HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ahmet Özal'dan şok iddia

Özel otomobiliyle öğle saatlerinde adliyeye gelen Özal, Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali'ye ifade verdi.

Ahmet Özal'dan şok iddia

Merhum 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, babasına yönelik 18 Haziran 1988'de yapılan suikast girişimiyle ilgili iddialarına yönelik açılan soruşturma kapsamında ifade vermek üzere geldiği Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesinden ayrıldı

Yaklaşık 3 saat adliyede kalan Özal, basın mensuplarına yaptığı açıklamanın ardından adliyeden ayrıldı.

Adliye çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özal, hiçbir şeyin artık gizli kalmayacağını belirterek, "Herşeyin ortaya çıkmasının zamanı geldi" dedi.

Ahmet Özal, 1993 yılının mercek alınması gerektiğini söyledi. Dönemin Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in ölümü, 33 erin şehit edilmesi ve Madımak olaylarını hatırlatan Özal, "Babama yapılan suikast ile 1993 yılında yaşanan olaylar arasında bağlantı olabilir" dedi.

Özal, babasının ölümüyle ilgili ilk şüphenin 1998 yılında ortaya çıktığını ifade etti.

Babasının kanının olduğu bir tüpün olduğunu söyleyen hemşireyle görüşmek istediğini belirten Özal, kendisine söz konusu tüpün kırıldığının bildirildiğini açıkladı.

Özal, olaydan 3 gün sonra hemşirenin ölü bulunmasının şüpheleri artırdığını kaydetti.

'SİZE ANLATAMAM'

Adliye çıkışında gazetecilere açıklama yapan Özal, şunları söyledi:

''Ben sayın savcımıza gerek suikastıyla ilgili gerekse vefatıyla ilgili bildiklerimi, duyduklarımı bazı isimleri, olayları hadiseleri yıllardan beri bazı konuşulmamış bilinmeyen olayları anlattım. Şimdi bu isimlerle ve olaylarla ilgili birinci olarak kanunu sebeplerden dolayı bunlarla ilgili konuşmam yasaktır. İkincisi soruşturmanın selameti açısından doğru değildir. Üçüncüsü de bu isimlerin, olayların, can güvenliği açısından konuşulmaması gerekir. Ama çok süratli bir çalışma olduğunu, sayın savcımızın bu konuda zaten çalışma yapmış olduğunu gördüm çok da mutlu oldum."

Özal, hiçbir şeyin artık gizli kalmayacağını belirterek, "Herşeyin ortaya çıkmasının zamanı geldi" dedi.

'ERGENEKON'DAN 100 KAT ÖNEMLİ'

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu, 1993 yılının mercek alınması gerektiğini söyledi.

Özal, şöyle konuştu: "Sayın rahmetli Uğur Mumcu ile başlayan rahmetli Eşref Bitlis ile devam eden, rahmetli Özal ile devam eden, Adnan Kahveci'nin vefatıyla süren, Madımak olayları, 33 erin şehit olması... Bir dönemin, bir PKK meselesinin çözümü, bir Kürt meselesinin çözümüyle ilgili, sıcak ortamın başladığı bir dönemin kapanmasıdır. O günden bu güne 17 sene geçti. Çok şehitler verdik olayları çözemedik. O dönemler özellikle Eşref Bitlis Paşa ile rahmetli çok yakın ilişkiler içerisinde çözüme ulaşmışlardı.

Türkiye o dönem, önemli bir dönemdir 93 yılı. Belki bugün konuşulan Ergenekon davalarından 100 kat daha önemlidir. Bunlar hiçbir zaman gizli kalmaz. Rahmetlinin de bana söylediği buydu. Hatta ben kendisini en son Türkmenistan'da gördüm o zaman da kendisi döner dönmez bu meseleyi bizzat çözeceğini bana söylemişti. Döndükten sonra zaten cumartesi günü vefat etti.''

Babasının kanının olduğu bir tüpün olduğunu söyleyen hemşireyle görüşmek istediğini belirten Özal, kendisine söz konusu tüpün kırıldığının bildirildiğini açıkladı.

Özal, olaydan 3 gün sonra hemşirenin ölü bulunmasının şüpheleri artırdığını kaydetti.

22 YIL SONRA GELEN İDDİA

Ahmet Özal'ın bir gazetede çıkan röportajında ''Turgut Özal'a yapılan suikast girişiminin ardında eski MGK Genel Sekreteri vardı'' iddiasını, ihbar kabul ederek soruşturma başlatan Özel Yetkili Cumhuriyet savcılarından Hakan Karaali, ifadesinin alınması için Ahmet Özal'a tebligat göndermişti.

Özal'ın gazetede yer alan röportajında, babasına yönelik düzenlenen başarısız suikastın arkasındaki isimlerin çok kısa sürede tespit edildiğini ve bu isimlerin kendisine aktarıldığını dile getirmişti.

Özal, röportajında, ''Babam ülke karışmasın diye bu isimleri açıklamadı. Bunlardan biri de MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu'ydu. Bu isimlerin hepsi Emniyet ve MİT'in arşivlerinde var. Arşivler açılsın'' ifadesini kullanmıştı.

4 YIL SONRA SERBEST KALMIŞTI

Merhum Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan olduğu dönemde, 18 Haziran 1988'de Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda yapılan ANAP Kongresi'nde, kürsüde konuşurken, silahlı saldırıya uğramıştı.

İki el açılan ateşte, kurşunlardan biri Özal'ın sağ eline, diğeri ise mikrofonun ayağına isabet etmişti.

Saldırıyı gerçekleştiren Kartal Demirağ, silahı tutukluk yapınca Özal'ın korumaları tarafından vurularak, yakalanmış ve 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1992'de serbest bırakılmıştı.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler