Zübeyde Malik
BBC
İran'ın eski Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Akbar İtimat, nükleer enerji üretme yolunda ilk adımları attıkları yıllarda Tahran ile Washington'un yaptıkları işbirliğinin boyutlarını anlattı.
Amerika Birleşik Devletleri'nin son yıllarda durdurması için yoğun baskı uyguladığı İran, deyim yerindeyse "nükleer yolculuğu”na Şah döneminde başladı.
Şah Rıza Pehlevi, İran'ın nükleer enerji üretmesini, silah üretimi seçeneğini de canlı tutmak istiyordu.
BBC'nin sorularını yanıtlayan ve İran'ın ''nükleer programının babası'' olarak kabul edilen Akbar İtimat, Amerikalıların nükleer enerji konusunda o dönemde İran'a güvendiklerini söylediklerini anlattı.
İran o dönemde 23 bin megawatt’lık üretim yapmak istiyordu.
İran Şahı, nükleer enerji santlali kurmak istediklerini açıkladığı zaman Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğini almıştı.
Akbar İtimat, Amerikalıların daha sonra bazı koşullar öne sürmeye başladığını söylüyor.
İtimat, Amerika Birleşik Devletleri'nin o dönemde İran'ın nükleer projelerine “yatırımlara katılma ihtimali" nedeniyle destek verdiğini düşünüyor.
Amerika Birleşik Devletleri yönetimi ile yapılan görüşmelere ilişkin izlenimlerini İtimat, şöyle aktarıyor:
"Amerikalıların görüşlerini bize empoze etmeye çalıştıkları izlenimini edindim ve pazarlık yapmayı reddettim. Dört yıl boyunca ikili anlaşmanın hükümlerini tartıştık, ama sonuca ulaşamadık."
İtimat, Amerikalıların "İran'dan yana bir endişeleri olmadığını" Yugoslavya ve Filipinlere benzer koşulları getirmek için böyle bir yaklaşım geliştirdiklerini söylediklerini aktarıyor.
Amerika Birleşik Devletleri ile İran arasında bugün yaşanan ilişkilerden farklı olarak 1974-1978 yılları arasında İranlı öğrenciler nükleer konularda eğitim görmek için Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyordu.
İtimat'ın yaptığı açıklamalar, Şah yönetiminin nükleer silah seçeneğine sahip olmak istediğine işaret ediyor:
"Şah bölgede yeteri kadar güçlü olduğunu düşünüyor ve çıkarlarını nükleer silah olmadan savunabileceğini düşünüyordu. Ne var ki bir gün bana, 'Bu durum değişirse "nükleer seçeneğe" yönelmeliyiz' dedi. Aklında bu vardı."
"Benim görevim, bu alandaki bütün nükleer teknolojik olanaklara yönelmekti."
1979 yılındaki İslam Devrimi'nden sonra nükleer çalışmalar bir süre durdu.
İtimat o dönem için şöyle diyor: "Başlangıçta devrimciler nükleer teknolojiyi Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'ı etki altında tutmak için kullandığı bir 'araç' olarak görüyordu. Daha sonra yürütülen programın başarılı olduğunu ve sürdürmek zorunda olduklarını fark ettiler."
İran'ın yeni yöneticileri İtimat'ın kapısını çaldı. O günlerde yurtdışında yaşıyordu. Çağrı üzerine İtimat, İran’a geri döndü ve o zamandan beri İran’da yapıyor ama artık nükleer programla ilgilenmiyor: "Bu işe yeniden girmek için çok geç, benim için öyle."
İran'ın nükleer programıyla ilgili tartışmalar yıllardır sürüyor, defalarca toplantı yapıldı.
Görüşmelerin son turu İran ile P5+1 (BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya) olarak anılan grup arasında Kazakistan'ın başkenti Almatı'da yapıldı.
P5+1'i oluşturan Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ve Almanya nükleer tesislerini Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun denetimine daha düzenli ve kapsamlı bir şekilde açmasını istiyor.
İran'dan, ayrıca nükleer programın askeri boyutları olup olmadığına ilişkin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın sorularına ve endişelerine yanıt vermesi de isteniyor.
İran, uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirmeye başladı; P5+1 ülkeleri buna son verilmesini de istiyor ve zenginleştirme oranı olarak "5" sınırında kalınmasını istiyor.
İtimat, uluslararası güçler ile İran arasında yaşanan son anlaşmazlıklar ile ilgili olarak, "Çıkış yok. Bence İran, çalışma yapma hakkına sahip ve Batılı ülkelerin hangi hakla İran'a yaptırım uyguladıklarını anlamıyorum" diyor.
İtimat, İran'a yapılan baskılar ile ilgili olarak "İran'a baskı yapılıyor. Bunu neden İsrail'e, Hindistan'a ya da Pakistan'a yapmıyorlar?" sorusunu yöneltiyor.
İran'ın nükleer enerji projelerinin babası Akbar İtimat, "İran'ın bu baskılara boyun eğmemesi gerektiğini" düşünüyor.
İtimat'ın anlatımları geçmişe ilişkin yeni iddiaları beraberinde getiriyor.
İtimat, "İran'daki devrim sonrasında Iraklıların kendisi ile bağlantıya geçtiğini, Paris'te yaşadığı o günlerde Irak'taki nükleer projeler için çalışmasını istediklerini " anlatıyor.
İtimat'ın kendisine böyle bir teklifin geldiğini söylediği yıllarda Irak ile İran arasında savaş yaşanıyordu.
İranlı bilimadamı, Bağdat’ın teklifini reddettiğini ve "halkıma karşı savaştığınız sürece Irak'a gelmeyeceğim" dediğini aktarıyor.
İtimat, Paris'te yaşadığı yıllarda pekçok ülkenin kendisine "iş teklifi" getirdiğini anlatıyor.