HABER

2019 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop: - "Türkiye'nin, yeni baştan sisteme uygun bir içtüzük hazırlaması gerekiyor. İçtüzüğün, büyük ölçüde bir mutabakatla hazırlanması gerekir diye düşünüyoruz"

TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop, "Türkiye'nin, yeni baştan sisteme uygun bir İçtüzük hazırlaması gerekiyor. İçtüzüğün, büyük ölçüde bir mutabakatla hazırlanması gerekir diye düşünüyoruz." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, TBMM Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştay bütçeleri ele alındı.

Görüşmelerin ardından TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Şentop, 16 Nisan referandumu ile Anayasa değişikliğinin kabul edildiğini belirterek, Türkiye'nin parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiğini söyledi.

Bu konunun birden bire ortaya çıkmış bir konu olmadığını dile getiren Şentop, 12 Haziran 2011 seçimlerinden sonra yeni bir anayasa yapımıyla ilgili uzlaşma komisyonunun oluşturulduğunu, dört partinin komisyona tekliflerini sunduğunu, AK Parti'nin yeni anayasayla ilgili sunduğu teklifin önemli bir kısmının 16 Nisan'da yapılan değişiklikle değerlendirildiğini belirtti.

Konuşmalarda yeni bir TBMM İçtüzüğü ihtiyacının dile getirildiğini anımsatan Şentop, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin, yeni baştan sisteme uygun bir içtüzük hazırlaması gerekiyor. İçtüzüğün, büyük ölçüde bir mutabakatla hazırlanması gerekir diye düşünüyoruz. Meclis açıldıktan sonra ilk teklif olarak verilen ve şu anda kanunlaşan İçtüzük değişikliği sadece Anayasaya uyumla ilgili teknik düzenlemeler içeren bir metindi. Dolayısıyla yeni sisteme aykırı olan hususlar büyük ölçüde temizlenmiş, sistemin getirdiği bazı vazgeçilmez unsurlarda yine mutabakatla sağlanmıştır. Yeni bir İçtüzük konusunda bütün siyasi partilerin katılacağı çalışmanın yapılması gerektiğini ben de düşünüyorum."

Meclis personelinin ücret farklılıklarına ilişkin soruları yanıtlayan Şentop, "Statü farklılığına tabi olarak ortaya çıkan ücret dengesizlikleri, Mecliste olduğu gibi diğer kamu kurumlarında da mevcuttur. Dolayısıyla Mecliste statü farklılığından kaynaklanan bir ücret dengesizliğinin tüm kamu personeli sisteminde yapılacak genel düzenlemelerle çözümlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir." dedi.

Yardımcı hizmetler sınıfından genel idare hizmetleri sınıfına geçmek isteyen Meclis personelinin durumunun anımsatılması üzerine Şentop, Mecliste yardımcı hizmetler sınıfında 279 personelin bulunduğunu, bu personelin, genel idare hizmetleri sınıfına atanabilmesi için görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğine göre yapılacak sınavda başarılı olması gerektiğini ve 2018 yılı kasım ayı içerisinde sınav yapılabilmesi için ilana çıkılacağını söyledi.

Meclis araştırma önergeleri ve soru önergelerinin iade edilmesine ilişkin soruyu hatırlatan Şentop, iade edilen araştırma ve soru önergelerinde kullanılan sözlerden bazı örnekler verdi. Şentop, "Başkanlığa sunulan önergeler, Anayasa ve İçtüzükte öngörülen emredici hükümlere uygunluk bakımından başkanlık tarafından yapılan değerlendirme sonucu işleme alınmakta veya sahibine iade edilmektedir." diye konuştu.

- Külliye tartışması

Meclise, "Meclis Külliyesi" denilmesine ilişkin eleştirileri yanıtlayan Şentop, konuya ilişkin bir kitap göstererek, Mimar Clemens Holzmeister ile beraber Meclisin mimarı olan Ziya Payzın'ın, buradaki yapı topluluğunu "Kemal Paşa Külliyesi" diye ifade ettiğini söyledi.

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın, "Külliye ne demek?" sorusu üzerine Şentop, "Külliye, belli bir amaca tahsis edilmiş birden fazla yapılardan oluşan bir yapı topluluğudur." yanıtını verdi.

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı ise "Buranın adı Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Külliye diye yeni bir tabir çıkarılması uygun değil." görüşünü dile getirdi.

Mustafa Şentop, "Türkiye Büyük Millet Meclisi şu an icinde bulunduğumuz bina. Fakat burada daha önce halkla ilişkiler binası diye bir şey vardı. Şimdi başka bir bina daha var. Arka tarafta çiçek üretilen bir bölge var. Meclisin bütününü kastediyoruz. Şu anda TBMM binasının da bulunduğu bir alanı kastediyoruz. Bunun için bir ifade kullanmamız lazım. Külliye zaten her şeyi, tamamı anlamına gelen kapsayıcı bir ifadedir." dedi.

Meclis Başkanvekili Şentop'un konuşmasının devamında da külliye ifadesini kullanması üzerine CHP milletvekilleri, "Külliye değil Türkiye Büyük Millet Meclisi" diyerek tepki gösterdi.

Bunun üzerine Şentop, "Benim ne söyleyeceğime siz mi karar vereceksiniz?" diye konuştu.

Şentop, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Meclisin zarar gören yerlerinde yapılan tadilatları anlattı.

Komisyon Başkanı, AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç ise milletvekillerini sık sık uyararak, Şentop'un konuşmasının kesilmemesini istedi.

Meclis yerleşkesinde bulunan caminin durumuna ilişkin bir soruyu yanıtlayan Şentop, caminin yıkımı konusunda herhangi bir kararın olmadığını ve caminin ibadete açık olduğunu söyledi.

Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş ise 156'ncı yılını kutlayan Sayıştayın köklü geleneklere sahip devlet kurumlarından olduğunu belirtti.

"Sayıştay denetim raporlarında ortaya konulan hususların ciddi ve önemli hususlar olmadığı" yönünde değerlendirmeler yapıldığını hatırlatan Baş, "Bunlar denetim ve finans diliyle denetim standartlarında bahsedilen dille yazılan raporlar ancak biz bu raporları mümkün mertebe basitleştirmeye çalışıyoruz. Sayıştay denetim raporları, uluslararası denetim standartları uyarınca düzenleniyor." değerlendirmesinde bulundu.

Sayıştay denetçilerinin, 2018 yılı denetimlerini sürdürdüğünü söyleyen Baş, şöyle devam etti:

"2018 yılına ilişkin bulguları kamu idaresinin üst yönetimine sunuyoruz. Bu yıl 620 civarında rapor yazıyoruz. 620 civarında kurumda, bağlı idarede, büyükşehir belediyesinde denetim yapıyoruz. Bu yıl genel bütçede, Meclise gönderilen rapor sayımız 179. Bunlar merkezi idare kapsamındaki kurumlar. 44 tane de genel bütçe dediğimiz daha dar çerçevedeki kurumun denetim raporları var. Diğerleri özel bütçe ve düzenleyici denetleyici raporlar. Hepsinin raporları Meclise geliyor. Sayıştayın bütün süreçleri, bütün raporlarımız web sitemizde yer alıyor."

- "Bize herhangi bir şikayet gelmeyince işlem yapamıyoruz"

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Karşılaştığımızda, bulunduğumuz ortamlarda bize hep sözlü olarak şikayetlerde bulunuyor, ardından basına yansıyan olaylarda olaya resen müdahale etmemiz isteniyor. Halbuki yasada sınırlandırılmış bu. Anayasada da yazılı, 6328 sayılı Kanun'da da var. Kamu Denetçiliği Kurumu'nda şikayet üzerine işlem yapılıyor." dedi.

KDK'ye herhangi bir şikayet gelmeden işlem yapamadıklarını vurgulayan Malkoç, milletvekillerine, kendilerine gelen şikayetleri KDK'ye yönlendirmeleri tavsiyesinde bulundu.

Kendilerine yapılan eleştirilerden birinin, "KDK'nin daha aktif olması ve tanınırlığının artırılması"na ilişkin olduğuna dikkati çeken Malkoç, "İsveç'te 1806'da Anayasaya giren yani 200 yılı aşkın bir kurum. Türkiye'de bu kurumun faaliyetleri henüz daha 5 yıllık. Buna rağmen 2017'de tanınırlık oranı yüzde 20'ydi, yapılan çalışmalarla şu anda bu oran yüzde 35'e çıktı." ifadelerini kullandı.

Kamu Denetçiliği Kurumu'nun daha görünür ve tanınır olması. KDK'nin tanınırlığı yüzde 27'den yüzde 35'e çıktı.

Komisyonda, daha sonra TBMM Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ile Sayıştayın bütçeleri kabul edildi.

En Çok Aranan Haberler