LEFKOŞA (İHA) - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Mehmet Ali Talat, Türkiye'ye Avrupa Birliği (AB) için tarih verilecekse, bunun sebebinin adada yapılan referandumda Kıbrıs Türk halkının "evet" demesi ve Kıbrıs sorununun Türkiye'nin önünden kalkmış olması olduğunu vurguladı.
Başbakan Mehmet Ali Talat, dün akşam Türkiye'deki Haber Türk kanalı ile Bayrak Radyo Televizyon Kurumu'nun ortak yayınına konuk oldu. Başbakan Talat, "Basın Kulübü" adlı programda gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Başbakan Talat, "Rum Yönetimi'nin Gümrük Birliği'ne dahil edilmesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye tarafından yalnız mı bırakıldı?" sorusu üzerine, bunun önceden belli olduğunu ve daha önce katıldığı birçok programda da bu konuyu dile getirdiğini belirterek, kendisi için bir sürpriz olmadığını söyledi. Kıbrıs sorununun çözümlenmemesi durumunda Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni Gümrük Birliği'ne dahil edeceğinin önceden belli olduğunu ifade eden Başbakan Talat, bunun sorumluluğunun "yıllardır çözüm vizyonunu taşımayan ve bu yönde politikalar yürütenlere ait" olduğunu kaydetti. Talat, her şeyin zamanında yapılması gerektiğini, zamanında yapılmamış, kaçırılmış adımların başarının önündeki engel olduğunu belirterek, "1999 yılındaki Helsinki Zirvesi'nden 2002 yılına kadar Kıbrıs sorunu çözümlenmiş olmalıydı" dedi.
2002 yılında Kopenhag zirvesinde Türkiye'ye AB üyeliği için adaylık verildiğini, aynı yıl adada taraflara sunulan Annan Planı'nın ise Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş tarafından reddedildiğini söyleyen Başbakan Talat, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Tasos Papadopulos'un ise Kıbrıs'ın 1 Mayıs 2004 yılında Avrupa Birliği'ne üye olması için 16 Nisan 2003'te Avrupa Birliği'ne katılım anlaşmasını imzaladığını hatırlattı. Başbakan Talat, Türkiye'nin Kıbrıs sorununda her şeyin farkında olduğunu ve ona göre politika yürüttüğünü anlatarak, kendi hükümetinin iş başına gelmesiyle Kıbrıs sorununun referanduma taşındığını kaydetti. Hükümetinin, adada yapılacak referandumda Rum tarafının "evet" diyeceğini düşünerek politika yürüttüğünü de ifade eden Talat, referandumda Türk tarafının "evet", Rum tarafının ise "hayır" demesinin Kuzey Kıbrıs ve Türkiye'deki hükümetin sorunu olmadığını söyledi.
Başbakan Talat, Türkiye'ye Avrupa Birliği için tarih verilecekse, bunun sebebinin adada yapılan referandumda Kıbrıs Türk halkının "evet" demesi ve Kıbrıs sorununun Türkiye'nin önünden kalkması olduğunu da vurguladı. Başbakan Talat, "Bundan sonra kim nasıl bir politika yürütecek?" sorusu üzerine ise, eski politikaların öldüğünü, bundan önce Kıbrıs'ta çözüm karşıtı olan ve Avrupa Birliği kavgası eden eski politikaların gömüldüğünü söyledi. Kıbrıs Türk halkının "eveti" ile dünyaya çözüm istediğini gösterdiğine, dünya tarafından sempati kazandığına işaret eden Talat, bundan sonra da adada çözüm vizyonunu koruyarak Kıbrıs Türk halkının aleyhine alınmış tüm dengelerin bozulması için mücadele verileceğini vurguladı. Başbakan Talat, "Kıbrıs Türk halkının referandumda 'evet' demesi durumunda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne uygulanan izolasyonlara son verileceğini söylediniz. Şimdi ise bu konuda önceki hükümetleri eleştiriyorsunuz. Burada bir dengesizlik yok mu?" şeklindeki soruya karşılık, kendisinin referandumdan önce Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonların kalkacağını söylemediğini, sadece adada çözüm olursa Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonların kalkacağını söylediğini kaydetti.
Referandumda hükümetin yürüttüğü kampanya sırasında Rum tarafının "hayır" diyeceğini son ana kadar beklemediğini anlatan Başbakan Talat, 1 Mayıs'ta "Kıbrıs'ın" Avrupa Birliği'ne girmesi durumunda Kıbrıs Türk halkının yama olacağını söylediğini hatırlattı. "Hükümetsiniz neden siz düzeltmiyorsunuz?" sorusuna karşılık ise Başbakan Mehmet Ali Talat, geçmiş hükümetlerin Kıbrıs Türkünü 40 yılda dünyada tecrit edilmiş bir toplum haline getirdiklerini belirterek, "40 yılda yıktıklarını bana '5 ayda yap' diyorsunuz. Yapamam. İnsanüstü bir iş yapamam" dedi.
40 yılda ne egemenlik ne de tanınmışlık politikasının geliştirildiğini belirten Başbakan Talat, Kıbrıs'ta 1999 yılına kadar, var olan durumu sürdürerek statükoyu kalıcılaştırıp yasallaştırma düşüncesi taşındığını söyledi. Türkiye'yle birlikte yeni bir hareket stratejisi çalışmaları yaptıklarına da değinen Başbakan Talat, Avrupa Birliği ülkelerinin hukuka ve anlaşmalara bağlı olduğunu hatırlatarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılmasıyla ilgili bir karar alması durumunda, Avrupa Birliği ülkelerinin Kıbrıslı Türklerle temasının hukuka bağlanacağını kaydetti. Başbakan Talat, mali tüzüğün, doğrudan ticaret tüzüğünden ayrılmaması gerektiğine de işaret ederek, "Doğrudan ticaret Türkiye'nin önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği doğrultusunda atacağı adımlarda değerlendirmesi gereken bir husustur. Çünkü Türkiye, 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Gümrük Birliği'ne aldı, ama her şey bitmedi. Hala Türkiye limanlarına Kıbrıs Cumhuriyeti bandıralı gemiler giremez. Boykot var" diye konuştu.
Türkiye Güney Kıbrıs ile Gümrük Birliği'ne girdi diye ekonominin merkezinin Kuzey'den Güney'e ancak hiçbir tedbir alınmazsa kayabileceğini anlatan Başbakan Talat, "Bu durumun bizi olumsuz etkileyeceğini biliyoruz. Dolayısıyla gerekli tedbirleri alacağız" dedi.
Başbakan Talat, Yeşil Hat Tüzüğü'nün genişletilmesiyle ilgili Rum tarafının önerilerine karşı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin sunduğu öneriler arasında Türkiye'den ithalatın da Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında Güney'de uygulanması konusunun bulunduğunu belirterek, Güney ile Türkiye arasındaki Gümrük Birliği'nden sonra bunun önemli bir tartışma konusu olacağını söyledi. Türkiye'nin büyük sıkıntılarla Güney ile Gümrük Birliği kararı aldığını kaydeden Başbakan Talat, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın kararı açıklamadan önce, niye ve hangi koşullarda Gümrük Birliği'ni gerçekleştirecekleri konusunda kendisiyle istişarelerde bulunduğunu söyledi.
İslam Konferansı Örgütü - Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Ortak Formu'nun iptal edilmesini de değerlendiren Başbakan Talat, "Bizim İslam Konferansı Örgütü'nde 'Kıbrıs Türk Devleti' olarak anılmamızın abartılmadığını ısrarla söylemek istiyorum. Serdar Denktaş da, ben de bunun tanınma olmadığını, yeni bir devlet ilanı da olmadığını, bunun olumlu bir karar olduğunu, bunun aslında 'evet' dememizin alkışlanması olduğunu söyledik" dedi.
Başbakan Talat, ortak konferansın iptal edilmesinin esas nedeninin aslında Rum tarafının ortaya koyduğu çok büyük yaygara olduğunu kaydederek, bunun yeni bir şey olmadığını söyledi. Hollanda'nın bu konuda Rum tarafının büyük çığırtkanlığı ve baskısı nedeniyle tavır koyduğunu ifade eden Başbakan Talat, "Bizim yanlış politikalarımız sayesinde Rum tarafı diğer ülkelerle eşit olarak orada oturuyor. Rumlar, Avrupa Konseyi üyesidir. Bütün kurumlarında da vardır. Tabii ki törenle 16 Nisan 2003'te Rum tarafını Avrupa Birliği'ne sokan herhalde ben değildim" diye konuştu.