AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "7. parsel dedikleri bölge bizim kıta sahanlığımız içindedir, Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından gereken cevap verilir, Fatih Gemisi de yine Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından güçlü bir şekilde korunmaktadır. Yunan ve Rum tarafına herhangi bir girişimde bulunmamalarını tavsiye ederiz." dedi.
Çelik, Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, parti genel merkezinde gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Toplantıda Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Jülide Sarıeroğlu ile Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz tarafından sunumların yapıldığını belirten Çelik, bu sunumlar çerçevesinde gelecek dönemde parti politikasıyla ilgili atılacak adımları dinlediklerini ve bununla ilgili kararlar alındığını ifade etti.
- "İsimlerle ilgili her şey şu aşamada spekülasyondur"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Çelik, AK Parti'nin İstanbul, Ankara ve İzmir'de yerel seçimlerde göstereceği adayların isimlerinin belirlendiğine yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine, "İsimlerle ilgili her şey şu aşamada spekülasyondur. Ne zaman kesinleşir? AK Parti bunları açıkladığı zaman kesinleşir. Her seçim öncesi böyledir, pek çok isim konuşulur, pek çok konuda listeler yayınlanır, bunların çoğu da doğru çıkmaz." karşılığını verdi.
Gelinen aşamada Yerel Yönetimler Başkanlığı'nın ve diğer birimlerin kendi hazırlıklarını sürdürdüğünü anlatan Çelik, takvimin nasıl işleyeceğini, başvuruların nasıl olacağını cuma günü MKYK toplantısından sonra açıklayacağını bildirdi.
Henüz takvimin de açıklanmadığını anımsatan Çelik, "Çoğu kulis olarak yazılıyor ama bu kulislerin çoğu da gerçek kulis değil, çoğu spekülasyon olarak gündeme geliyor. Dolayısıyla benim doğrulayacağım bir konu değildir bu." dedi.
Türk-İş ve DİSK'in asgari ücret komisyonunun erken toplanmasına ilişkin taleplerinin hatırlatılması üzerine ise Çelik, "Haberlerle ilgili Bakanımızla konuşmuştum. Asgari ücret komisyonu zamanında toplanacak, herhangi bir şekilde takvimde bir oynama yok." yanıtını verdi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ekonomik saldırıların Avrupa'dan bir başkentten yapıldığını söylediği belirtilerek, buna ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Çelik, "Ekonomik saldırının dış kaynaklı olduğuna dair çok uzun bir süre çeşitli açıklamalar dinledik. Dolayısıyla bu saklı, gizli bir mesele değil. Bunun dışarıda sistematik bir şekilde belli açıklamalarla tırmandırılmak istenen bir süreç olduğu görülüyor. Bunun ileride konuşulacak tarafları vardır, şimdi konuşulacak tarafları vardır. Şimdi konuşacağımız kısımları bu kadardır. Dolayısıyla size herhangi bir başkenti işaret edecek durumda değilim." dedi.
"Benim bu konudaki suskunluğumdan bile siz bir sonuç çıkarırsınız." ifadesini kullanan Çelik, "Saldırıların o gün kimlerin söylemleriyle gerçekleştiği nasıl ortaya çıktığı her şekilde ortadadır. Burada önemli olan şudur, Türkiye bu kadar sistematik ve vahşi bir saldırıyı kendi imkan ve kapasitesiyle atlatmayı başarmıştır. Tarihimizin hiçbir döneminde belki de hiçbir devlete karşı yapılmamış bir saldırı gerçekleşti. Kurumlarımızın hükümetimizin sağlam duruşuyla Cumhurbaşkanımızın verdiği talimatların zamanlı, hızlı ve tam olarak yerine getirilmesiyle bu saldırıya gereken cevap verildi. Bir kere daha kurumsal kapasitemiz, gücümüz test edilmiş oldu, bu testten başarıyla çıktığımızı düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili bir soru üzerine verdiği yanıt hatırlatılarak Gökçek'in tekrar AK Parti'den aday olma durumu ve MHP'nin İstanbul adayının Bedrettin Dalan olabileceğine ilişkin iddialara yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine Çelik, "Bunlar tabiidir her parti adaylarını açıklayacak, herkes kendi ismi altında bu seçime giriyor, herkesin kendi gündemi, kendi siyasi ajandası var. Bu çerçevede her parti kendi planlamasını yapmıştır, seçim takvimini yapmıştır. Çeşitli siyasi aktörlerle görüşüyorlardır, dolayısıyla bu tartışmaları tabi karşılamak lazım. Siyasetin doğası gereği olan tartışmalardır." dedi.
Erdoğan'ın, Gökçek ile ilgili dava arkadaşlığına ve kardeşliğine vurgu yaptığını anımsatarak, "Bu Sayın Gökçek'in AK Parti ailesinin içerisinde kardeşlikle, dava arkadaşlığıyla nitelenen bir siyasi şahsiyet olduğuna dönük bir vurgudur." diye konuştu.
Gökçek'in tanıdıkları bir şahsiyet olduğuna değinen Çelik, "Bulunduğu konum ne olursa olsun bu değişmez, dava arkadaşlığı, kardeşlik, AK Parti ailesinin bir mensubu olma konumu değişmez. Sizlerin sorduğu şekilde bu açıklamalar kimlerin aktif olarak hangi ilde adayımız olacağı ya da olup olmayacağı şeklinde bir sonuca bizi şu aşamada götürmez. Bu partinin yetkili kurullarının Genel Başkanımız Cumhurbaşkanımız başkanlığında vereceği kararla ilgilidir." değerlendirmesinde bulundu.
- "Kati Piri'yi ciddiye almayın"
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri'nin İstanbul Havalimanı'na ilişkin yaptığı paylaşımların hatırlatılması üzerine Çelik, "Kati Piri'yi ciddiye almayın, onun anlayacağı işler değil bu. Türkiye Raportörü olmasına rağmen maalesef Türkiye'yi tanımamış birisidir. Türkiye'de hangi gelişme olsa en son havalimanıyla gelişmede de benzer bir rahatsızlık duyduğunu belli ediyor. Duygusal olarak Türkiye karşıtlığına angaje olmuş, dolayısıyla o duygusal angajmanı politik bir tutum olarak değerlendirmek doğru değil." dedi.
Kendi görevi ve pozisyonu gereği politik tutumlara baktığını belirten Çelik, "Ciddiye alınacak bir şey değil ama Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile ilgili raportörünün bu duruma düşmesi, Avrupa Parlamentosu'nun kurumsal kapasitesinin bu duruma düşmesi de hepimizin üzerinde ciddiyetle düşünmesi gereken bir mesele." diye konuştu.
Doğu Akdeniz'de gerilimin yaşandığı ve Fatih Gemisinin sondaj çalışmalarına başladığı hatırlatılarak, Yunanistan'ın karasularını genişletme çabalarına yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine Çelik, Fatih Gemisi'nin sondaj çalışmalarına başlamasıyla Doğu Akdeniz'deki meselenin yeniden gündeme geldiğini bildirdi.
Konuyu yakın bir şekilde takip ettiklerini belirten Çelik, "Dışişleri Bakanı Kocias ayrılmadan evvel ve şimdiki Başbakan Çipras'ın sözleri olmuştu, Yunan karasularının kademeli olarak artırılacağına dair. Tabi Türkiye buna müsade etmeyecektir. Yani Yunanistan'dan sık sık kendi kendilerine bir hukuk üretiyorlar, bu hukuku evrensel hukuk olarak tanımlıyorlar ondan sonra da Türkiye buna uysun diyorlar. Net bir şey söyleyeceğim bu çok tehlikeli bir yaklaşımdır, kendilerine yüce Meclis'in 1995 yılında aldığı karardaki ikazı hatırlatıyorum. Türkiye'nin bunu nasıl değerlendireceği 95 yılındaki kararda mündemiçtir. Bu şekilde karasularının kademeli olarak artırılmasıyla ilgili en ufak bir çabaya Türkiye tarafından en sert cevap verilecektir." ifadesini kullandı.
- "7. parsel çok net koordinatlara sahip"
Son zamanlarda da bunlara cevap verme konusunda Deniz Kuvvetleri ile Sahil Güvenliğin yüksek bir performans gösterdiğini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Burada 2 tane tabloyla karşı karşıyayız bu sondaj çalışmaları sırasında, bir tanesi Rum Kesiminin tek taraflı olarak attığı adımlar ikincisi de üçlü olarak atılan adımlar. üçlü adımlar da Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve Mısır işbirliği ile gerçekleşiyor. En son 7. parselde hak iddiasında bulunuyorlar, ya kıta sahanlığımız içindeki bölgelerde ya da münhasır ekonomik bölgelerde hak iddiasında bulunuyorlar. Bu bahsettikleri 7. parsel çok net koordinatlara sahip. Burası Birleşmiş Milletler tarafından koordinatları tespit edilmiş Türkiye'nin kıta sahanlığının dış sınırları içinde kalan bir bölge. Dolayısıyla burada herhangi bir şekilde hak iddiasında bulunmamaları gerekir. Bildiğimiz Rum tarafı, Kıbrıs'ın tamamına hakim olmak istiyor, Türk tarafını yok saymak istiyor, zenginlikleri tek taraflı olarak kullanmak istiyor."
Rum tarafınının daha önceki görüşmelerde olduğu gibi herhangi bir çözümden yana olduklarını göstermeleri halinde bugün bunların konuşulmayacağını dile getiren Çelik, "Şunu her zaman yapıyorlar tek taraflı bir girişimde bulunuyorlar, buna bir hukuki kılıf uyduruyorlar, daha sonra da bu kılıf doğrultusunda bir adım atmaya çalışıyorlar. Bunu bilsinler 7. parsel dedikleri bölge bizim kıta sahanlığımız içindedir, Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından gereken cevap verilir, Fatih Gemisi de yine Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından güçlü bir şekilde korunmaktadır. Yunan ve Rum tarafına herhangi bir girişimde bulunmamalarını tavsiye ederiz. Daha yapıcı olmalarını tavsiye ederiz." dedi.
AK Parti olarak, silahlı kuvvetlerin kıta sahanlığı ve karasuların korunması konusunda gösterdiği çalışmalar konusunda her zaman destek açıklaması yaptıklarını vurgulayan Çelik, "Yunan tarafı 1995'teki yüce Meclis'in ikazını unutmasın, Türkiye Cumhuriyeti unutmaz, gereğini yerine getirme konusunda da tereddüt etmez. Bundan haberdar olsunlar, bir kere daha altını çiziyoruz bunun." diye konuştu.
Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye'nin beklentilerinin karşılanması adına bundan sonra atılacak adımların neler olabileceğine ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cinayete ilişkin ifadelerine ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Çelik, "Sayın Kılıçdaroğlu'nun son yaptığı grup konuşmasında ortaya koyduğu sözler, yaklaşımı utanç vericidir. Bir şeyin altını çizmek isterim, kendisi bu askerlikle ilgili meselelerden bahsederken, yani siyasette bir kural vardır hangi siyasi tutumu savunursan savun aileyi işin içine karıştırmayacaksın, aileleri bunun dışında tutacaksın. Fakat utanç verici bir şekilde kendi oğlunun askerliğinden bahsederken Cumhurbaşkanımızın oğullarının askerlik konusunu gündeme getiriyor. Çok basit bir şekilde girse, elinde akıllı telefon var, bu konuya baksa kendi söylediğinin yalan olduğunu görecek." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğullarından birinin askerlik görevini yurt dışında okurken ilgili kanuni düzenleme çerçevesinde icra ettiğini, diğer oğlunun ise sağlık sorunları sebebiyle icra edemediğini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Bunu gündeme getirmek bir genel başkana yakışıyor mu? Şöyle bir şey vardır, şahsiyetli siyasetçiler aileleriyle ilgili bir konu olduğu zaman kendilerini öne atarlar, aileleri zarar görmesin diye. Şahsiyetli siyasetçilerin yaptığı budur. Kılıçdaroğlu ne yapıyor? Kendisiyle ilgili bir konu gündeme getirildiğinde cevap vermek için hem kendi ailesini işin içine karıştırıyor hem Cumhurbaşkanımızın ailesini işin içine karıştırıyor. Aile meselesinin müstesna tutulması gerekir. Burada Kılıçdaroğlu'nun iki şey yapması gerekiyor, birincisi Cumhurbaşkanımızın ailesinden özür dilemesi gerekiyor, ikincisi de yine işin içine karıştırdığı için kendi ailesinden de özür dilemesi gerekiyor çünkü kendi ailesini de işin içine karıştırıyor. Bir kere bu saygın olmayan, hakikaten güçlü siyasi şahsiyetlere siyasi şahsiyet olmanın vasıflarına yakışmayan durumu açık ve net bir şekilde kınıyoruz."
(Sürecek)