HABER

18 milyon öğrenci ders başı yapacak

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, "2015 yılının sonuna kadar 100 bin atama yapılması konusunda ısrarcıyız. Bu keyfi bir talep değil" dedi.

Kurban Bayramı dolayısıyla gecikmeli başlayan okullar, 28 Eylül Pazartesi günü açılıyor. 18 milyon öğrencinin ders başı yapacağı 2015-2016 eğitim-öğretim yılının başlaması dolayısıyla yazılı açıklama yapan Koncuk, öğretmenlere, velilere ve öğrencilere yönelik mesaj verdi.

Yeni eğitim-öğretim yılının büyük zorluklara gebe olduğunu belirten Koncuk, "Ülkemiz hala eğitimde çağ atlamayı, dünya ülkeleri ile rekabet edebilmeyi, eğitimde kendini yenilemeyi başarabilmiş değildir. Bunda en önemli etken, yanlış eğitim politikalarıdır. Özellikle son 13 yıldır siyasi aktörlerin eğitime kendi çıkarları doğrultusunda yön verme çabaları, çözüme odaklı değil, sorun yaratan politika yürütmeleri, eğitime yatırım noktasında yetersiz kalmaları, kadrolaşmaktan, eğitimin asıl meselelerini göz ardı etmeleri bugünkü sonucu doğurmuştur. Dışı süslü, içi boş olan sistemler ihdas edilmesi, eğitimcileri mağdur ve mutsuz eden mevzuat düzenlemeleri, eğitimi koltuk kapmaca oyununa çeviren, yandaşı yücelten, yandaş olmayanı ötekileştiren uygulamalar, yeni eğitim-öğretim yılında eğitim çalışanlarını, öğrencileri, velileri olumsuz yönde etkileyecektir" ifadelerini kullandı.

"2015 YILININ SONUNA KADAR 100 BİN ATAMA YAPMAK BU KADAR MI ZOR?"

Yeni dönemde öğretmen atama sayısının artırılmasının yine öncelikli talepleri arasında olacağını vurgulayan Koncuk, yeni eğitim-öğretim yılına az sayıda atama yapılarak girildiğini belirtti. 47 bin olarak açıklanan öğretmen atama sayısının 37 bine düşürüldüğüne dikkat çeken Koncuk, şunları kaydetti:

"10 bin atamanın akıbetinin ne olacağı henüz bilinmemektedir. Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında ücretli öğretmenliğin 80 bine ulaştığı, iki yıllık meslek yüksekokulu mezunlarının, açık öğretim mezunlarının bile ücretli öğretmen olabildiği, norm kadro açığının 73 ilde 120 bin 610 olduğu, 417 bin evladımızın atama beklediği ülkemizde öğretmen atamalarının bu kadar yetersiz sayıda olması eğitimin geleceğini çok olumsuz etkileyecek bir durumdur. Şu da göz önüne alınmalıdır: MEB verilerine göre; ülkemizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 18, ortaokulda 17, ortaöğretimde 14'tür. OECD ülkelerinde ise öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ilkokulda 15, ortaokulda 14, ortaöğretimde 14'tür. Bu standartlardan hareket edildiğinde ülkemizde öğretmen açığı ilkokulda 75 bin 667, ortaokulda 66 bin 561, ortaöğretimde de 17 bin 54'tür. İkili eğitimden, tekli eğitime geçilmesi halinde bu rakam daha da artacaktır. Hal böyleyken neden 2015 yılı sonuna kadar 100 bin öğretmen atanması talebimiz dikkate alınmamaktadır? Her şeye kaynak yaratabilen devletimiz neden mevzu bahis eğitim olunca imkanlarını zorlamamaktadır? Biz 2015 yılının sonuna kadar 100 bin atama yapılması konusunda ısrarcıyız. Bu keyfi bir talep değildir."

"DERSLİK SAYISI DA YETERSİZ"

Derslik sayısının yetersiz olduğunu belirten Koncuk, derslik başına düşen öğrenci sayısının ilkokul ve ortaokulda ortalama 27, ortaöğretimde ise 28 olduğuna işaret etti. Koncuk, söz konusu rakamların büyükşehirler ile bazı bölgelerde daha da yüksek olduğunu vurgulayarak, örneğin derslik başına düşen öğrenci sayısı İstanbul'da ilkokul ve ortaokulda 37, ortaöğretimde 33, Diyarbakır'da ilkokul ve ortaokulda 37, ortaöğretimde 42, Van'da ilkokul ve ortaokulda 32, ortaöğretimde 28, Gaziantep'te ilkokul ve ortaokulda 38, ortaöğretimde 39, Hakkari'de ise ilkokul ve ortaokulda 33, ortaöğretimde 48, Şanlıurfa2da ilkokul ve ortaokulda 37, ortaöğretimde 28 olduğunu kaydetti.

"STAJYER ÖĞRETMENLİĞİN KALDIRILMASINDA SÖZLÜ VE YAZILI SINAV ŞARTI KANUNLA KALDIRILMALI"

Yeni uygulamaya göre, Milli Eğitim Bakanlığı'nın stajyerliğin kaldırılmasıyla ilgili isterse yazılı sınav, isterse yazılı ve sözlü sınav yapacağını belirten Koncuk, bu sene stajyerliğin kaldırılması işlemlerinin sadece yazılı sınav sonucuna bağlı olarak gerçekleştirileceğine dikkat çekti. Koncuk, öğretmen adayları için getirilen yazılı ve sözlü sınav uygulamasının yasadan çıkarılması için gerekli düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğini vurguladı.

"İL İÇİ ÖZÜR GRUBU MAĞDURLARI AİLELERİNE KAVUŞMAYI BEKLİYOR"

Bakanlığın eş durumu özrü tayinlerinde, il dışından eş durumu özrü tayini talep edenlere ilçe emri hakkı vererek, onların mağduriyetlerini giderdiğini ancak aynı hakkı il içinde eş durumu özrü bulunanlara tanımadığını belirten Koncuk, "Oysa il içi özür tayinleri yapılmadığı için de aynı ilin birbirinin yüzlerce kilometre uzağında, hatta komşu illerden bile daha uzak ilçelerinde görev yapan eşler tayin isteyememişler ve aile bütünlüklerini sağlayamamışlardır. Ailenin kutsallığına zarar verilmesine, çocukların annelerinden, babalarından ayrılmasına, eşlerin boşanmanın eşiğine gelmesine nasıl göz yumulabilir?" dedi.

"ROTASYON UYGULAMASI KALDIRILMALI"

Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmenlere rotasyon uygulamasından geri adım attığını hatırlatan Koncuk, "Sendika olarak öğretmenlerin bulundukları görev yerinde zorunlu hizmetini tamamlamışsa, istedikleri kadar çalışma hakkını önemli bir kazanım olarak görüyoruz. Rotasyon bu hakkı insanların elinden alan bir uygulamadır. Bakanlık da bu kez sesimize kulak verdi. Bu konuda MEB'i tebrik ediyoruz. Yanlıştan dönmek önemli bir erdemdir. Öte yandan rotasyon bir daha eğitim çalışanlarının gündemine gelmemek üzere kaldırılmalıdır. MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, 'Rotasyon ertelenmedi, iptal edildi' dedi ama bunun için de yönetmelik değişikliği gereklidir. Rotasyon yönetmelikten de ivedilikle çıkarılmalıdır" ifadelerini kullandı.

"EĞİTİM ÇALIŞANLARI YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINA SORUNLARLA BAŞLIYOR"

Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapanların görev tanımlarının yapılmadığını belirten Koncuk, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Bu insanlar angarya işlerde çalıştırılmaktadır, çalışma saatleri esnektir. Bu arkadaşlarımızın görevleri sayılırken 'idarenin vereceği diğer görevleri de yapar' şeklinde ucu açık bir ifade eklenmiştir. Bu durum uygulamada birçok keyfiliğe yol açmaktadır. Öte yandan bazı okullarda hizmetli personel yok iken, bazılarında ise hizmetli personel sayısı ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Dolayısıyla okullarda hijyen tam olarak sağlanamamaktadır, bu da özellikle kış döneminde salgın hastalıkları beraberinde getirmektedir. Bu noktada okullarımızın hizmetli personel ihtiyacı tam olarak sağlanmalıdır.

MEB'in görevde yükselme sınavlarının hem içerik olarak sadeleştirilmesi, hem de Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik'teki sınav taban puanının 60'a düşürülmesi gerekmektedir. Ayrıca görevde yükselme sınavları yıllardır yapılmamaktadır. Taleplerimizden birisi de görevde yükselme sınavlarının bir an önce yapılması ve periyodik hale getirilmesidir. Her yıl eğitim-öğretim yılı başında ödenen 'Eğitim-Öğretime Hazırlık Ödeneği', brüt bir maaş tutarında ve hizmet sınıfı ayrımı yapılmadan, personelinin tamamına ödenmelidir."

En Çok Aranan Haberler