LEFKOŞA (İHA) - Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Avrupa Birliği'nden (AB), "Kıbrıs meselesi nedir?" diye soracak, meseleye teşhis koyacak bir heyeti Kıbrıs'a göndermesini ve bu heyetin taraflara eşit muamele ederek iki eski ortağı dinlemesini istedi.
İki ayrı devletin yetkilerinden bir şeyler vermesiyle bir ortaklık kurulması için çalıştıklarını kaydeden Denktaş, Güvenlik Konseyi'nin hala her şeyi 1963'te verdiği temel yanlış karar üzerine bina etmeye çalıştığı için Rum'un bundan azami şekilde istifade ettiğini ve Kıbrıs Türklerini hala kendinin addettiği bir bina içinde "Hisse vereceğim" diye davet ettiğini, bunun da yürümediğini söyledi.
Denktaş, davanın devletin kurulmasıyla kazanıldığını kaydederek, "O günden bugüne bizim müdafaamız, bu devleti kaybetmemek içindir. Altımızdan devleti çekip almak istiyorlar. Türkiye'nin Kıbrıs'la olan ahdi ve doğal ilişkilerini kesip atmak istiyorlar" dedi.
Yıl sonuna kadar ABD veya BM tarafından masaya bir plan konulacağı endişeleri bulunduğuna işaret eden Denktaş, "hürriyete, devlete, egemenliğe, haklara riayet eden bir plan değilse, Türkiye'nin haklarını silip süpürüyorsa" buna evet deme mecburiyeti olmadığını vurguladı.
YARGITAY HEYETİ CUMHURBAŞKANLIĞI'NDAN Cumhurbaşkanı Denktaş, bugün Adli Yıl'ın açılış törenine katılmak üzere KKTC'de bulunan Türkiye Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya başkanlığındaki heyeti kabul etti. Kabul sırasında Kıbrıs sorunu ve nasıl bir çözümü savunduğu hakkında görüşlerini açıklayan Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, meslektaşlarına brifing verdi.
Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya başkanlığındaki heyette Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 1. Başkan Vekili İhsan Demirkıran, Yargıtay Üyesi, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Ergül Güryel ve Genel Sekreter Erdal Gökçen yer alıyor. Cumhurbaşkanı'nın heyeti kabulünde Yüksek Mahkeme Başkanı Taner Erginel de hazır bulundu.
"DENEYİM VE MAHARETİNİZ TEMİNAT" Türkiye Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, Kıbrıs'ın ve yargısının kendileri için çok büyük önem taşıdığını belirterek, bu nedenle Türk yargısının en üst düzeyde bir heyetle KKTC'de bulunduğunu söyledi ve yargıya başarı diledi.
Özkaya, Cumhurbaşkanı Denktaş'a barış görüşmelerinde başarılar dileyerek, "Zat-ı alinizin engin deneyimleri, diplomasideki mahareti barış görüşmelerinin tatminkar sonuca ulaşmasında bizler için büyük bir teminattır" diye konuştu.
"DAVAYI DEVLETİ KURMAKLA KAZANDIK"
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, heyetin önemli bir günde KKTC'de olmasının güç verdiğini belirterek, duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Özkaya'nın şahsıyla ilgili sözlerine teşekkür eden Denktaş, hem şaka, hem ciddi olarak "Seni dava avukatı yaptık, kaç senedir bu davayı kazanmıyorsun" diyenler bulunduğuna dikkat çekti ve şöyle konuştu:
"Bunları söyleyenler davayı devletimizi kurmakla kazandığımızı idrak edemiyorlar. O günden bugüne bizim müdafaamız, bu devleti kaybetmemek içindir. Altımızdan devleti çekip almak istiyorlar. Türkiye'nin Kıbrıs'la olan ahdi ve doğal ilişkilerini kesip atmak istiyorlar. Büyük bir mücadele veriyorlar. Eğer dünyada adalet olmuş olsaydı, eğer Güvenlik Konseyi günün koşullarına göre karar vereceğine, 'Kıbrıs meselesi nedir, Kıbrıs meselesinde anlaşmalar nelerdir, Kıbrıs Türklerinin hakkı nedir' diye sorsaydı 1963'te, eli kanlı Makarios'a, 16 günlük bebekleri toplu mezarlara sokan Makarios'a 'meşru cumhurbaşkanı' ve ortaklık cumhuriyetini yıktığı halde yüzde yüz Rumlardan oluşan idareye de 'meşru Kıbrıs hükümetidir' demez ve 40 yıldır Kıbrıs Türkü'ne bu haksızlığı reva görmezdi."
MİLOSEVİÇ-KLERİDES Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, BM'nin kuruluşundan büyük beklentileri olan dünyanın bu beklentilerinin de boşa çıktığını anlatarak, bugün Miloseviç'i mahkemeye verenlere "Miloseviç, Makarios'un yaptıklarından daha fazlasını mı yaptı?" diye sordu.
Kıbrıs'ın nüfusuna bakılırsa Makarios'un soykırımın alasını yaptığını ve haksızlığın, adaletsizliğin üzerine "Kıbrıs Cumhuriyeti benim" diye oturduğunu kaydeden Denktaş, dünyanın da bunu alkışladığını ve bugüne kadar "şu Kıbrıs meselesi nedir" diye bakmadığını söyledi.
Denktaş, Rumlara göre Kıbrıs meselesinin 1974'te Türkiye'nin gelmesiyle başladığını, "istila" ve "göçmenlerinin geri gitmesi" sorunu olduğunu belirterek, kimsenin bunun böyle olmadığını anlatmamasını eleştirdi.
HİSSEDAR HAKLAR DEĞİL TAPU Bulunacak çözümde Kıbrıs Türklerine "hissedar haklar" verilmek istendiğine işaret eden Denktaş, buna karşı olduklarını ve bir daha yırtılıp atılmaması için bu sefer kurdukları devletin tapusuyla ortak olmak istediklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, büyük bahtsızlığının 40-50 yıldır her gün Rum basınını okumakla işe başlamak olduğunu ifade ederek, Rumların ne zehir döktüklerini, Türkleri nasıl gördüklerini, ne istediklerini görerek kendi müdafaalarını yürüttüklerini söyledi.
Denktaş, Rumlar kendilerini "bütün Kıbrıs'ın hükümeti" gördüğü, AB de "anlaşma olsa da olmasa da seni üye yapacağım" dediği sürece, Kıbrıs Türklerini yeni bir ortaklıkta eşit haklarla kurucu ortak yapma niyetleri ve ihtiyaçları olmadığını anlattı.
Barış olması için her şeyi denediklerini, yıllardır önlerine çıkan her fırsatı değerlendirdiklerini ancak geri tepenin Rum tarafı olduğunu ifade eden Denktaş, Rumların "bizi tanımıyor", "azınlık", "bakın neler istiyor" diyerek Kıbrıs Türklerini suçlu gösterdiğini belirtti.
"AB HEYET GÖNDERSİN" Cumhurbaşkanı Denktaş, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla önümüz bir türlü açılmıyor. AB'den devamlı ricada bulunuyoruz. 'Kıbrıs meselesi nedir' diye soran, araştıran, meseleye teşhis koyacak bir heyet gönderin. Klerides'le bizi karşınıza alın. Belgelerle karşınıza oturalım. Ama içeriye girerken nasıl ki bir hakim davalı ve davacıya eşit muamele eder, heyet de bize eşit muamele etsin. Bir tarafın 'hükümeti temsilen' geldiğini unutsun, iki eski ortağı dinlesin.. Ortaklık niçin bozuldu, kim haklıdır, nasıl yeniden kurulabilir buna teşhis koysun.
Rum diyor ki '1974'te başladı, işgaldir, göçmenlerin geri gitmesidir'. Biz diyoruz '1963'te başladı, işte belgesi. Ortaklığın yıkılmasıdır.'
Yeni bir ortaklık kurulacaksa, anlaşma yaptık Makarios'la iki ayrı coğrafyada olacak bu iş artık. O iki ayrı coğrafyada iki taraf kendi kendini idare edecek, merkezde birleşecek. Bu iki coğrafya zaman içinde iki devlete dönüştü. Çünkü Rumlar gelmedi, uzlaşmadı.
Şimdi diyoruz ki 'iki devlet kendi yetkilerinden ortaya birşeyler versin, bir ortak kuruluş yapalım. Herkes geriye kalan egemenlik haklarıyla kendi kendini idare etsin, İsviçre'de olduğu gibi, kantonlarda olduğu gibi, egemen haklarla var olalım ki yeniden yırtıp attığınızda 'bu benim iç meselemdir' diyemeyesin'. Bunu istiyoruz."
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, zor bir durumdan geçildiğini ifade ederek; Güvenlik Konseyi hala 1963'te verdiği temel yanlış karar üzerine her şeyi bina etmeye çalıştığı için Rum'un bundan azami şekilde istifade ettiğini ve Kıbrıs Türklerini hala kendinin addettiği bir bina içinde "hisse vereceğim" diye davet ettiğini, bunun da yürümediğini anlattı.
Denktaş, yüz yüze görüşmelerden sonra her seferinde görüşmelerin devam edeceğini söylediğini, Paris dönüşü söylediklerinden ise çok olumlu hava çıkarıldığını kaydederek, "Ben şunu söylemiştim: Memnun oldum çünkü Genel Sekreter'le yaptığım görüşmede birçok şeyi bilmediğini gördüm, kendisine her şeyi belgelerle ortaya koyma fırsatını buldum ve bu toplantıda da Klerides bir ortamda, benim önümde 'Ben Türklerin hükümeti olmadığımı biliyorum, olmak niyetim de yoktur' diyebilmiştir. Bunu daha evvel de Holbrooke'a ve bana söylemişti, şimdi teyit etmiştir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Rauf Dentkaş, artık herkesin Klerides'e "Kıbrıs Türklerinin hükümeti değilsen, bunca zamandır bu Türklerin de adına sen memleketi AB'ye nasıl sokarsın, nasıl götürürsün, nasıl sürüklersin? AB de Türkler ne derse desin, Kıbrıs en iyi adaydır nasıl der?'" diye sorması gerektiğini ifade etti.
PLAN KORKUSU Paris sonrası beyanatlarının "mesele halledildi, hallediliyor" diye yorumlandığını kaydeden Denktaş, şimdi herkeste sene sonuna kadar ABD, BM veya ikisinin birden önlerine plan koyacağı korkusu bulunduğunu söyledi.
Denktaş, "hürriyete, devlete, egemenliğe, haklara riayet eden bir plan değilse, Türkiye'nin haklarını silip süpürüyorsa" buna evet deme mecburiyeti olmadığını vurguladı.
Daha önce de çeşitli tarihlerde ortaya planlar konulduğunu, bunların taraflardan birince reddedildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Denktaş, "Dolayısıyla bizim ümit ettiğimiz, bu görüşmelerde büyük bir netlikle ortaya koyduğumuz, savunduğumuz ilkeleri kaale alırlar ve artık Rumlara 'şu Kıbrıs'ın tümünün hükümetiyim demekten vazgeçtiğinizi açıkça dünyaya söyleyin' derler ve dünya da biz de rahat ederiz. Uzlaşmanın yolu da açılmış olur" dedi.