ANKARA (İHA) - Afetle mücadelede tüm kurumların koordinasyonunu da üstlenen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, yaşanan felaketlerin tabiata ve tümüyle iklim şartlarına ciro edilemeyeceğini belirterek, "Hepimizi üzen olumsuz sonuçlar büyük ölçüde insani zaaflardan ve zafiyetlerden kaynaklanıyor. Kimsenin kendi sorumluluğunu oraya buraya ciro etmeye hakkı yok" dedi. Çiçek, Bayındırlık Bakanlığı'na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı'na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü veBaşbakanlığa bağlı Acil Durum Genel Müdürlüğü'nün 'Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı' adı altında toplanacağını da bildirdi.
Aşırı yağışlar sonucu 8-9 Eylül 2009 tarihlerinde İstanbul ve Trakya'da yaşanan sel felaketi sırasında bakanlık, kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan müdahale çalışmalarının değerlendirilmesi, yapılacak iyileştirme faaliyetlerinin belirlenmesi ve benzer afetlerin tekrar yaşanmaması için alınacak önlemlerin görüşülmesi amacıyla Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlığında bir toplantı yapıldı. Toplantıya, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile ilgili bakanlık müsteşarları, askeri
yetkililer ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleştirilen toplantının basına açık bölümünde bir konuşma yapan Bakan Çiçek, bir ön değerlendirme toplantısı gerçekleştireceklerini vurguladı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm kurum ve kuruluşları aynı tarihte kurulmadığı için aynı görevlerin sorumluluğunu üstlenen birden çok kurum ve kuruluş olduğunu belirten Çiçek, bu kuruluşların kendi imkanları çerçevesinde karşılaştıkları problemleri çözmek noktasında
belli bir çabanın içinde olduklarını söyledi. Ancak zaman içerisinde ihtiyaçlar ve ihtiyaçları karşılama şekilleri değiştiği için bunların artık yetki ve sorumluluklarının tek elde toplanması yönünde bir ihtiyacın doğduğuna işaret eden Çiçek, şunları kaydetti:
"Bu ihtiyaç afetlerde ve acil durum olarak ifade ettiğimiz hepimizi üzen olaylarda çok daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Onun için hükümet olarak bir süre evvel belli ölçülerde aynı alanlarda görev ve sorumluluk taşıyan üç ayrı kuruluşu tek çatı altında toplamak üzere 5902 sayılı yasayı çıkardık. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı diye yeni bir birim kurmuş oluyoruz. Bu yasa 17 Haziran 2009 tarihinde yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Böylece kanunun geçici 2'nci maddesi çerçevesinde Türkiye'deki üç ayrı kuruluş tek çatı altında toplanmış olacak. Tek çatı altında toplanma bir ihtiyaçtan ve yaşanan tecrübelerden kaynaklanmaktadır. Böylece bu yasa tümüyle uygulandığı zaman Bayındırlık Bakanlığımıza bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığımıza bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ve Başbakanlığa bağlı Acil Durum Genel Müdürlüğü birleşiyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı adı altında toplanmış olacak."
Toplantının bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yaptıkları ilk toplantı olduğunu ifade eden Çiçek, toplantıyı erken yapmalarının nedeninin bayram öncesi yaşanan sel felaketi olduğunu söyledi. Çiçek, yaşanan felaketin konunun yeni baştan, yaşanan tecrübelerin ışığında ele alınmasını zorunlu kıldığını belirterek, "Kanundaki teknik hazırlıklar için verilen geçiş süresini daha da öne çekmek suretiyle bu işi yeni baştan değerlendirme konusu yapmak istiyoruz" dedi.
"SIKINTILARI TÜMÜYLE TABİATA VE İKLİM ŞARTLARINA CİRO EDEMEYİZ"
Türkiye'de geçmişte yaşanan ve gelecekte de yaşanma ihtimali olan bu tür felaketler karşısında şimdiden alınabilecek tedbirleri gözden geçirmek gerektiğini ifade eden Çiçek, "Bu üzücü olayların bir kısmı coğrafi şartlardan kaynaklanıyor, bir kısmı iklimden kaynaklanıyor. Ama hiç ihmal etmememiz gereken husus odur ki; hepimizi üzen olumsuz sonuçlar büyük ölçüde insani zaaflardan ve zafiyetlerden kaynaklanıyor. Bunu hiç kimse göz ardı edemez. Sıkıntıları tabiata ve tümüyle de iklim şartlarına ciro
edemeyiz. İnsani zaaflar dediğim zaman bu çok geniş anlıyorum. Bunun içerisinde ihmalimizden tutun, 'nasıl olsa bir şey olmaz, merak etme' gibi anlayıştan tutun, rant hesabına kadar her türlü zaaf. Bunun içerisini herkes kendi anlayışına göre doldurabilir. Yaşadığımız sıkıntıların önemli bir kısmı bu zaaflardan kaynaklanıyor" diye konuştu.
Türkiye'nin bu konularda yeteri kadar acı yaşadığını belirten Çiçek, "Ders almasını bilirsek, yeteri kadar da tecrübemiz vardır. Onun için bugün burada özellikle İstanbul ve Tekirdağ'da yaşanan felaketin de tahrikiyle ilgili kuruluşlarımızla toplantı yapacağız. Orayla ilgili alınmış bir kısım tedbirler var. İlave tedbirler olacaksa, can kayıplarını telafi etme şansımız yok ama onun ötesinde giderebileceğimiz hususlar nelerdir, bunları konuşacağız" dedi.
"KİMSENİN KENDİ SORUMLULUĞUNU ORAYA BURAYA CİRO ETME HAKKI YOK"
İlgili kanunun kendilerine ve kuruluşlara yüklediği önemli görevler olduğunu belirten Çiçek, kısa, orta ve uzun vadeli tedbirleri de bugünden itibaren sadece olaylar olduktan sonra değil, süreklilik arz edecek tarzda, herkesin de sorumluluğunu çok açık ortaya koyacak tarzda belirleyeceklerini söyledi. Çiçek, "Kimsenin kendi sorumluluğunu oraya buraya ciro etmeye hakkı yok. Eğer mevzuatta boşluklarımız varsa bunları da gidereceğiz" şeklinde konuştu.
Öncelikle merkezi idareye bağlı birimlerle ilgili bu toplantıyı yaptıklarını ifade eden Çiçek, daha sonra da mahalli idarelerle, valiliklerle bu toplantıları yapacaklarını söyledi. Çiçek, "Eğer bu yetki ve sorumlulukların belirlenmesi noktasında bir mevzuat değişikliği de gerekiyorsa, mevzuat değişikliğine de gideceğiz, gitmeliyiz. Çünkü bu konu hakikaten hem acılara sebep veriyor hem de önemli kayıpları da beraberinde getiriyor. Onun için bugünkü toplantı bu manada bir ön değerlendirme toplantısıdır" dedi.
Bundan sonra alınacak kararlar ve bu kararların takibinin, hangi işleri hangi kurumların yapacağının çıkarılan yasada düzenlendiğini kaydeden Çiçek, teknik birleştirme çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Bu tür düzenlemelerin bugünden yarına yapılacak işler olmadığını belirten Çiçek, önce acil olan iyileştirme çalışmalarının yapılması gerektiğini, ancak asıl meselenin önceden alınacak tedbirler olduğunu söyledi. Ancak tüm bu çalışmaların kaynak demek olduğuna dikkati çeken Çiçek, tam da bütçenin
TBMM'ye gönderileceği dönemde bu toplantıyı gerçekleştirdiklerini söyledi. Çiçek, "Dolayısıyla her kuruluşun bu kanunun kendilerine ve kendimize yüklediği sorumluluğun idraki içerisinde öncelikleri belirlemeleri gerekecektir. Bunları konuşacağız" diye konuştu.
"İNSANİ ZAAFLARIN BİR KISMI MAHALLİ İDARELERDEN KAYNAKLI"
Bu olaylar yaşanmadan önce genelgelerin ilgili kurumlara gönderildiğine işaret eden Çiçek, "Mevzuatımızda çok fazla bir eksikliğin olduğunu da zannetmiyorum, varsa da düzeltiriz. Ama bütün mesele takipte ve koordinasyondadır. Olayların üzüntüsü, sıkıntısı geçtikten sonra herkes kendi normal hayatına avdet ediyor. Sanki bir daha olmayacakmış gibi bir ihmalin içerisinde oluyoruz. Özellikle mahalli idarelere çok önemli görevler düşüyor. İnsani zaafların bir kısmı belki buralardan kaynaklanıyor. Bunları da iyi görmek gerekir. Bundan sonra kim ne yapacaksa hesabını, kitabını iyi yapması gerekir" şeklinde konuştu.
Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Çiçek, uyarılara karşın halen dere yataklarında yerleşim bulunduğunun hatırlatılması ve bununla ilgili önlemlerin ne olacağının sorulması üzerine, "Bu tür toplantılarda her şeyin reçetesini ilk konuşmada beklersiniz. Benim elimde böyle bir sihirli reçetem yok. Ama neyin neden kaynaklandığını yaşadığımız tecrübelerden biliyoruz. Bunun gereği ne ise, zaten siyasi karar gerekiyorsa bunu biz alacağız. İşin ilmi ve teknik boyutları varsa onu da ilgili
kuruluşlarımız ve kanun çerçevesinde kurulacak kurullar belirleyecek. Onların uygulamasını da hep beraber yapmaya çalışacağız" dedi.
Bir gazetecinin 'Toplantıda sel ve dere yataklarının bir haritasının çıkarılması söz konusu mu?' şeklindeki sorusu üzerine Çiçek, "Teker teker her kuruluşun senelerdir kazandığı tecrübeleri var. Biz bunları bundan sonra daha iyi nasıl koordine edebiliriz, önceliklerimiz neler olmalıdır, bunları bugün değerlendirme konusu yapabiliriz. Yoksa ilk defa yeni bir beyaz sayfa açıyor değiliz. Eksiklikler olmuştur, o eksiklikler de işte yeni kararların alınmasını gerektirecektir" diye konuştu.