ANKARA - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Cumhuriyet savcıları tarafından, aile içi şiddete maruz kalındığının öğrenilmesi halinde, bu konuda herhangi bir şikayet de gerekmediğinden derhal soruşturmaya geçilmesini istedi.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek imzasıyla yayımlanan, Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un uygulanmasıyla ilgili genelgede, toplumun vazgeçilmez temel birimi olarak kabul edilen ailenin, "güçlenmesi, gelişmesini sağlayabilmesi ve toplum içindeki fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için sosyal ve ekonomik yönlerden olduğu kadar, hukuki bakımdan da korunması zorunluluğunun ortaya çıktığına" işaret edildi.
Genelgede, Türkiye'de de bu amacı gerçekleştirebilmek üzere çıkarılan kanunlardan biri olan "Ailenin Korunmasına Dair Kanun"un uygulanmasında bazı duraksamalar olduğunun gözlendiği vurgulandı.
Anayasa ve Türk Ceza Kanunu'nun ilgili hükümleri de göz önünde bulundurularak, Ailenin Korunmasına Dair Kanun kapsamında, Cumhuriyet savcıları tarafından aile içi şiddete maruz kalındığının öğrenilmesi halinde, bu konuda herhangi bir şikayet de gerekmediğinden derhal soruşturmaya geçilmesi, ayrıca koruma kararı alınması için ivedilikle aile mahkemesi hakimine bildirimde bulunulması istendi.
Mahkeme tarafından tedbirleri içeren koruma kararının verilmesi durumunda, kararın, kanunun amacına uygun olarak infazının sağlanabilmesi için kolluk birimleriyle sıkı işbirliği kurulması gerektiği kaydedilen genelgede, mahkemece verilen koruma kararına uymayanlar hakkında kanuni işlemlerin yerine getirilmesi konularında gereken dikkat ve özenin gösterilmesi gereği vurgulandı.
BAKAN ÇİÇEK'TEN CUMHURİYET SAVCILARINA UYARI
Çiçek, insan hakları ihlallerine yol açılmaması ve Türkiye'nin bu nedenle maddi ve manevi zarara uğramasının önlenmesi için cumhuriyet savcılarını, soruşturma evresinde dikkat etmeleri gereken konularda uyardı.
Çiçek, bu çerçevede yayımladığı "Soruşturmalarda İnsan Hakları İhlallerine Yol Açılmaması" konulu genelgede, Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzaladığını ve vatandaşların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bireysel başvuru hakkı olduğunu anımsattı.
Çiçek, cumhuriyet savcılarının, "insan hakları ihlali olarak nitelendirilen" soruşturma evresindeki eksikliklerini şöyle sıraladı:
- Güvenlik güçleri hakkında kötü muamele ihbarları, kolluk ile ilgili şikayet veya soruşturmaların yeterince aydınlatılmadan sonuçlandırıldığı,
- Soruşturma evresinde gerekli araştırmaların süratle yapılmaması,
- Gerekli deliller toplanmadan kovuşturmaya yer olmadığı veya yetkisizlik kararları verildiği, ilgili kişilere soruşturma sonuçlarının bildirilmediği."
Çiçek, "AİHM'de Türkiye aleyhine açılan davalarda, cumhuriyet savcılarının soruşturma evresini, kanunlarda ve bakanlık genelgelerinde açıklanan ilkeler doğrultusunda yerine getirmemeleri durumunda bu eksikliklerin insan haklarının ihlali olarak değerlendirilip Türkiye'nin tazminata mahkum edilmesi halinde Hazine tarafından yapılan ödemelerin kendilerinden geri alınmasının ilgili kanun hükümleri çerçevesinde söz konusu olabileceğinin göz önünde bulundurulmasını" istedi.