İSTANBUL (AA) - Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, "Günümüzde sosyal hareketlerin mihenk taşı olan sosyal medyanın etkili kullanıldığında ülkelerin kaderleri üzerinde ne kadar etkili olabileceğini hepimiz yakın tarihte gördük. Burada üzerimize düşen sorumluluk, ilgili mecraları itidalli fakat etkin kullanmak ve en önemlisi de sosyal medyaya fazla odaklanıp gerçeği, gerçekliği gözden kaçırmamak. Küresel dönüşümü iyi okuyup sorunlara karşı çözüm üreterek sorumluluk almalıyız." dedi.
KADEM Gençlik Komisyonu 3. Uluslararası Öğrenci Gençlik Çalıştayı, Hilton Garden Inn Hotel'de başladı.
KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada, KADEM'in kurulduğu günden bu yana çok farklı alanlarda etkili çalışmalar yaptıklarını belirterek, çok önem verdikleri gençlerin ise, bu ve benzeri platformlarda aktif olarak yer alarak, geleceği şekillendirecek potansiyellerini ortaya çıkarmalarını hedeflediklerini söyledi.
Bayraktar, iki günlük çalıştayın en önemli amacının ise küresel dünyada dönüşüm kavramını gençlerin gözünden ele alıp derinlemesine tartışabilmek olduğunu ifade ederek, "Bu kapsamda çalıştay süresince dijital çağ, liderlik, sosyal medya, medeniyet, sosyal hareketler, girişimcilik, küresel kriz gibi pek çok konuyu genç bakışı ve vizyonu ile ele alacaksınız.
Bu platform, hem farklı memleketlerden ve kültürlerden gençlerin tanışıp kaynaşmasına hem de günümüz dünyasının önemli kavramlarını beraberce tartışmasına, fikirlerini özgürce paylaşmasına vesile olacak. Umuyorum ki bu birliktelik, sürdürülebilir bir iletişimin nüvesini oluşturur ve yeni bir geleceğin başlangıcı olur." diye konuştu.
Sümeyye Erdoğan Bayraktar, farklı kültürel varoluşlara rağmen, küresel dönüşümün herkesi ortak bir paydada birleştirdiğini vurguladı.
Dijitalleşme ile birlikte dönüşen iletişim kanalları, sosyal medya araçları sayesinde, dünya üzerindeki herhangi bir yerde yaşanan en ufak bir gelişmenin, anında tüm dünyada yankı bulabildiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
"Dijital çağın haberleşme alanında getirdiği özgürlük alanı kimi zaman dünyadaki haksızlıklara karşı sesimizi duyurmak için bir fırsat, kimi zaman da tam tersine haksızlıkların zeminini oluşturmak için kullanılan bir silah olabiliyor.
Günümüzde sosyal hareketlerin mihenk taşı olan sosyal medyanın, etkili kullanıldığında ülkelerin kaderleri üzerinde ne kadar etkili olabileceğini hepimiz yakın tarihte gördük. Burada üzerimize düşen sorumluluk, ilgili mecraları itidalli fakat etkin kullanmak ve en önemlisi de sosyal medyaya fazla odaklanıp gerçeği, gerçekliği gözden kaçırmamak.
Küresel dönüşümü iyi okuyup sorunlara karşı çözüm üreterek sorumluluk almalıyız. Sizlere baktığımda da, yaşadığımız dünyanın nesnesi değil öznesi olma heyecanını ve geleceğin umudunu görüyorum.
Bu heyecanla çalışırken dönüşümün bizi nereye götürdüğünü iyi okumalıyız."
"Dönüşüm, tamamen doğal bir şekilde kendiliğinden mi gelişiyor, yoksa bir üst aklın elinde organize bir şekilde mi gerçekleşiyor?" sorusunu soran Bayraktar, "Eğer ikinci seçenekse, üst aklın amacı nedir, neye oynuyor? Dönüşüm hür irademizi güçlendiriyor mu, yoksa özgürlük, insan hakkı diye bağırırken irademiz maniple edilip kontrol altına mı alınıyor?" ifadelerini kullandı.
Sümeyye Erdoğan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Tüm kimlik bilgilerimiz, gündelik hayatımızda attığımız adımlar bir şekilde izlenebilir haldeyken ve hatta özel hayatımızı kendi irademizle dünyaya afişe etmekten hoşlanır hale getirildiysek, beden ve ruh sağlığımız asırların birikiminden koparılıp kar amacıyla çalışan ilaç sanayi ve lobisinin insafına terk edilmiş, sağlığımız için bu sisteme bağımlı kılınmışken, algımız, düşüncelerimiz, üretim ve tüketim alışkanlıklarımız popüler kültür araçlarının medyanın, modanın kapitalist bombardımanı altındayken
gerçek özgürlük ne kadar mümkün? Böyle bir dönüşüm bizi nereye götürür?
21 yaşında İstanbul'u fetheden bir komutanın nesli olarak bizler, yaşadığımız dünyanın devasa sorunlarına ancak inancımızdan, kültürümüzden ve birliğimizden aldığımız güçle, hür düşüncelerimiz, hür irademizle çözüm üretebiliriz."
İnsan iradesinin kendi kontrolünde olmadığı müddetçe sorunlara ilişkin çözüm geliştirmek için gerekli öz güvene ve cesarete sahip olunamayacağının altını çizen Bayraktar, sözlerini, "Tam da bu noktada bizleri varoluşumuzu keşfetmekten alıkoyan, kültürümüze yabancılaştıran, kendi gündemimize ilişkin cümleler kurmaktan alıkoyan dijital veya gerçek her türlü popüler kültür bağımlılığından kendimizi kurtarmalıyız.
Modern dünyanın meydan okumalarına karşı biz de kendi sözümüzü söylemek, değerlerimizi koruyarak kendi cevabımızı ve duruşumuzu keşfetmek durumundayız.
Arkadaşlar, gelecek bizim elimizde, sizler bu çalışmalarınızla geleceğe dair umudu artırıyorsunuz. Bizler de KADEM olarak söz veriyoruz ki, sizin heyecanınızı diri tutmak, bu enerjiyi toplumsal faydaya dönüştürmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz." şeklinde tamamladı.
- "Çalıştayın teması olan dönüşüm başlığı oldukça anlamlı"
KADEM Genel Başkanı Sare Aydın Yılmaz da, bu yıl 3.'sü gerçekleştirilen çalıştayın teması olan dönüşüm başlığının önemine işaret ederek, "Küreselleşen, değişen ve tüm hızıyla dönüşen bir dünyada, yolumuzu bulmak, dünyayı tanımlamak ve tanımak oldukça önemli. Çalıştayın konularını oluşturan, dijital çağ, liderlik, sosyal medya, medeniyet, sosyal hareketler, girişimcilik, küresel kriz gibi kavramlar, günümüz dünyasının alfabesini oluşturan anahtar kavramlar." dedi.
Çalıştayda, gençliği ve dinamizmini gördüklerini dile getiren Yılmaz, Türkiye'nin başarısı ve ilerlemesinin genç neslin kararlılığına ve dönüştürücü gücüne bağlı olduğunu söyledi.
Son yıllarda atılan adımlarla, yürütülen politikalarla, gençlerin gücüne ve enerjisine ne kadar güvenildiğini gördüklerine dikkati çeken Yılmaz, 24 Haziran’da ülkenin bugününü ve geleceğini etkileyecek önemli bir seçim olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gençleri her zaman desteklediğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Gençliğin çok büyük bir gücü var. Bakın 24 Haziran'da Türkiye'de 7 milyona yakın genç oy kullanacak. Uluslarararası öğrencilerimiz sizler, Türkiye'nin nasıl bir süreçte olduğunu da biliyorsunuz. 24 Haziran'da bir seçim yaşayacağız. Türkiye'de yaklaşık 7 milyona yakın genç var. Türkiye her zaman olduğu gibi kendisini takip eden ülkelere ve genç kuşaklara öncü olmayı bir görev bilmiştir. Bu görevi, sadece kendimize hizmet için değil, bizden umut bekleyen coğrafyalara da hizmet etmek için yapıyoruz. O yüzden bugün Türkiye'de 18 yaş seçme ve seçilme hakkı. Yani 18 yaşındaki bir gence, ülkeyi emanet edebilirsiniz. Muazzam bir politika değil mi?"
İki gün sürecek çalıştaya, 18-25 yaş arası 100 üniversite öğrencisi katılıyor. Katılımcı gençler, iki gün boyunca girişimcilik, liderlik, ütopya, sosyal medya, sosyal hareketler, küresel kriz, medeniyet ve semboller konu başlıkları altında gruplara ayrılarak çalışacak.