Gelişmiş dünyada, şirketleri gelecek kuşaklara aktarmada sorun yaşandığını ve bu problemin ‘Şirket Anayasası’ veya ‘Aile Anayasası’ ile çözülebileceğini söyleyen Gökhan Türkeş Öngel, şirketlerin devamlılığıyla ilgili açıklamalarda bulundu.
Sanayici ve İş Adamı Gökhan Türkeş Öngel, şirketlerinin istikrarı ve gelişiminin, devletin ekonomik istikrarı ile doğru orantılı olduğunu ve gelişmiş dünyada şirketlerin 3. Kuşaklara aktarılma oranının yüzde 45 olduğunu, bu oranın ülkemizde yüzde 4 seviyesinde bulunduğunu söyledi.
Türkiye ekonomisinin standardı ve istikrarı için çok önemli olan bu konuyu neden ve sonuç ilişkileri ile irdelemesinin gerekliliğine ifade eden Gökhan Türkeş Öngel, “Bin bir risk alarak ve bin bir zorlukla kurulan şirketlerin 2. Ve 3. Kuşaklarca haraç mezat satılması ve faaliyetlerine son verilmesi hüzünlüdür. Üstelik her şirket kapanışı, o şirketlerin yıllar içinde oluşturduğu bilgi, birikim ve şirket kültürünün de yok olması demektir. Şirketlerin plansız sonlanması, ortaklar ve hissedarlar arası ilişkileri de olumsuz etkilemektedir” dedi.
“Çözüm şirket anayasası”
Gelişmiş dünya, ister şirket, ister şahıs iştiraklerinde ve hatta aile de, gelecek kuşaklara problem aktarmama adına ‘Şirket Anayasası’ veya ‘Aile Anayasası’ oluşturulduğunu ve bu sorunun büyük ölçüde önlenebildiğini söyleyen Öngel, “Şirket anayasası veya aile anayasası, o şirketin veya o alenin kültürel özelliklerini ve genetik kodlarını taşımaktadır. Onun için de her şirket ve aile anayasası o şirket veya o aileye özel hazırlanmaktadır. Kurucuların, hükümlerini peşinen kabul ettiği bu anayasa, şirketlerin gelecekte ki yol haritasını belirleyen yazılı bir metindir. Aynı zamanda şirketin ve ailenin yapacağı iştiraklere, standart ve sistem getirmektedir. Örneklendirmek gerekir ise, şirket anayasası, o şirketin sağlık konusun da uzmanlaşmasını öngörmüş ise gelecek kuşakların yatırımlarını sağlık alanında yapması zorunludur. Şirket anayasaları ise; Anayasa, Şirketin kendi hayatiyetini koruması ve hissedarların çıkarını koruması ana ilkesi ile oluşturulur. Planlama ve yatırım anayasa da belirlendiği şekli ile devam eder. Eğer şirket hissedarlarının biri, bir kaçı veya tamamı var olan işi devam ettirmek istemeseler bile, şirketin devamlılığını asıl kılarak; şirketin profesyonellerce yönetilmesine, şirketin halka arzına veya şirketin faaliyet konusu ile birlikte satışına anayasa karar verir. Hatta şirketin yaşamını sürdürmesi olanaksız hale gelmiş ise, son çare olarak kapanışa karar verir ve hissenin nasıl paylaşacağının da ayrıntısını anlatır. Dolayısı ile miras veya hisse bölüşüm ve paylaşımından yana oluşacak sosyal sorunların da önüne geçmiş olur” açıklamalarında bulundu.
Öngel “Unutulmamalıdır ki; devletler ve şirketler dahil olmak üzere, standardını oluşturmayan, kuralları olmayan ve kurumsallaşmayan yapıların sürdürülebilir başarı sağlaması mümkün değildir” diyerek ifadelerini sonlandırdı.