"Adalet Bakanlığı kaotik ortamlar yaratıyor"
ANKARA (ANKA)- Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 100 idari hakim adayı alımına ilişkin Adalet Bakanlığı'nın yaptığı mülakatın yönetmelik ve yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle verdiği yürütmeyi durdurma kararına Bakanlığın uymamasına tepkiler sürüyor. Konuyu Meclis gündemine taşıyan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Bakanlığı "kaotik ortamların doğmasına yol açmak"la suçladı.
Atilla Kart, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde, Adalet Bakanlığı'nın 100 idari hakim adayı alımıyla ilgili mülakatlarını sordu. Kart, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun verdiği kararın kesin hükmünde olduğuna işaret ederek, yürütmeyi durdurma kararına yasa gereği hemen uyulması gerektiğine dikkat çekti. Bakanlığı'nın Danıştay kararına rağmen mülakatlara devam ettiğini belirten Kart, "Üzücü, düşündürücü, ibret ve kaygı verici olan husus, varlık sebebi hukuku ve yargı kararlarının uygulanmasını sağlamak olan Adalet Bakanlığı, geldiğimiz aşamada yargıyı ve hukuku sabote etmekte, yeni kaotik ortamların doğmasına yol açmaktadır" dedi.
Bürokraside olduğu gibi yargıda da kadrolaşma hedefleniyor
Atilla Kart, "Bürokraside olduğu gibi yargıda da her ne pahasına olursa olsun gözü dönmüş bir şekilde kadrolaşmayı hedef alan bir siyasi anlayış ve kadroyla karşı karşıya olduğumuz gerçeği bir kez daha ortaya çıkmıştır" diyerek, şu soruların yanıtlanmasını istedi:
"-Yasa ve Anayasa'nın amir hükümlerine rağmen, kesin nitelikte olan bu yargı kararı neden uygulanmamaktadır? Bu kararın uygulanmaması sonucunda 482 yargıç adayının, istikbale yönelik olarak ve mesleki konumlarında uğrayacakları mağduriyetler ve bu durumun yargıda yaratacağı kaotik ihtilaflar ve süreçlerin yaratacağı tahribatlar nasıl önlenecektir? Bu tahribatların önemsenmemesi aynı zamanda sorumluluk ve keyfilik anlamına gelmez mi?
-Böyle bir sürecin sonunda nihai olarak, hem siyasi kadroların ve hem de bürokrasi kademelerinin cezai ve hukuki anlamda kişisel sorumluluklarının doğacağı da göz önüne alındığında bu hukuk tanımaz uygulamalar bundan böyle de sürdürülecek midir?
-Yukarıda anlatımı yapılan süreç, hükümetin bürokrasi yönetiminden sonra yargıda da her ne pahasına olursa olsun kadrolaşmayı göze aldığı anlamına gelmez mi?"
