri doluyor. Sehpanın üzerindeki 8. sınıf öğrencileri için hazırlanmış kitapçıkta öğelerine ayrılması istenen cümlelerden biri: “İnsanın umudunu kırmak insanlık suçudur.”

Küçücük bir kızın başına geldiği iddia edilen bir olay hakkında çevresindekiler bile doğru düzgün cümle kuramazken onun yaşadıklarını düşününce kalbim sıkışıyor. İşte o an, yalnızca umutlarını değil, bir çocuğun geleceğini yakıp yıkmanın nasıl bir insanlık suçu olduğunu anlatmaya kelimeler yetmiyor.

Zekâ düşük, rıza var!

14 yaşındaki kız öğrenciye tecavüzle ilgili gözaltına alınanlardan 2’si tutuklandı. İnternetten açıklama yapan savcılık “Zihinsel engelli çocuğun şüphelilerle çoğu ilişkisi rızaya dayalı” dedi.

Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı, tecavüze uğrayan Ç.K.’nin koruma altına alındığını açıkladı.

Başsavcılığın internet sitesinden yaptığı açıklamada, kızın cep telefonunda uygunsuz mesajlar olduğunun öğrenilmesi üzerine İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla savcılığa ihbarda bulunulmasıyla soruşturma başlatıldığı hatırlatıldı. Açıklamada, zekâ düzeyi yeterince gelişmeyen kızın şüphelilerin birçoğu ile rızaya dayalı ilişki yaşadığı ileri sürüldü.

‘Bir tanesi tecavüz niteliğinde’

Açıklamada şu bilgilere yer verildi: “Yapılan tespit ve toplanan delillere göre mağdure Ç.K.’nin zekâ düzeyinin yeterince gelişmemiş olduğu, ailevi problemlerinin bulunduğu, anne ve babasının ayrılması neticesi psikolojik sorunlar yaşadığı, düştüğü bu durum neticesi birçoğu rızaya dayalı ilişkiler yaşadığı, bunlardan birinin (halk arasında anlaşıldığı şekilde) tecavüz niteliğinde gerçekleştiği, diğerlerinin ise cinsel istismar ve cinsel taciz mahiyetinde olduğu, soruşturmanın halen devam ettiği, mağdurenin koruma altına alındığı anlaşılmıştır.”

Hürriyet'in haberine göre soruşturmada İ.Ö. ve E.Ö. tutuklanarak Bartın Kapalı Cezaevi’ne konulurken, İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nce koruma altına alınan Ç.K.’nin zekâ düzeyinin yeterince gelişmemesi nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’nın kaynaştırma projesi kapsamında akranlarıyla birlikte ilköğretim okulunda eğitim gördüğü belirtildi.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler